Sakarya meydan savaşının önemi nedir?

SAKARYA MEYDAN SAVAŞI’NIN ÖNEMİ NEDİR ? ( 23 AĞUSTOS-13 EYLÜL 1921 )
1683 Viyana bozgunundan itibaren devam eden gerileme sona erdi.
T.B.M.M büyük bir zafer kazandı. Yunan ordusunun taarruz gücü kırıldı. Yunanlılar savunmaya geçti.
T.B.M.M M. Kemal’e Mareşallik ve Gazilik unvanı verdi.(19 Eylül 1921)
Kafkas Cumhuriyetleri ile Kars Antlaşması imzalandı.(13 Ekim 1921)
Fransızlarla Ankara Antlaşması imzalandı.(20 Ekim 1921)
İtilaf Devletleri barış teklifinde bulundular.
Yunan taarruzları karşısında Eskişehir, Afyon ve Kütahya hatlarında elde edilen başarısızlıklar sonucunda Türk Ordusu Sakarya Irmağı’nın doğusuna kadar çekilmek zorunda kalmıştı. Aslında bu çekilişin stratejik bir önemi vardı ki onu da M. Kemal Paşa şöyle belirtmiştir: “Birliklerimizi toplayarak düşmanla kendi aramızda büyük bir mesafe bırakmak gerekmektedir, böylelikle düşmanı hem ana karargahlarından uzaklaştırmış hem de dağılan ve durumu kötü olan biriklerimize büyük bir zaman kazandırmış oluruz.” Bu gerçektende dahice bir hamleydi.
Meclis Londra Konferansı’ndan eli boş dönen heyetin ve savaştaki gerilemenin sorumlusu olarak M. Kemal Paşa’yı gösteriyordu. Bu karışık ve zor günler içerisinde meclis :”Bizi bu duruma getiren şimdi ordunun başına geçsin ve bizi bu durumdan kurtarsın” dercesine ona başkumandanlık teklif etmişti.Bu teklifi hem ona inanan ve bu durumu düzeltecek tek insasnın olduğuna inananlar hem de onu sevmeyen ve bir mağlubiyet karşısında ondan kurtulmak isteyenler yapıyordu. M.Kemal Paşa ise eğer başkumandan olması halinde meclisin de yetkisini alarak ordunun başına geçmeyi böylelikle hem alınması gereken önlemleri hem de karar ve kanunları hızla çıkartıp orduyu hızlı bir şekilde savaşa hazırlamak istedi. Bunu şiddetle karşı çıkanlar vardı ama üç gün süren yoğun tartışmalar sonunda üstün ikna kabiliyeti sayesinde istediği tüm yetkileri meclisten aldı.
14 Ağustos 1921’de yeniden ilerlemeye başlayan Yunan birliklerine karşı M.Kemal Paşa dünya savaş literatürüne geçen bir taktikle savunma yapmıştır. Ordularına “Artık hattı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır! Ve bu satıh tüm vatandır.” Emrini verir. İşte bu taktik nedeniyle cephe tam 100 km genişliğinde ve 20 km derinliğindeydi. Büyük küçük her birlik geri çekildiği taktirde ilk durabildiği noktada tekrar bir hat oluşturup çatışmaya devam ediyordu.
Düşman birlikleri Ankara’nın 50 km yakınlarına kadar yakınına gelmişti ama tükenmiş bir durumdaydı. Her anı her saniyesi başlı başına bir an olan bu tarihi savaşın son günlerine doğru cephe kurmay başkanı, M.Kemal Paşa’ya ilettiği raporda umutsuz bir sesle “efendim düşman taze kuvvet alıyor”demişti. Bu rapor seyrek kalkan uçaklarımızdan elde edilmişti. Raporu dikkatlice inceleyen Bşkumandan M. Kemal Paşa ise bunun takviye değil olsa olsa bir geri çekilme olabileceğini anlamakta tereddüt etmemiş ve derhal İsmet Paşa’yı arayarak ”Paşam zaferimizi kutlarım “ diyerek ordulara taarruz emrini vermiştir. 10 Eylül 1921 de karşı saldırıya geçen Türk ordusu 13 Eylül ‘de Sakarya doğusuna kadar gelerek tam bir zafer elde etmiştir.
Bu içerik internet kaynaklarından yararlanılarak sitemize eklenmiştir

CEVAP VER
Lütfen yazınızı giriniz.
Lütfen adınızı buraya giriniz.