Lise 2 Psikoloji Konu anlatımı ve ders notları PSİKOLOJİNİN KONUSU, İÇE-BAKIŞ(İÇ-GÖZLEM)YÖNTEMİ, BİLİM, ORGANİZMA, DAVRANIŞ, PSİKOLOJİNİN TANIMI NEDİR, DUYUM EŞİĞİ

PSİKOLOJİNİN KONUSU NELERİ KAPSAR
Psikoloji sözcüğü,Yunanca da “ruh” anlamına gelen “psyke” ile bilgi, bilim anlamlarına gelen”logos”sözcüğünden oluşmuştur.En genel anlamıyla Psikoloji;Organizmanın davranışlarını inceleyen pozitif bir bilimdir.
Psikolojinin kavram olarak ruhbilim anlamına gelmesi nedeniyle psikoloji denilince akla hep ruh gelmiştir.Oysa Psikoloji ruhu incelemez.”ruh var mıdır,ölümsüz müdür? gibi sorulara karşılık aramaz.Çünkü bu tür sorular bilimi değil felsefeyi ilgilendirir.Psikoloji ise her bilim gibi gözlenebilen olayları ele alır,sınıflandırır ve bu olaylar arasındaki değişmeyen ilişkileri,yasaları bulmaya çalışır.
19.Y.Y.sonlarına kadar ruh nedir sorusuyla ilgilenildiği için Psikoloji bir bilim haline gelememiştir.19.Y.Y. sonlarında Psikolojide deneysel araştırmalar yapılmaya başlanmış;böylece Psikolojinin bağımsız bir bilim olması için zemin hazırlanmıştır.
Psikolojinin bilim döneminin Wilhelm WUNDT ‘un Almanya’da Leibzig Üniversitesinde ilk Psikoloji laboratuarını kurmasıyla başladığı kabul edilir.
Bu dönemde metafizik anlamıyla (deneysel yollarla test edilemeyen) “ruh” Psikolojinin konusu olmaktan çıkmıştır.
Bugünkü anlamda, insan ruhu,ruhsal problemler v.b. denilince genellikle öldükten sonra bedenden ayrılacağına inanılan ruh anlaşılır.
Uzun zaman psikoloji;iç yaşam olaylarının bilimi,zihinsel yaşam olaylarının bilimi şeklinde tanımlanmıştır.Böylece Psikolojiye konu olarak insanın iç dünyası gösterilmiştir.Bu tarz düşünen psikologlara göre her insanın duygular, hayaller,eğilimler,düşler ve düşüncelerden oluşan canlı bir iç dünyası vardır.Bu dünya kişiye özgü ve başkalarına kapalıdır.
Bu psikologlara göre; hoşlanmak,kıskanmak,sevinmek,düşünmek gibi iç yaşam olayları (Pozitif bilimlerin inceleyebildiği toprak ,su v.b. gibi gözlem ve deneyle incelenebilen hususlardan farklı olarak) içebakış yöntemiyle incelenebilir.
İÇE-BAKIŞ(İÇ-GÖZLEM)YÖNTEMİ NEDİR:
Psikolojide bir insanın kendi kendini incelemesine,bir olay yada etki karşısında duydukları,düşündüklerini açıklamasına iç-gözlem(içe-bakış) denir.İçebakış yönteminde inceleyen ve incelenen aynı varlıktır.Kişi çoğu zaman kendi kendini incelerken duygu ve düşüncelerinde değişiklikler yapar ve dış çevrenin etkisiyle duygu ve düşüncelerini doğru olarak açıklamayabilir.Bu nedenlerle bu yöntem güvenilir bulunmamıştır.Ayrıca tekrarlanamayan ve doğruluğu kontrol edilemeyen bir takım olgular bilimi meydana getiremez. Bu ve benzeri sebepler sonunda Psikologlar psikolojinin bilim haline gelebilmesi için büyük ölçüde deneye dayalı bir konusu olması gerektiği görüşünde birleşmişlerdir.
