İklim elemanları nelerdir, Sıcaklığı etkileyen faktörler nelerdir

İKLİM VE İKLİM ELEMANLARI
 
  İKLİM
 
   Oldukca geniş bir sahada devam eden atmosfer olaylarının ortalamasına, iklim denir.
   Günlük atmsofer olayları, kısa sureler içinde ve dar alanlarda meydana geldiği halde, iklimler oldukça geniş alanlarda ve cok uzun zaman içinde   değişmeyen hava karakterlerini belirler. İklim, doğal çevreyi ve insan yaşamını etkileyen bir faktördür. Göllerin oluşumu, seviye değişimleri ve kimyasal özellikler önemli ölçüde iklime bağlıdır. Herhangi bir yerde yetişen doğal bitki örtüsünün türü, miktarı ve yayılış alamı iklime bağlıdır.
 Dolayısı ile iklim, tarım faaliyetlerini de etkileyen  en önemli faktördür. İklim, insanların yasayışını, kültürünü, giyimlerini, fizyolojik özelliklerini, karakterlerini, yer yüzüne dağılışını ve ekonomik faaliyetlerini etkilemektedir. İklim şartları insanları etkilediği gibi hayvan turlerini, yaşama alanlarını, sayılarının artması ve türlerinin tükenmesi de etkiler. Kısacası iklim olayları, dogal cevreyi ve insanları doğrudan ya da dolaylı etkilemekte hatta kontol etmektedir.
 
 
  İKLİM ELEMANLARI
     
   Sıcaklık, basınç, rüzgar, nem, yagış, bulutluluk gibi atmosfer olaylarına iklim elemanları denir.
   Bir bolgede etkili olaniklim karakterleri iklim elemanlarının kontrolü altındadır. Herhangi bir yerde etkili olan iklimi tespit etmek için, iklim elemanlarının tam incelenmesi gerekir. Bunun çin günlük atmofer olayların gözlemlenmesi ile elde edilen değerlerin aritmetik ortalamaları alınır.
   İklim karakterleri belirlenirken, ortalamaların yanısıra, uzun yıllar içinde görülen maksimum ve minimum değerlerde kullanılır. Ayrıca maksimum değerler içindeki uç değerler de tespit edilir. Bu değerler o anki atmosfer olaylarının iklim karakterlerinden ne kadar saptığını gösterir.
 
 
  Sıcaklık
 
    Bir cismin sahip olduğu ortalama kinetik enerjiye sıcaklık denir. Isı ise bir enerji çeşididir. 1 gr suyun sıcaklığını 1 C yükselten enerji miktarıdır. Güneş, yerin merkezi katı yakıtlar  ve nükleer reaktörler birer ısı kaynağıdır.Yeryüzü ve atmsoferin temel ısı kaynağı Güneş’tir.
    Günes  etrafına yaydığı ışınlara güneş radyasyonu denir. Güneş ışınları dalg demetleri halinde yer yüzüne ulaşır.Dalga demetleri, çevreyi aydınlatan ve renklerin algılanmasını sağlayan ışık ışınları, ısı enerjisini taşıyan kızıl ötesi(enfaruj) ışınlar ve bitkilerde özümlemeyi sağlayan mor ötesi(ultraviyole) ışınlarından oluşur.
    Güneş’ten atmosferin üst katlarına gelen ışık demetlerinin tamamı yeryüzüne ulaşmaz. Bir kısmı atmosfere, bulutlara ve yer yüzüne çarparak geriye yansır. Işınların geriye yansıması olayına albedo denir. Albedo her zaman sabit değildir.
    Güneş ışınlarının su, kar, buz gibi pürüzsüz yüzeylere değdiği yerlerde ve dar açıyla geldiği dönemlerde albedo fazla iken, dik açıyla geldiği dönemlerde ve pürüzlü yüzeylere çarptığı yerlerde azalır. Güneş ışınlarının yaklaşık %33’ü albedoya uğrar. Güneş ışınlarının albedodan arta kalan %67’si atmosferi ve yeryüzünü ısıtır, aydınlatır.
    Atmsofere ulaşan güneş ışınlarını %100 kabul edecek ollursak,
    %25’i yoğunluk farkından ve bulutlara çarparak uzaya yansır.
    %25’i atmsofer içinde dağılır.(difüzyon)
    %15’i atmsofer tarafından emilir.(asorpsiyon)
    %8’i yeryüzüne çarpınca uzaya yansır.
    %27’si yer yüzü tarafından tutulur.
 
