İngilizce eğitim seti, tüm ingilizce konu anlatımları, ingilizce gramer, ingilizce öğreniyorum, ingilizce kitaplar, ingilizce test, ingilizce cümleler, ingilizce sözler, ingilizce ödev, ingiliz alfabesi, ingilizce zamanlar, ingilizce kurs

THE ENGLISH ALPHABET
İngiliz Alfabesinde 26 harf vardır.
A,a    ey        B,b    bi        C,c    si        D,d    di
E,e    I        F,f    ef        G,g    ci        H,h    eyç
I,i    ay        J,j    cey        K,k    key        L,l    el
M,m    em        N,n    en        O,o    ou        P,p    pi
Q,q    qu        R,r    ar        S,s    es        T,t    ti
U,u    yu        V,v    vi        W,w    dablyu        X,x    ks
Y,y    vay        Z,z    zed
ENGLISH VOWEL SOUNDS
AI (ey)        EY (ey)         tailor (teylır)        they (dey)
AY (ey)         EW (iyu)     day (dey)        new (nyuu)
004
AU (oo)        IE (ü)        autumn (ootım)        field (fiıld)
AW (oo)    OA (u)        aweful (oofıl)        boar (boor)
AE (iı)        OO (u)        hear (hiır)        too (tuu)
EA (e)        OO (uu)        dead (ded)        good (gud)
EE (iı)        OU (av)        see (sii)            house (haus)
EI (ey)        OW (av)    eight (eyt)        now (nav)
C: a, o, u, 1, r harflerinden önce K okunur. come: (kam), cake (keyk)
C: e ve ı harflerinden önce s okunur. cigarette (sigaret)
CH: ç okunur. Children (çildrın)
G : a, o, u, 1, r harflerinden önce g okunur. good (gud), grad (greyd)
G: e ve ı harflerinden önce g ve c okunur. get (get)
GH: önüne ı gelmediği takdirde f okunur. ; enough (inaf)
SH : ş okunur short (şoort). ship (şip)
A ve AN
A ve an kelimeleri tekil olan cins isimlerin önünde kullanılır. (Bir, herhangi bir) anlamına gelirler.
a; sessiz harfle başlayan, tekil cins isimlerin önünde, an; sesli harfle başlayan veya (h) ile başlayan bazı tekil isimlerin (okunuşunda h telaffuz edilmiyorsa) önünde gelir.
A book        herhangi bir kitap
an apple        herhangi bir elma
an hour        bir saat
THE
Bir ismin önünde the kullanılmışsa bahsedilen şeyin herhangi bir şey değil, söyleyen ve dinleyen tarafından bilinen bir şey olduğu, daha evvelce sözü edilmiş olduğunu anlatmaya yarar.
the book    daha önce sözü edilmiş, belli bir kitap
the boy        daha önce sözü edilmiş. belli bir çocuk
THE tekil isimlerin önünde kullanıldığı gibi çoğul isimlerin önünde de kullanılabilir.
the books    kitaplar
the boys        çocuklar
PLURAL : ÇOĞUL
İngilizce’de isimleri çoğul yapmak için genellikle ismin sonunda (s) takısı getirilir.
boy     çocuk        boys    çocuklar
Ancak çoğul yapılacak ismin son harfi x, ss ise bu durumda ismin sonuna “es” takısı gelecektir.
Box    kutu        boxes    kutular
İngilizce’de bazı isimler bu çoğul kuralının dışındadır. Bunlarda sadece sesli harfler değişir.
Man    adam        men    adamlar
THAT: ŞU
That uzakta bulunan bir şeyi göstermekte kullanılır. “That” sözcüğünün isimlerin başına geldiğinde “the” nın yerini alır.
The notebooks are in that bag.    Defterler şu çantadadır.
YOUR-HIS
Your: Senin, sizin ;    His : Onun (erkek için) ;         Her: Onun (bayanlar için)
His books are in the bag.        Onun kitapları çantadadır.
Your pencils are in that box.    Kalemlerin şu kutudadır.
Bu konu (kart 26)da daha geniş anlatılmıştır
TO:
Bir eylem, bir iş bildiren kelimelere fiil denir. İngilizce’de mastar halindeki bütün fiillerin başına “TO” getirilir.
to write         yazmak         to come         gelmek
TO BE (olmak) fiilinin üçüncü tekil şekli “IS”, çoğul şekli “ARE” kelimeleridir. IS=dır, ARE=dırlar, anlamındadır.
To be yardımcı fiili tekil isimlerle kullanıldığında IS, çoğul isimlerle kullanıldığında ARE olarak kullanılır.
TEKİL                 ÇOĞUL
 He IS tall (O uzundur)         They ARE tall. (Onlar uzundur)
 