BİLİM NEDİR: Bir alanda belli yöntemlerle toplanmış düzenli bilgilere bilim denir.Bu bilgiler olayların gözlenmesi, ölçülmesi ve deneyler yoluyla toplanır.Bilim gerçeği arar,olaylar arasında değişmez ilişkiler bulmaya çalışır.Elde ettiği sonuçlar nesnel, geçerli ve evrenseldir.
ORGANİZMA NEDİR:İnsan, hayvan ve bitkilerin canlı bedeni anlamına gelir.Her canlı bir organizmadır.Psikolojinin asıl amacı insan organizmasını incelemektir.Ancak, deney aracı olarak ,insan davranışlarıyla karşılaştırmak amacıyla hayvanlarda Psikolojinin konusu olmuştur.
DAVRANIŞ NEDİR :Organizmanın doğrudan veya dolaylı olarak gözlenebilen,ölçülebilen her türlü etkinliğidir.davranışın or- taya çıkması için insanın zihninden bir şeylerin(düşünme,problem çözme,duygulanma,anlama,algılama v.b)geçmesi gerekir.İşte bu işlemlere zihinsel oluşumlar adı verilir.
İnsan ve hayvanların yürümek,koşmak,yemek,içmek gibi etkinlikleri doğrudan gözlenebilen birer(hareket türünden) davranıştır.Rüya görmek,öğrenmek,hayal kurmak,düşünmek,duygulanmak gibi bazı davranışlarda dolaylı olarak gözlenebilir.Rüyanın an latılması,düşüncenin konuşmayla ifade edilmesi gibi.
Psikoloji doğrudan gözlenebilen (hareket türü) davranışlardan çok dolaylı olarak gözlenebilen yani zihin oluşumu olan davranışları konu edinir.Üzülmek,sevinmek,öfkelenmek gibi zihinde oluşan iç yaşantılar,bedene yansıyan yanları ile dolaylı olarak gözlenebilir.Üzülen biri durgunlaşır,ağlayabilir.Psikoloji sadece dıştan kolayca gözleyebileceğimiz davranışları değil,bu davranışların ortaya çıkmasında rol oynayan zihinsel oluşumları da inceler.
DAVRANIŞLARI FARKLI ÖLÇÜLERE GÖRE ŞU ŞEKİLDE SINIFLANDIRABİLİRİZ:
1-Fizyolojik davranışlar:Terleme,kızarma,sararma v.b
2-Fiziksel davranışlar(hareket) :Yürüme,koşma v.b.
3-Psikolojik davranışlar:Sevinme,düşünme,korkma v.b.
4-Bilinçli davranışlar:Konuşma v.b
5-Bilinçsiz davranışlar:İrkilme v.b.
6-Normal davranışlar:Çoğunluğun benimsediği ve toplumun normlarına ve beklentilerine uygun olan davranışlar.
7-Anormal davranışlar:Normalden beklenmedik olumsuz yönde sapmalar.toplum normlarına uymayan davranışlar.
PSİKOLOJİNİN TANIMI
İnsan ve hayvanların davranışlarını;bu davranışların gerisindeki zihinsel oluşumları ile birlikte inceleyen bilimdir.
PSİKOLOJİNİN AMAÇLARI NELERDİR : 1-İnsan davranışlarını inceleyerek davranışlar arasındaki neden-sonuç ilişkisini bulmaya çalışmak.
2-Psikolojinin temel kavramları ve süreçleri hakkında bilgi vererek,bireyin kendi duygu,düşünce ve davranışlarının altında yatan nedenleri daha iyi anlamasına yardım etmek.
3-Bireyin kendi sorunlarına bilimsel açıdan yaklaşabilmesini sağlamak.
4-Kaygı sıkıntı gibi Psikolojik nedenlerden kaynaklanan rahatsızlıkları önleyerek bireysel ve toplumsal ruh sağlığını korumak.