   Güneş ışınlarının atmosfer içinde kırılıp dağılmasına difüzyon denir.Difuzyona ugrayan ışınlar, gölgede kalan kısımların ve gecelerin çok soğuk olmasını önler.Aynı zamanda gölgelerin yarı aydınlık olmasını sağlarken, gökyüzünün de mavi görünmesini sağlar.
   Yükseklere doğru çıkıldıkça tutulma azaldığından sıcaklık düşer.Sıcaklık düşmesi ortalama her 100 m de ortalama 0,5C kadardır.Kış mevsiminde bazı günler soğuk hava kütleleri alçalır, alçak kesimlere ve vadi içlerinde sıkışırlar.Buralarda alçak kesimler soğukken, yükseklerde daha sıcak hava kütlelerine bulunabilir.Bu olaya sıcaklık terselmesi ismi verilir.
   Sıcaklık, coğrafi koşulları ve diğer atmosfer olaylarını en yakından kontrol eden iklim elemanıdır.Diğer iklim elemanlarının etki şiddetini ve dağılışını sıcaklık belirler. Sıcaklık, insan yaşamı üzerinde de doğrudan etkilidir.İnsanların yaşama alanlarını, yerleşmeyi, kültürel, sosyal ve ekonomik etkinliklerini, beslenme, giyinme ve ısınma gibi ihtiyaçlarını etkiler.
   Sıcaklığın dağılışını izoterm haritaları ile gösterilir.Aynı sıcaklığa sahip noktaların bir çizgi ile birleştirilmesi ile izotermler veya eş sıcaklık eğrileri oluşur.İzoterm haritaları iç içe kapalı eğrilerden oluşurlar.Komşu iki izoterm arasındaki sıcaklık farkı sabittir.İzotermelrin sıklaştıkları yerlerde kısa mesafelerde sıcaklık farkı artarken, izotermlerin uzaklaştığı yerlerde aynı mesafedeki sıcaklık farkı da azalır.
   İzoterm haritalarında termometreden ölçülen gerçek sıcaklıkların yanısıra, indirgenmiş sıcaklık değerleri de kullanılır.Gerçek sıcaklık değerleri ile çizilen haritaya gerçek izoterm haritası denir.
 
   İndirgenmiş sıcaklık(C)=Ölçülen sıcaklık+Yükselti/100*0,5 C formülü ile bulunur.
 
   Örneğin; 1800m yükseltiye sahip bir istasyonda ölçülen gerçek sıcaklık 10 C ise,indirgenmiş sıcaklık değeri,
   10 C + 1800 / 100 * 0,5 = 10 C + 9 C = 19 C olur
   Yer yüzünde sıcaklığın dağılışı yerel olarak önemli farklar gösterir.
   Yer yüzünde sıcaklık dağılışına neden olan faktörler şunlardır;
 
   -Güneş ışınlarının geliş açısı
  
   Yer yüzünde sıcaklık dağılışını etkileyen en önemli faktör, güneş ışınlarının geliş açısıdır.Çünkü; güneşten birim alana düşen enerji miktarı, güne ışınlarının geliş açısına göre değişir.Güneş ışınlarının yere değme açısı büyüdükçe, birim alana düşen enerji miktarı artar ve sıcaklık değeri yükselir.Güneş ışınlarının yere düşmesi azaldıkça birim alana düşen enerji miktarı azaldığından sıcaklık değerleri düşer.Güneş ışınlarının yere değme açısı zamana ve yere göre farklılık gösterir.
 
   Işınların yere değme açısını etkileyen faktörler şunlardır;
 
   *Dünya’nın şekli
 
    Yerin küresel şekli, her enlemim güneş ışınlarını farklı açılarla almasına neden olur.Güneş ışınları Dünya’nın yörüngesine (Ekliptik) paralel olarak gelirler.Ekliptik’e paralel gelen ışık demetleri, Ekvator çevresine dik açılarla düşerken, kutuplara goğru gittikçe daha dar açılarla yer yüzüne düşer.Güneş ışınlarının geliş açısının değişimine bağlı olarak, aynı güçte enerji taşıyan ışık demetleri Ekvator çevresini daha fazla ısıtıp aydınlatırken, kutuplar çevresinde daha geniş alanları ısıtıp aydınlatır.Böylece birim alana düşen enerji miktarı Ekvator’dan kutuplara doğru gittikçe azalır ve buna bağlı olarak sıcaklık değerleri düşer.
 