I, HE, SHE, THEY
Şahıs isimlerinin yerini tutan kelimelere şahıs zamiri denilir.
İngilizce’de kullanılan şahıs zamirleri:
I    ben                we    biz
you    sen                you    siz
he    o (erkekler için)            they     onlar
she    o (bayanlar için)
it    o (eşya ve hayvanlar için)
NOT kelimesi  (değil ) anlamındadır. Kullanıldığı cümleyi olumsuz yapar. Not = n’t şeklinde kısaltılabilir.
Mary is NOT tall.     Mary uzun boylu değildir.
Tom isn’t a student.    Tom bir öğrenci değildir
011
I’VE GOT = I have got: Benim va
İngilizce’de (I’ve got) kalıbı bir şeye sahip olunduğunu anlatır. Bu kalıbı kullanırken aşağıdaki çizelgeyi uygulayın.
I    (birinci tekil şahıs)      HAVE  GOT      sahip olunan şey
He
        (üçüncü tekil şahıs)     HAS     GOT      sahip olunan şey
She
They    (üçüncü çoğul şahıs)    HAVE GOT      sahip olunan şey
I’ve    = I have        He’s       =  He has
She’s = She has        They’ve = They have
ON, IN, AT:
on: üstünde,    in: içinde,    at: -de –da anlamına gelen bu kelimeler sözü edilen herhangi bir şeyin nerede olduğunu gösterir.
The book is ON the desk.    Kitap sıranın ÜSTÜNDEdir.
on a table:     bir masada,    on the floor:      yerde
The book is IN the desk.        Kitap sıranın İÇİNDEdir.
in a house:    bir evde,        in a shop :         bir dükkanda
The girl is AT the door.        Kız kapıDAdır.
at school: okulda,        at the station:     istasyonda.
EMİR hali;
Türkçe’de bir fiilde ek kısmı olan (-mek,- mak) kaldırıldığında fiil emir haline gelir.
BakMAK    bak        yazMAK    yaz
İngilizce’de bir fiilin mastar kısmı olan TO kaldırıldığında fiil emir halini alır.
TO COME    gelmek        COME        gel
TO WRITE    yazmak        WRITE        yaz
İNGİLİZCEDE CÜMLE KURMA;
ÖZNE              FİİL        TÜMLEÇ
He                     in the classroom.
She              IS             at the door.
Ayşe              IS NOT         short.
The book                 on the desk.
They                      in the bag.
   ARE        
The books                  on the desk.
           ARE NOT
Boys                      at the door.
SORU CÜMLESİ
FİİL        ÖZNE        TÜMLEÇ?
Soru cümlesi yapmak için düz cümledeki fiil cümle başına alınır.
Those pencils are long.        Şu kalemler uzundur.
Are those pencils long ?        Şu kalemler uzun mudur?
These boxes are full.        Bu kutular doludur.
Are these boxes full ?        Bu kutular dolu mudur?
İngilizce’de bir soru cümlesine vereceğimiz cevap olumlu ise cümleye mutlaka Yes, olumsuz ise No ile başlamak gerekir.
Are these tables dirty ?        Yes, they are.
Is this a pen?            Yes, it is.
Is this a map?            Yes, it is.
Is this book new ?        No, it is NOT.
Are these boys tall ?        No, they are NOT.
Is the pencil on the table ?    No, it is NOT.
THESE-THOSE:
Tekil            Çoğul
THIS    Bu        THESE        Bunlar
THAT    Şu        THOSE        Şunlar
This shop        Bu dükkan
These shops        Bu dükkanlar
That is an apple        Şu bir elmadır.
Those are apples    Şunlar elmadır.
These girls        Bu kızlar
IT:
( It: o ) şahıs zamiri; cansız varlık, bitki ve hayvan gibi tekil isimlerin yerine kullanılır. Cümlede kullanılışı
daha önce öğrendiğimiz he, she şahıs zamirleri gibidir.
The cat        is dirty            Kedi kirlidir.
It        is dirty            O kirlidir.
The tree    is short            Ağaç kısadır.
It        is short            O kısadır.
The car        is new            Otomobil yenidir.
It        is new            O yenidir.
 
TAG QUESTION (SORU TAKISI) DEĞİL Mİ?
IS IT? – ARE THEY ?    ISN’T IT? – AREN’T THEY ?    DEĞİL Mİ ?
Değil mi? sorusu İngilizce’de bir cümlenin olumlu veya olumsuz  oluşuna göre değişir.
The dog is in the room, ISN’T IT ?        Köpek odadadır, değil mi ?
The dog isn’t in the room, IS IT ?        Köpek odada değildir, değil mi ?
 