——————————————————————————–
yusufdal
13-01-2008, 20:50
ORGANİZMA VE ÇEVRE
Organizma nedir:
Organizma aslında bir organize bütünlüğü ve birlikte faaliyeti ifade eder.Canlılık bir organize sistem olduğundan,her canlı bir organizmadır.Psikoloji, sinir sistemi gelişmiş olan canlılar (İnsan ve hayvanlar) ın çevrelerindeki uyarıcıları nasıl duyumsayıp algıladıkları ve bu uyarıcılara nasıl cevap verdiklerini anlamaya çalışır.Bu amaçla psikolojinin konusu içine giren asıl organizma insan organizmasıdır.
Çevre: İnsanın çevresi ikiye ayrılır;
1-Doğum öncesi çevre
-Anne karnındaki (biyolojik)çevredir.Annenin sağlığı, beslenme durumu, çocuğun gelişimini sağlıklı olup olmamasını etkiler.Annenin kötü beslenmesi,ruhsal sıkıntıları,geçirdiği bulaşıcı hastalıklar,aldığı ilaçlar,sigara,alkol gibi bağımlılıklar,bebeğin sağlığını olumsuz etkiler.
2-Doğum sonrası çevre-
a-Fiziksel Çevre:Işık,ses, atmosfer sıcaklık gibi doğa koşulları bireyin fiziksel çevresini oluşturur.
b-Toplumsal Çevre:Bireyin içinde yaşadığı ve davranışlarına etki eden, insanlar arası ilişkiler toplamı onun toplumsal çevresini oluşturur.
İÇ ÇEVRE:Güdüler,tutumlar,duygular,organizmanın çeşitli durumları geçmiş deneyimlerin etkileri iç çevreyi oluşturur.
DIŞ ÇEVRE:Dış uyaran durumundaki nesneler, olaylar,kültürel ürünler,kişiler dış çevreyi oluşturur.
FİZİKİ ÇEVRENİN ORGANİZMAYI ETKİLEMESİ:
Organizma çevre etkileşiminin olabilmesi fiziksel uyarıcılara ve organizmanın alıcılığına bağlıdır.
Uyarıcı:
Organizmanın duyu organlarını harekete geçiren iç ve dış etkenlere (ışık,ses,koku,basınç v.b) uyarıcı denir. Tepki:
Uyarıcıların organizmayı etkilediği anda organizmanın uyarıcılara verdiği cevap (karşılık)tır. Uyarım:
Uyarıcıların organizmayı etkilemesidir. Organizmaya etki eden uyarıcılar;
a-İç uyarıcılar
b-Dış uyarıcılar olmak üzere ikiye ayrılır.
Organizmanın Uyarıcılara gösterdiği Tepkiler:
1-Fiziksel Tepkiler:Kızgın ütüye elini değdiren birinin elini çekmesi
2-Fizyolojik Tepkiler:Terleme,kızarma,sararma v.b.
3-Psikolojik Tepkiler:Hayal kurma,üzülme,sevinme v.b.
Uyarıcı tepki ilişkisi:
1-Aynı uyarıcıların hep aynı tepkilere yol açması.Örneğin eli ateşe değen her insan elini ateşten çeker.
U O T (Refleks davranımı)
2-Aynı uyarıcıların farklı tepkilere neden olması.Örneğin,Bir bardak soğuk su bazen içme duygusuna, bazen ürperme duygusuna yol açabilir.
3-Farklı uyarıcıların aynı tepkiye neden olması.Örneğin üzüntüden,sevinçten,korkudan ağlayabiliriz.
(Karmaşık Davranım)
DUYUM VE DUYUM EŞİĞİ: Bir organizmanın iç ve dış uyarıcılara karşı duyarlılık göstermesine duyum denir.Yani dış dünyadan başlayıp beyinde sona eren bir süreçtir.
Duyumun gerçekleşmesi için gerekli şartlar:
1. Işık ,ses,sıcaklık,soğukluk,koku gibi uyarıcı(etken)lar olmalıdır.
2. Organizma sağlıklı duyu organlarına (alıcılara),sağlıklı duyu sinirlerine ve beyne sahip olmalıdır.
3. Uyarıcılar organizmaya ulaşmalıdır.
4. Uyarıcıların şiddeti duyum eşiği sınırları içinde olmalıdır.
Duyum Eşiği nedir :
Organizmanın bir uyarıcıyı almaya başladığı en alt ve artık alamadığı en üst sınır arasındaki bölümdür.