 
   *Dünyanın yıılık hareketi ve eksen eğikliği
  
    Dünyanın yörüngesinden geçen ekliptik düzlemi ile Ekvator düzlemi çakışık değildir.Aralarında değişmeyen 23° 27′ lık bir açı vardır.Bu açı nedeniyle güneş ışınlarının dik düştüğü noktalar yıl içinde Ekvator’dan eğilik açısı kadar kuzeye ve güneye kayar.Böylece güneş ışınları, dönencelere yıl içinde bir defa dönenceler arasına ise iki defa dik düşer.Güneş ışınlarının dik düştüğü noktaların yıl içerisinde değişmesi, dünya üzerinde diğer herhangi bir noktada da güneş ışınlarının geliş açısının değişmesine neden olur.Böylece herhangi bir noktaya güneş ışınlarının dik geldiği dönemlerde sıcaklık değerleri arttığından yaz yaşanır.
 
 
   *Dünya’nın günlük hareketi
  
   Dünya’nın şekline bağlı olarak tam yarısı karanlık, bir tam yarısı da aydınlıktır.Dünya’nın 24 saat içinde ekseni çevresindeki dönüşünü tamamlaması, karanlık taraf ile aydınlık tarafın yer değiştirmesine neden olur.
   Güneş’ten doğrudan alınan enerji geceleri sıfıra indiğinden, ışıma nedeniyle ısı enerjisi sürekli kaybedildiğinden sıcaklık değerleri sürekli olarak düşer.Gün içerisinde en düşük sıcaklık bu nedenle gecenin son anıdır.Güneş’in ufukta görünmeye başlamasıyla sıcaklık değerleri tekrar yükselmeye başlar.Günün en sıcak anı ise, güneş ışınlarının
en dik açıyla geldiği öğle vakti değildir.Öğle vakti, birim alana düşen enerji miktarının en yüksek olduğu andır.Ancak bu andan itibaren birim alana düşen enerji miktarı azal-masına rağmen, kazanılan toplam enerji, kaybedilen enerjiden yüksektir.Bu nedenle sıcaklık değerleri yükselmeye devam eder.Bu durum yaklaşık iki saat kadar sürer ve en sıcak an, yaklaşık yerel saat 14:00 sularında yaşanır.
 
 
   *Bakı ve eğim
 
   Herhangi bir noktanın güneş ışınlarına olan konumuna baki denir.Güneşe dönük yamaçlar, güneş ışınlarını daha dilk açıyla alcaklarından, sıcaklığı etkileyen diğer şartların eşit olduğu eiğer bir yamaca göre daha yüksek sıcaklıklara sahiptirler.Güneş’e dönük olmayan yamaçlar ise güneş ışınlarını daha dar çıya alacaklarından, sıcaklık değerleri daha düşüktür.
   Dönenceler arasında dağların her iki yamacı yılın bir döneminde güneş ışınlarını daha dik açıyla aldığından, bakının etkisi belirgin olarak görülmez.Kutuplara yakın bölgelerde güneş ışınlarının çok dar açıyla gelmesi bakının etkisini azalttığından, dağların her iki yamacı da düşük sıcaklıklara sahiptir.
 
 
    *Yükselti
 
    Yer yüzü şekillerinin yükselti ve bakı gibi özellikleri, sıcaklığı önemli ölçüde etkiler.Sıcaklık atmosferde yükseldikçe düşer ve yükseklere çıkıldıkça atmosferin yoğunluğu, nem oranı ve kalınlığı azalır.
    Bu nedenle,yüksek kesimler günesşten daha fazla enerji aldıkları halde ışıma ile daha fazla enerji kaybettiklerinden sıcaklık değişimi daha fazladır. Gündüz kısa sürede ısınan bu yerler gece hızlıca soğurlar
 
 
    *Nem
 
     Nemin ısınma ısısı yüksektir.Bu nedenle nemin fazla olduğu yerlerde günlük ve yıllık sıcaklık değişimi daha azdır.Nem,yer yüzüne çarparak geriye yansıyan güneş ışınlarını daha fazla absorbe eder.Ayrıca koruyucu bir örtü oluşturarak sıcaklığın uzaya kaçmasını önler.
 