Cümle olumlu ise (değil mi) kelimesi olumsuz soru (isn’t he? Aren’t they? ) gibi, cümle olumsuz ise (değil mi?) kelimesi olumlu soru (is he? Are they?) şekline gelmektedir.
CÜMLE OLUMLU İSE;
The boy is in the room, isn’t he?        Çocuklar odadadır, değil mi?
Those are pencils, aren’t they?        Bunlar kalemdir, değil mi?
CÜMLE OLUMSUZ İSE;
The boy isn’t in the room, is he?        Çocuklar odada değildir, değil mi?
Those aren’t pencils, are they?        Bunlar kalem değildir, değil mi?
MY: Benim
Bir kişi bir şeyin kendisine ait olduğunu belirtmek isterse (my) kelimesini kullanır.
My book is on the table.            Kitabım masanın üzerindedir.
My pencil is in the box.            Kalemim kutunun içindedir.
Are my notebooks new ?            Defterlerim yeni midir?
Is my cat on the tree ?            Kedim ağacın üstünde midir?
WHAT – WHERE?        WHAT    Ne ?        WHERE   Nerede ?
WHAT        FİİL (is, are)    TÜMLEÇ?
What         is        this?        Bu nedir ?
What        are        these ?        Bunlar nedir ?
Where        is        the pencil ?    Kalem nerededir ?
Where        are        the students ?    Öğrenciler nerededir ?
İngilizce cümlelerde sorulan isim tekil ise IS, çoğul ise ARE  fiilleri kullanılır.
AIi’s : Ali’nin
Türkçe’de bir şeyin kime ait olduğunu belirtmek istersek ALİ’NİN KİTABI, AYŞE’NİN ELBİSESİ şeklinde söyleriz. Türkçe’deki bu duruma karşı İngilizce’de İSİMDEN SONRA (‘S) getirilir.
Ali’nin kitabı            Ali’s book.
Ali’s book is in the bag.        Ali’nin kitabı çantadadır.
Mary’s bag is on the desk.    Mary’nin çantası sıranın üstündedir.
TO BE : OLMAK
TO BE fiili yardımcı bir fiildir.
To Be : Olmak         (Kısaltılmış şekli)
I    AM        I’m            Ben….im
YOU    ARE        You’re            Sen…..sin
HE    IS        He’s
SHE    IS        She’s            O……..dır
IT    IS        It’s
WE    ARE        We’re            Biz……iz
YOU    ARE        You’re            Siz…….siniz
THEY    ARE        They’re            Onlar…dırlar
TO BE fiilinin OLUMSUZ SORU ŞEKLİ
TO BE + NOT           ÖZNE        TÜMLEÇ?
ISN’T        he        at the door ?        O kapıda değil mi?
AREN’T     the books    new?            Kitaplar yeni değiller mi ?
ISN’T        the pencil    long ?            Kalem uzun değil mi ?
AREN’T    we        at the room ?        Biz odada değil miyiz ?
ISN’T        he        a tailor ?        O bir terzi değil midir ?
HER, HIS (onun)
 
Her, its, our, your, their kelimeleri bir şeyin kime ait olduğunu gösterir. Kısaca mülkiyet sıfatlarıdır. Her kelimesi. sahibi bayan (dişi) olan, his ise sahibi erkek olan bir ismin önüne getirilir ve (onun) anlamına gelir.
Her dog is old.             Onun (o bayanın} köpeği yaşlıdır.
His house is big.            Onun (o erkeğin} evi büyüktür.
Her father is young.        Onun (o kızın} babası gençtir.
IT’S kelimesi cansız varlıklar ve hayvanlar için kullanılır ve (onun) anlamına gelir.
Your house is big and its door is shut.         Eviniz büyüktür ve onun kapısı kapalıdır.
The school is blue and its windows are yellow.    Okul mavidir ve onun pencereleri sarıdır.
THEIR, kelimesi (onların) anlamına gelir.
Their dresses are blue.                 Onların elbiseleri mavidir.
Their pencils are in that box.            Onların kalemleri şu kutudadır.
Their teacher is young.                Onların öğretmenleri gençtir.
OUR kelimesi (bizim) anlamındadır. Birden fazla kişinin sahip  olduğu şeyleri gösterir.
Our house is big.        Evimiz büyüktür.
Our dog is old.            Köpeğimiz yaşlıdır.
Our father is young.        Babamız gençtir.
Your car is red.            Senin araban kırmızıdır.
Your teacher is at the station.    Öğretmeniniz istasyondadır.
Bu mülkiyet (iyelik) sıfatları (82)de tekrar edilecektir.
WHOSE: Kimin ?
İngilizce’de herhangi bir şeyin kime ait olduğunu õğrenmek için (kimin ?) sorusunun karşılığı olan (whose) soru kelimesi kullanılır.
Whose, soru kelimesi cümlenin başına alınır ve sorulan şey tekilse (is), çoğulsa (are) getirilir.
Whose is this car ?        Bu araba kimindir ?
Whose are those cars ?        Bu arabalar kimindir ?
Whose cars are these ?        Bunlar kimin arabalarıdır ?
WHAT IS YOUR NAME ?    İSMİNİZ NEDİR ?
What is your name ?        İsminiz nedir?
My name is Tom.        Benim ismim Tom’dur.
What is our teacher’s name ?    Öğretmeninizin ismi nedir?
His name is Ahmet.        Onun ismi Ahmet’tir.
What is your father’s name ?    Babanızın ismi nedir?
His name is Mehmet.        Onun ismi Mehmet’tir.
What is that girl’s name ?    Şu kızın ismi nedir?
Her name is Ayşe.        Onun ismi Ayşe’dir.
OF:
Of kelimesi önüne geldiği isme (-ın, -nın) anlamını katar.
OF the books            Kitapların
Aşağıdaki cümlelerde OF kelimesinin kullanılışını inceleyin.
The colour of that bag is yellow.    Şu çantanın rengi sarıdır.
The colour of this cat is white.    Bu kedinin rengi beyazdır.
OF ayrıca iki kelimeyi birleştirmek için de kullanılır.
 