Alt eşik Duyum Eşiği Üst eşik ……….. …………
Alt eşik;Organizmanın uyarıcı almaya başladığı nokta
Üst eşik:Organizmanın uyarıcıyı artık alamadığı noktadır.
Örnek:İnsan kulağı 20 ile 20.000 frekans arası sesleri duyar.
Farklılaşma Eşiğ nedir i:
Alınan uyarıcının şiddetinde değişme olduğunun fark edilebilmesi için gerekli olan en az miktardır.
Yetersiz Uyarılma nedir :
İç ve dış uyarıcıların organizmada herhangi bir tepki oluşturmaması durumudur.İki nedenle ortaya çıkar:
1-Uyarıcının şiddeti duyum eşiği sınırları dışında ve ya alt eşiğe yakın düzeyde olması;Bu durumda uyarım olmaz.Örneğin 20 frekansın altındaki sesleri duyamayız ve ya televizyonda ilgi çekici bir film izlerken kapının çalındığını işitemeyebiliriz.
2-Alışkın olduğumuz ışık,ses v.b. uyarıcılardan uzun süre yoksun kalınması;uzun süre hücre hapsinde kalanların günlük yaşamda alışkın oldukları uyarıcılardan yoksun kalmaları nedeniyle yetersiz uyarım ortaya çıkar.
Yetersiz uyarılma organizmanın normal yaşama gücünü kaybetmesine,algı bozukluklarına,davranış bozukluklarına,uyumsuzluğa yol açar.
Aşırı Uyarılma nedir :
Bir dış ya da iç uyarıcının organizmayı normal şiddet ve sürenin üstünde etkilemesidir.İki nedenle ortaya çıkar:
1-Uyarıcının şiddetinin yüksek olması,şiddetli ses,basınç,ışık v.b.
2-Alışılmıştan çok uyarım almak, Büyük kentlerdeki trafik,hava kirliliği,gürültü v.b.
Aşırı uyarılma altında zorlanan organizma bu durumdan kurtulmak ister. Eğer kurtulmayı başaramamışsa organizma yorgun düşer,uyum bozulur,huzursuzluk ve gerilime yol açar.Bazen de duyarsızlaşarak hiçbir tepki göstermez.
Uyum(intibak):
İnsanın çevresiyle olumlu ilişkiler kurması,organizma ile çevre arasında herhangi bir uyarım değişikliğinin olmadığı denge durumudur.
Dengelenme (homeostatis) nedir:
Aşırı ve ya yetersiz uyarılma sonucunda uyum ve denge durumu bozulan organizmanın tekrar normal yaşantısına dönmesine dengelenme( homeostatis )denir.Örneğin insanın vücut ısısı,kalp atışı,tansiyonu değiştiğinde,organizma uyumu sağlamak için çaba harcar.Üşüyünce titreriz,sıcakta terleriz,yorulduğumuzda dinleniriz………… Çünkü yaşamak için çevreyle uyum içinde olmalıyız.Bu nedenle çevreye uyum sağladığımız gibi,çevreyi de (evler yaparak bunların ısısını ayarlayarak) kendimize uydururuz.
Alışma nedir :
uzun süre karanlık,koku,gürültü gibi aynı uyarıcı ile karşı karşıya kalan organizmada uyarıcının ilk etkisini,şiddetini yitirmesi durumudur.Örneğin karanlığa alışma,gürültüye alışma gibi.
Duyarsızlaşma nedir :
bireyin aşırı üzüntü,acı,sevinç gibi iç uyarıcılarla tekrar tekrar karşılaşması sonucunda önceleri gösterdiği duygusal davranışın zayıflama durumudur.Örneğin sürekli azarlanan bir çocuğun artık bu azardan etkilenmemesi
Kaynak: www.englishpage.blogcu.com

5 YORUMLAR

CEVAP VER
Lütfen yazınızı giriniz.
Lütfen adınızı buraya giriniz.