 
    *Okyanus akıntıları
 
    Okyanus akıntıları, ilk harekete geçtikleri denizlerin sıcaklıklarını, ulaştıkları alanlara taşırlar.Buna bağlı olarak dünya sıcaklık dağılımını etkilerler.Öncelikle farklı iklim bölgeleri arasında görülen akıntılar sıcaklıkları daha belirgin olarak değiştirirler.
 
 
    *Rüzgarlar
 
    Hava kütleleri üzerinde bulunduğu yüzeylerin sıcaklıklarından etkilenirler.Hava kütleleri, sahip oldukları sıcaklıkları ulaştıkları alanlara taşırlar.
    Bu nedenle, hareket halindeki hava kütlesi sıcaklık dağılışını doğrudan etkiler.Enlem-sıcaklık ilişkisine bağlı olarak yüksek enlemlerden alçak enlemlere doğru esen rüzgarlar, sıcaklık değerlerini düşürürken alçak enlemlerden yüksek enlemlere doğru esen rüzgarlar sıcaklığı arttırıcı etki yaparlar.Fön karakteri kazanmıs rüzgarlar da en son ulaştıkları alanlarda sıcaklığı arttırırlar.
 
    
    *Kara ve denizlerin dağılışı
 
    Kara ve denizlerin özgül ısıları farklıdır.1 gr ağırlığında bir cismin 1 C  sıcaklığa ulaşabilmesi için gerekli olan enerji miktarına özgül ısı veya ısınma ısısı denir.
    Kara ve denizlerin özgül ısılarının farklı oluşu, aynı miktar ısı enerjisine de farklı sıcaklık değerlerine sahip olurlar.Örneğin, suyun ısınma ısısı karalardan fazladır.Bu nedenle aynı sıcaklığa, karalara göre daha geç ulaşırlar, aynı zamanda daha geç soğurlar.
    Kara ve denizler arasındaki ısınma ve soğuma süreleri arasındaki fark, gündüz ve yaz mevsimde karaların daha çabuk ve daha fazla ısınmasına, gece ve kış mevsiminde ise daha hızlı ve daha fazla soğumasına neden olur.
    Sonuç olarak, karalar ile denizler arasında her zaman bir sıcaklık farkı oluşmaktadır.
 
    Atmosfer ve yer koşullarının etkisi ile Güneş’ten alınan enerjinin her yerde farklı olması, sıcaklık kuşaklarının ortaya çıkmasına neden olmuştur.
 
 
 
    Sıcaklık kuşakları ve başlıca özellikleri
 
    -Sıcak kuşak: Kuzey Yarım Küre’de karaların fazlalığından dolayı daha geniş yer kaplar.Bu kuşakta yıllık sıcaklık ortalaması 20 C üstündedir.Nemin fazla olması güneş ışınlarının dik ve dike yakın açlarla gelmesi gibi nedenlerle sıcaklık farkı azdir.Bu kuşakta,Ekvatoral,Savan,Muson ve Tropikal çöl iklimleri etkilidir.
 
    -Ilıman kuşak: Kuzey Yarım Küre’de fazla oranda, Güney Yarım Küre’de daha az oranda görülmektedir.Ilıman kuşata güneş ışınlarının dik açıyla geldiği yer yoktur.Ancak eksen eğikliğinin sonucu olarak, güneş ışınlarının geliş açıları arasındaki fark artmıştır.Bu fark yıl içerisinde sıcak ve soğuk dönemlerinin ortaya çıkmasına neden olur.Bu kuşakta,ılıman kuşak karasal, ılıman kuşak denizel, karasal çöl ve Akdeniz ikliö şartlar etkilidir.
 
    -Soğuk kuşak: Kuzey kutbunda az oranda, Güney kutbunda daha azla oranda görülmektedir.
 