 A piece of chalk            Bir parça tebeşir     gibi.
TO BE fiilinin OLUMSUZ ŞEKLİ;  TO BE fiilinden sonra  NOT getirilmesiyle yapılır.
        ÖZNE    TO BE+NOT        TÜMLEÇ
 
        He        IS NOT            at the door.    O kapıda değildir.
        We        ARE NOT        in that shop.    Biz o dükkanda değiliz.
        You    ARE NOT        a student.    Siz bir öğrenci değilsiniz.
TOO: -de, -da     EITHER: -de, -da
Too ve either kelimeleri anlam olarak aynı olmasına rağmen cümlede kullanıılışları çok farklıdır.
Too ve either kelimelerinden önce virgül bulunduğuna ve too kelimesinin olumlu cümlelerde, either kelimesinin ise olumsuz cümlelerde kullanıldığına dikkat ediniz.
Carol is a nurse. I am nurse, too.                Carol hemşiredir. Ben de hemşireyim.
Roger is at the door. Carol is at the door, too.
Mary is not a nurse. I am not a nurse, either.
Tom is not at the door. Mary is not at the door, either.
TO HAVE: Sahip olmak
I have        I’ve        Benim var
You have    You’ve        Senin var
He has        He’s        Onun var
She has        She’s        Onun var
It has        It’s        Onun var
We have        We’ve        Bizim var
You have    You’ve        Sizin var
They have    They’ve        Onların var
TO HAVE 
1.  to have yardımcı fiilinin üçüncü tekil şahıs1ar ile kullanıldığında (has) şekline dönüştüğüne dikkat ediniz.
I’ve got (Benim var) kalıbını soru haline getirmek istersek have veya has kelimelerini cümle başına almamız gerekir.
have I got two boxes ?        İki kutum var mı ?
has she a plane ?        Onun bir uçağı var mı ?
have you got four cars ?        Senin dört otomobilin var mı ?
2.Bu cümlelerde (got) kelimesi kaldırılabilir ve anlam değişmez.
THERE IS, THERE ARE        vardır (lar)
There orada anlamında kullanılır. Is ve are ile birlikte kullanıldığında bir şeyin var olduğunu anlatır. Bahsedilen şey tekilse IS, çoğulsa ARE ile kullanılır.
There is a garden.        Bir bahçe var.
There is a pen in my bag.    Çantamda bir kalem var.
There are sheep in the field.    Tarlada koyunlar var.
There are cows in the farm.    Çiftlikte inekler var.
There is a book on the table.    Masanın üstünde bir kitap var.
There is ve There are olumsuzluk eki olan not ile kullanıldığında (yok, mevcut değil) anlamına gelir.
THERE IS        VARDIR
THERE ARE        VARDIR(LAR)
THERE ISN’T        YOKTUR
THERE AREN’T    YOKTUR(LAR)
There isn’t a pencil in the box.    Kutuda bir kalem yok.
There aren’t sheep in the field.    Tarlada koyunlar yok.
Is there a basket ?        Bir sepet var mı ?
Are there two books in the bag ?    Çantada iki kitap var mı ?
WHAT COLOUR IS ……………..?
İngilizce’de bir şeyin rengini öğrenmek istediğimizde  WHAT COLOUR IS ……………….? kalıbını kullanırız.
What colour is this book ?    Bu kitap ne renktir ?
It is blue.            O mavidir.
What colour is that car ?    Şu araba ne renktir ?
It is green.            O yeşildir.
What colour are those birds ?    Şu kuşlar ne renktir ?
They are black.            Onlar siyahtır.
What colour are these bottles ?    Şu şişeler ne renktir ?
They are white.            Onlar beyazdır.
HOW MANY ?         KAÇ TANE?
İngilizce’de “kaç tane……. var ?” sorusu how many soru sözcüğü ile birlikte “are there” ile kullanılarak yapılır.
HOW MANY    Çoğul İsim    ARE THERE    TÜMLEÇ ?
How many    chairs        are there    in this classroom ?    Bu sınıfta kaç tane sandalye var?
How many    girls        are there    in the room ?        Odada kaç tane kız var ?
How many    cows        are there    on the farm ?        Çiftlikte kaç tane inek var ?
How many ile sorulan sorulara verilecek cevaplarda miktar belirtmek şarttır.
How many pencils are there in the box ?        Kutuda kaç tane kalem var ?
There are two pencils in the box.            Kutuda iki tane kalem var.
How many apples are there on the table ?    Masanın üstünde kaç tane elma var ?
There is one apple on the table.            Masanın üstünde bir elma var.
UNDER-NEAR:
Under sözcüğü (altında) anlamına gelir ve cümle içerisinde kullanımı ise isimlerden öncedir.
The cat is UNDER the tree.            Kedi ağacın altındadır.
The pencils are UNDER the box.            Kalemler kutunun altındadır.
Near sözcüğü (yanında, yakınında) anlamına gelir ve kullanımı  “under” sözcüğü gibidir. İsimlerden önce gelir.
The cat is NEAR a big tree.            Kedi büyük bir ağacın yanındadır.
The house is NEAR the school.            Ev okulun yanındadır.
HOW MANY sorusu ile (HAVE GOT-HAS GOT) kalıplarının  kullanılışı;
                HAS
HOW MANY    ÇOĞUL İSİM           ÖZNE       GOT?
                HAVE
How many pencils have you got ?        Kaç tane kalemin var ?
How many sheep have they got ?            Kaç tane koyunları var ?
He has got two books.                Onun iki kitabı var.
İngilizce öğrenmede ilerliyorsunuz. Bol bol İngilizce kasetler dinlemelisiniz.
Kulağınızın İngilizce sözcüklerle dolması açısından bu çok önemlidir.
 
SOME:
(Birkaç, biraz) anlamına gelen SOME daima olumlu cümlelerle kullanılır. Sayılabilen isimlerle (elma, masa, ev v.b.) kullanıldığında BİRKAÇ; sayılamayan isimlerle (süt, tuz, su vb) birlikte kullanıldığında BİRAZ anlamını verir.
There are SOME cups in the kitchen.        Mutfakta bir kaç fincan var.
There are SOME apples on the table.        Masanın üstünde birkaç elma var.
WHAT IS THERE …………………?        NE VAR ……………..?
What is there on tbe table ?        Masanın üstünde ne var?
What is there under the box?        Kutunun altında ne var?
Sorulan şey birden çoksa “is there” yerine ” are there” gelir.
What are there in the kitchen?        Mutfakta neler var?
What are there in your bag?        Çantanda neler var?
İngilizce’de bir ismin son harfi (y) ise çoğul yapıldığında (y) harfi kaldırılarak yerine (ies) takısı getirilir.
Factory        factories            baby        babies
Ahmet has got two factories.        Ahmet’in iki fabrikası var.
There is a factory in this city.        Bu şehirde bir fabrika var.
SHEEP: koyun, kelimesinin İngilizce’de çoğul hali aynıdır.
sheep: koyun,        sheep: koyunlar
Ali has got two sheep.             Ali’nin iki koyunu var.
I’ve got one sheep.            Benim bir koyunum var.
ON THE RIGHT-ON THE LEFT:
on the right; Sağda,     on the left; solda
There is a cow on the left.        Solda bir inek var.
There are cats on the right.        Sağda kediler var.
ISN’T THERE ?        AREN’T THERE ?
( There is ) ile yaptığımız cümlelerin sonuna  ( isn’t there ? ) ; there are ile yaptığımız cümlelerde sona
( aren’t there ? ) getirildiğinde (değil mi? ) anlamına gelir ve söylenilen kişiden cevap beklenir.
There is a book on the bag, ISN’T THERE ? Yes, there is.
Çantanın üstünde bir kitap vardır, değil mi? Evet, vardır.
There are sheep in the field, AREN’T THERE ? Yes, there are.
Tarlada koyunlar var, değil mi ? Evet, var.
 
THE PRESENT CONTINUOUS TENSE
Şimdiki zaman halinde bulunan fiil, sözün söylendiği an devam etmekte olan bir hareketi anlatır. Türkçe’de şimdiki zaman, fiile “YOR” eki getirilerek yapılır.
Okula gidiyorum.            Camları temizliyorlar.
“YOR” ekinin görevini İngilizce’de  (ING)  eki yapar. Fiilin  köküne  (ING)  ilave edilir.  goING,  eatING, drinkING gibi
 
ÖZNE    AM – IS – ARE     FİİL+ ING     TÜMLEÇ
 
I am going        Gidiyorum        He is drawing    Çiziyor
They are reading.    Okuyorlar        It’s looking    Bakıyor
   
Present Continuous Tense’de  ING  eki alacak fiilin son harfi (e)  ile bitiyorsa, (e) harfi kalkar yerine
ING takısı gelir.
Write        Writing        Come        Coming
Tek heceli fiillerde son harfi sessiz ve bundan önceki harf sesli ise ING takısı eklenmeden sonraki sessiz harfi iki defa yazılır.
SIT – SITTING        PUT – PUTTING    STOP – STOPPING   
ONE:
(Bir) anlamına gelen One kelimesi bazı cümlelerde kendisinden önce gelen ismin yerini tutar ve aynı ismin iki kez tekrarlanmamasını sağlar.
There’s some ink in the big bottle, but there isn’t any ink the small ONE.
Büyük şişede biraz mürekkep var, fakat küçük olanında hiç mürekkep yok.
Take these two bags.        Bu iki çantayı al.
Put the blue ONE on my table.    Mavi olanını benim masanın üzerine koy.
ANY:
HİÇ anlamına gelen ANY olumsuz ve soru cümlelerinde kullanılır.
There isn’t ANY water in the glass.    Bardakta hiç su yok.
There aren’t ANY apples on the tree.    Ağaçta hiç elma yok.
Is there ANY milk in the refrigerator ?    Buzdolabında hiç süt var mı ?
Present Continuous Tense’in  OLUMLU ŞEKLİ,
ÖZNE        TO BE        FİİL+ ING    TÜMLEÇ
I am sitting now.            Şimdi oturuyorum.
You are reading a newspaper.        Siz bir gazete okuyorsunuz.
He is learning English.            O İngilizce öğreniyor.
She is going to school.            O okula gidiyor.
It (the cat) is looking at the picture.    O (kedi) resme bakıyor.
You are drawing a picture.        Siz bir resim çiziyorsunuz.
We are sitting on the desk.        Biz sırada oturuyoruz.
They are writing a letter.        Onlar bir mektup yazıyorlar.
Present Continuous Tense’in  OLUMSUZ ŞEKLİ,
ÖZNE        TO BE + NOT        FİİL+ ING    TÜMLEÇ
I’m not crossing the street.        Caddeyi geçmiyorum.
You aren’t drinking coffee.        Kahve içmiyorsunuz.
He isn’t looking at the picture.       
Resme bakmıyor.
She isn’t reading a book.           
Bir kitap okumuyor.
It isn’t running to the house.       
Eve koşmuyor.
You aren’t writing a letter.       
Bir mektup yazmıyorsunuz.
We aren’t sitting on the desk.       
Sırada oturmuyoruz.
 Ali and neşe aren’t studying English.       
Ali ve Neşe İngilzce çalışmıyorlar.
Present Continuous Tense’in  SORU ŞEKLİ,
TO BE            ÖZNE        FİİL+ ING    TÜMLEÇ ?
Am I reading a book ?        Bir kitap okuyor muyum ?
Are you playing in the room ?    Odada mı oynuyorsunuz ?
Is he taking the spoons ?       
O kaşıkları alıyor mu ?
Is she writing a book ?       
Bir kitap yazıyor mu ?
Is it drinking the water ?    O suyu içiyor mu ?
Are you taking the chairs ?   
Sandalyeleri alıyor musunuz ?
Are we going to the train ?   
Tren gidiyor muyuz ?
Are they coming to my house?   
Benim evime geliyorlar mı ?
TO BE + NOT        ÖZNE        FİİL+ ING    TÜMLEÇ ?
Am I not going to school ?        Okula gitmiyor muyum ?
Aren’t you sitting now ?            Şimdi oturmuyor musunuz ?
Isn’t he drinking a cup of coffee?        Bir fincan kahve içmiyor mu?
Isn’t she reading a book ?        O bir kitap okumuyor mu ?
Isn’t it (the dog) looking at the child?    O (köpek} çocuğa bakmıyor mu ?
Aren’t we looking at the school ?        Okula bakmıyor muyuz ?
Aren’t you standing ?            Ayakta durmuyor musunuz ?
054 Present Continuous Tense ile WHO, WHAT, WHERE soru kelimelerinin kullanılışı;
 