 
    *Bitki örtüsü
 
    Bitki örtüsü, toprak üzerinde koruyucu bir örtü oluşturur.Bu örtü toprak neminin kısa sürede buharlaşarak atmsofere karışmasını önler.Bitki örtüsü, gündüzleri güneş ışınlarının yere değmesine engel olduğundan daha az ısınmasına neden olur.Aynı zamanda geceleri toprağın ışıma ile enerji kaybını azaltır.Bu nedenle bitki örtüsünün fazla olduğu yerlerde, günlük sıcaklık farkı azalır.Gündüzleri bitki örtüsünün ür olduğu yerler serin, geceleri daha ılıktır.
 
 
 
 
    Basınç ve nem
 
    Yer çekiminin etkisi ile yer küreyi çepeçevre saran gaz kütlesinin ağırlığına, ya da atmosferi oluşturan gazların üstünde bulunduğu yüzeylere yaptığı etkiye hava basıncı denir.
    Basınç barometre denilen aletle ölçülür.Hava basıncı, ilk kez 1643 yılında Torriçelli tarafından civalı bir barometre ile ölçülmüştür.45 derece enleminde, 0 C sıcaklıkta, 0m deniz kıyısında ölçülen 760mm veya 1013 mb basınç normal atmosfer basıncı kabul edilir.1013 milibardan daha yüksek basınçlara yüksek basınç(antisiklon), daha düşük değerlere alçak basınç ismi verilir.
 
    Atmosfer basıncının yer yüzüne dağılışına etki eden faktörler şunlardır:
 
    *Yerçekimi
 
    Hava basıncının ortaya çıkmasında etkili olan en temel faktör yerçekimidir.Yani Dünya’da yerçekimi olmasaydı, dünyayı çepeçevre saran ve dünya yüzeyine etki yapan bir hava küre olmayacaktı.Yer çekiminin etkisiyle hava küre, Dünya yüzeyinin her yerine sabit bir etki yapar.Ancak Dünya’nın şeklinden dolayı yer çekimi her yerinde aynı değildir.Ekvator’dan kutupalra doğru gittikçe yer çekimi artar.Bu nedenle yerçekimi alçak enlemlerden yüksek enlemlere gittikçe küçük değişimler gösterir.
 
 
    *Yükselti
 
    Atmosferde ağır gazlar alt katlarda, hafif gazlar daha üst katlarda bulunur.Ayrıca yer çekiminin etkisiyle,yükseklere doğru ağırlığı ve yoğunluğu azalan atmpsferin yere yaptığı etki azalır.Atmosferin en alt katında yer alan Troposfer katında yaklaşık her 10,5 m de, hava basıncı 1 mb değişir.Her hangi bir noktanın yükseltisi sabit olduğundan yükseltiye bağlı olarak yıl içerisinde basınç değişimi olmaz.
 
 
    *Sıcaklık
 
    Sıcaklık değiştikçe atmosferin yoğunluğu değişir.Yoğunluğun değişmesi de basıncın değişmesine neden olur.Her hangi bir yerde sıcaklığın artması ile hava moleküllerinin titreşimleri artar, moleküller birbirinden uzaklaşır.Genişleyip hafifleyen hava kütlesinin yere yaptığı etki azalır, yani alçak basınç alanalrı oluşur.Bu merkezlere termik alçak basınç merkezi denir.
    Sıcaklığın artması basıncın düşmesine neden olurken, sıcaklığın azalması basınç değerlerinin yükselmesine neden olur.Sıcaklığın düşüşüyle hava kütlesi yoğunlaşır, ağırlaşır ve alçalarak sıkışır.Alçalan hava kütlesinin yere yaptığı etki arttığından termik yüksek basınç merkezi oluşur.
 
 
    *Dinamik etkenler
 
    Dünya’nın kendi ekseni etrafında dönüşüne bağlı olarak oratay çıkan savrulma kuvveti veya merkezkaç kuvveti, hava kütlelerinin bazı enlemlerde yığılıp sıkşmasına,  bazı enlemlerde de yükselerek gevşemelerine neden olur.
    Dinamik nedenlerle oluşan sürekli basınç kuşaklarında, basınca etki eden diğer faktörlerin bazı mevsim ve dönemlerde daha baskın hale gelmesi durumunda dinamik basınç kuşakları kesintiye uğrar.
Bu içerik internet kaynaklarından yararlanılarak sitemize eklenmiştir

3 YORUMLAR

CEVAP VER
Lütfen yazınızı giriniz.
Lütfen adınızı buraya giriniz.