Who is writing her name ?        Kim onun ismini yazıyor ?
Who is reading a book ?            Kim bir kitap okuyor ?
Who is going to school ?            Kim okula gidiyor ?
What is he doing ?            0 ne yapıyor ?
What is Christine doing ?        Christine ne yapıyor ?
What are you writing ?            Ne yazıyorsun ?
Where are they looking ?        Nereye bakıyorlar ?
Where is he sitting ?            0 nereye oturuyor ?
 
STILL
Still:  hala anlamındadır. Daima olumlu cümlelerle ve esas fiilden önce kullanılır. Still,  başlayan bir işin devam ettiğini anlatmakta kullanılır.
He is still sleeping.            O hala uyuyor.
They are still having dinner.        Onlar hala akşam yemeği yiyorlar.
My mother is still cooking dinner.    Annem hala akşam yemeği hazırlıyor.
YET
 
Yet: ( henüz ) anlamındadır. Yet, bir işin henüz başlamadığını anlatmakta kullanılır. Yet kelimesinin olumsuz cümlelerde ve cümle sonunda kullanıldığına dikkat ediniz.
Terry isn’t reading newspaper yet.    Terry henüz gazete okumuyor.
They aren’t going to school yet.        Onlar henüz okula gitmiyorlar.
She isn’t sleeping yet.            Henüz uyumuyor.
       
WHAT TIME IS IT ?            SAAT KAÇ ?
 
It is ten o’clock.                Saat on.
It is seven o’clock ?            Saat yedi.
 
Konuşma dilinde saat ile ilgili l ‘den 12’ye (24’e değil) kadar olan  rakamlar kullanılır.
a.m. : ante meridiem     (Latincede öğleden önce)
 
p.m. : post meridiem    (Latince’de öğleden sonra)
8 a.m. denildiğinde saat öğ1eden önce 8,
10 p.m. ise öğ1eden sonra 10 demektir.
CAN
Can yardımcı fiili bir cümlede beraber kullanıldığı öznenin bir  şeyi yapabileceğini, yapmaya muktedir olduğunu anlatır. Esas fiilden önce gelir. CAN, bir yardımcı fiildir. Kendisinden  sonra gelen fiilin köküne  (…e biliyorum, …e bilir) eklerini verir.
ÖZNE    CAN    FİİL    NESNE
 
Olumlu şekli,
I can write a letter.            Bir mektup yazabilirim.
They can go to school.            Okula gidebilirler.
She can speak English.            İngilizce konuşabilir.
CAN yardımcı fiilinin kullanıldığı bir cümleyi olumsuz yapmak  için CAN yardımcı fiilinden sonra NOT getirilmesi gerekir.
CAN NOT = CAN’T
 
I can’t walk well.            İyi yürüyemem.
You can’t write a book.            Bir kitap yazamazsın.
We can’t go to cinema today.        Bugün sinemaya gidemeyiz.
Brian can’t read a newspaper.        Brian bir gazete okuyamaz.
They can’t swim.            Onlar yüzemezler.
 
Can ile yapılan cümlenin soru şeklinde “CAN”, olumsuz soru şeklinde “CAN’T” cümlenin başına alınır.
 
Can I speak French ?            Fransızca konuşabilir miyim ?
Can he draw a picture ?            Bir resim çizebilir miyim ?
Can we cook breakfast ?            Kahvaltı hazırlayabilir miyiz ?
Can’t I speak English ?            İngilizce konuşamaz mıyım ?
Can’t you draw a map ?            Bir harita çizemez misin ?
Can’t they play ?            Oynayamazlar mı ?
Can’t she read a book ?            Bir kitap okuyamaz mı ?
 
WHAT CAN  ….. ?        WHY CAN …… ?
 
Why soru kelimesi (niçin) anlamındadır. İngilizce’de soru kelimeleri  ile içinde can bulunan bir soru sormak istersek can yardımcı fiili soru kelimesinden sonra gelir.
What can I do?                Ne yapabilirim ?
You can go to cinema.            Sinemaya gidebilirsin.
What can’t Dorothy do ?            Dorothy ne yapamaz?
Dorothy can’t run well.            Dorothy iyi konuşamaz.
Why can’t he drive a car ?        Niçin araba süremez ?
Because he is too young.            Çünkü o çok gençtir.
 
TOO:
 Too kelimesi iki anlamda kullanılır.  Too: (-de, -da);  (çok,  çok fazla ) anlamında kullanılır ve bir sıfatın veya bir zarfın önünde yer aldığında  (çok) anlamına gelir.
He can’t play basketball, because he is too old.    O basketbol oynayamaz, çünkü çok yaşlıdır.
She can’t run well, because she is too fat        İyi koşamaz çünkü çok şişmandır.
They can’t touch the ceiling. I can’t touch, too.    Onlar tavana dokunamazlar. Ben de dokunamam.
FUTURE TENSE: Gelecek Zaman
 
Çok kısa bir süre sonunda, hemen yakında yapacağımız işleri İngilizce’de yakın gelecek zaman diyebileceğimiz bu zaman kipi ile ifade ederiz.
ÖZNE        TO BE            GOING TO    FİİL    NESNE
 
I am GOING TO get off the bus.        Otobüsten ineceğim.
 
He is GOING TO write a letter.        Bir mektup yazacak.
They are GOING TO go to cinema.    Sinemaya gidecekler.
Future Tense’in OLUMSUZ ŞEKLİ
ÖZNE        TO BE          NOT        GOING TO    FİİL    NESNE
They aren’t going to study.   
    Onlar ders çalışmayacaklar.
You aren’t going to clean the table.   
            Masayı temizlemeyeceksin.
I am not going to swim.            Yüzmeyeceğim.
He isn’t going to cut the cake.       
             Pastayı kesmeyecek.
Future Tense’in  SORU SEKLİ
TO BE            ÖZNE        GOING TO    FİİL    NESNE ?
Am I going to write two letters ?        İki mektup yazacak mıyım ?
Is Sheila going to eat her lunch ?        Sheila öğle yemeği yiyecek mi ?
Are we going to read these books ?    Bu kitapları okuyacak mıyız ?
Are you going to watch television ?    Televizyon seyredecek misin ?
Future Tense’in OLUMSUZ SORU ŞEKLİ
TO BE         NOT    ÖZNE        GOING TO    FİİL    NESNE ?
Am I not going to go to the cinema ?    Sinemaya gitmeyecek miyim ?
Isn’t Ayşe going to put on her dress ?    Ayşe elbisesini giymeyecek mi ?
Aren’t we going to have a picnic ?    Pikniğe gitmeyecek miyiz ?
Yakın gelecek zamanın soru kelimeleri ile kullanılışı;
What are you going to do tonight ?        Bu akşam ne yapacaksınız ?
What is John going to draw on his notebook ?    John defterine ne çizecek ?
Who is going to get on the bus ?            Kim otobüse binecek ?
Who is going to clean the floor ?            Kim yeri temizleyecek ?
Bu sorulara kısa cevaplar vermek de mümkündür.
What time are we going to go to cinema ?  At two.    Sinemaya saat kaçta gideceğiz ?      Saat ikide.
What time are they going to leave home ?  At twelwe.    Onlar ne zaman evden çıkacaklar ?  Saat on ikide.
DEYİMLER
to get off the bus    Otobüsten inmek
to get on the bus        Otobüse binmek
to put on one’s shirt    Gömleği giymek
to take off one’s shirt    Gömleği çıkarmak
GÜN İSİMLERİ VE “ON” TAKISI :
İngilizce’de Cumartesi günü, Salı günü, Perşembe günü gibi gün  isimleri söylenirken başına ON takısı gelir.
On Saturday    Cumartesi günü        On Monday    Pazartesi günü
On Saturday, I am going to watch television.    Cumartesi günü televizyon seyredeceğim.
Ay isimlerinde ise ismin önüne IN takısı gelir.
in August    Ağustosta    in June    haziranda     in March    martta
WHAT TIME ?  (Ne zaman, saat kaçta ? ) anlamındadır. Cevap verirken kesin saat söylenir.
What time are you going to get up ?        Saat kaçta kalkacaksın ?
I am going to get up at eight o’clock.        Saat sekizde kalkacağım.
What time is he going to open the door ?        Kapıyı kaçta açacak ?
He is going to open the door at seven o’clock.    Kapıyı saat yedide açacak.
SAATLER VE (AT) T AKISI:
Saatler söylenirken saat beşte, saat altıda derken kelime başına  AT takısı gelir.
AT five o’clock.        Saat beşte    AT ten o’clock.         Saat onda.
I am going to go to school at five o’clock.        Saat beşte okula gideceğim.
They are going to come at one o’clock.        Onlar saat birde gelecekler.
Şahıs zamirlerinin nesne olarak kullanıldığında aldıkları şekiller;
I    ben        me    bana, beni
You    sen        you    sana, seni
He    o        him    onu, ona
She    o        her    onu, ona
It    o        it    onu, ona
We    biz        us    bizi, bize
You    siz        you    sizi, size
They    onlar        them    onları, onlara
YAKIN GELECEK ZAMAN ve CAN yardımcı fiili :
 
Can yardımcı fiili beraber kullanıldığı öznenin bir şeyi yapmaya  yeterli olup olmadığını belirtmekte ve cümlede esas fiilden önce gelmektedir.
I can go to cinema.         Sinemaya gidebilirim.
You can’t go to school.        Okula gidemezsin.
Can I write a book?        Bir kitap yazabilir miyim ?
She can read a story.        Bir hikaye okuyabilir.
Can’t Tom write a letter ?    Tom bir mektup yazamaz mı ?
It (the bird) can’t swim.        O (kuş) yüzemez.
Can I play basketball ?        Basketbol oynayabilir miyim ?
NOW:     (Şimdi) anlamında olup. genellikle Present Continuous Tense ile birlikte kullanılan bir zaman zarfıdır.
Aren’t they playing now ?    Onlar şimdi oynamıyorlar mı ?
They aren’t playing now.    Onlar şimdi oynamıyorlar.
İngiliz dilinde fiillerin çekiminde üç zaman vardır.
a.  Present Tense        Şimdiki Zaman
b. Present Perfect Tense        Di’li geçmiş, miş’li geçmiş zaman
c. Past Participle Tense        Geçmiş, di’li geçmiş zaman
 
FİİLLERİN PAST PARTICIPLE ÇEKİMİ : İngilizce fiiller,  düzenli ve düzensiz fiiller olmak üzere ikiye ayrılırlar.
VERBS : (Fiiller)
 
REGULAR VERBS                IRREGULAR VERBS
(Düzenli Fiiller)                     (Düzensiz fiiller)
Düzenli bir fiilin Past Participle hali o fiilin sonuna ED takısı eklenerek yapılır.
PRESENT         PAST PARTICIPLE
c1imb            c1imbED
 paint            paintED
Past Participle yapılacak düzenli fiil (e) harfi ile bitiyorsa, bu durumda fiile sadece (d) harfi eklenir.
Divide            divided
Past Participle yapılacak düzenli bir fiilin son harfi (y) ile bitiyorsa (y) kalkar yerine (ied) getirilir.
Study            studied
Düzensiz fiillerin Past Participle halleri belli bir kurala göre yapılamadığından bunları teker teker öğrenmek gerekir.
Be            been
Go            gone     gibi.
PRESENT PERFECT TENSE:    (Dİ’Lİ GEÇMİŞ ZAMAN – MİŞ’Lİ GEÇMİŞ ZAMAN)
Geçmişte başlayan, geçmişte olan, ancak etkileri günümüzde de devam eden olayları anlatmak için kullanılır. Olay geçmişte olmuştur ama kesin zamanı belli değildir.
Ahmet dersine çalıştı.        Onlar ev ödevlerini yaptılar.
Az önce bir bardak kırdım.    v.s. gibi.
        have
ÖZNE        FİİL (Past Participle)    NESNE
        has
I have painted the wall.           
Duvarı boyadım.
You have visited your uncle.       
Amcanı ziyaret ettin.
He has played football with Ali.       
O Ali ile futbol oynadı.
She has cleaned the table.        O masayı temizledi.
It has played with the ball.        O topla oynadı.
We have opened the door.        Kapıyı açtık.
They have watched television.        Televizyon seyrettiler.
İngilizce’nizi kullanmada cesaretli olun, yabancılarla konuşun,  hata yapmaktan korkmayın.
Present Perfect Tense;
Often        : sık sık,
Always        : daima,
Ever        : hiç,
now         : şimdi,
never        : hiçbir zaman,
already        : çoktan, daha şimdiden
today        : bugün,
this morning    : bu sabah,
yet        : şu anda
this week    : bu hafta     gibi zaman zarfları ile kullanılır.
Bob has already done his homework.    Bob ev ödevini çoktan yaptı.
Joe has often smoked cigarettes.        Joe sık sık sigara içti.
Nick has always read books.        Nick, her zaman kitap okudu.
TO BE fiili (olmak) anlamına geldiği gibi bazen (bir yere gitmek, bir yerde bulunmak) anlamında kullanılır.
I have been to Ankara.            Ankara’ya gittim.
I haven’t been to Ankara.        Ankara’ya gitmedim.
Have you ever been to İzmir ?        Hiç İzmir’e gittin mi ?
Yes, I have been to İzmir.        Evet İzmir’e gittim.
Have you ever been in İstanbul ?        Hiç İstanbul’da bulundun mu?
Yes, I have been in İstanbul.        Evet İstanbul’da bulundum.
İYELİK SIFATLARI
Bir şeyin kime ait olduğunu gösterir.
MY    : Benim
My book is on the desk.                Kitabım masanın üstündedir.
YOUR    : Senin
Your table is in the room.            Masan odadadır.
HIS    : Onun (Erkek için)
His car is blue.                    Arabası mavidir.
HER    : Onun (Bayanlar için)
Her dress is green.                Elbisesi yeşildir.
ITS    : Onun  (Hayvanlar ve eşyalar için)
The house is big but its windows are small.    Ev büyüktür, fakat pencereleri küçüktür.
OUR    : Bizim
Our house is near the school.            Evimiz okulun yanındadır.
YOUR    : Sizin
Your house is near the school, too.        Sizin eviniz de okulun yanındadır.
THEIR    : Onların
Their car is new and big.                Onların arabası yeni ve büyüktür.
 
PRESENT PERFECT TENSE
Present Perfect Tense olumlu bir cümle;
ÖZNE    HAVE    FİİL (Past Participle)    NESNE
 
Kalıbına uygun olarak yapılır.
 
I have cleaned my table.                Masamı temizledim.
He has answered the questions.            Sorulara cevap verdi.
Ayşe has picked flowers.                Ayşe çiçekleri topladı.
We have cut the cake.                Pastayı kestik.
Present Perfect Tense cümleleri olumsuz yaparken to have yardımcı fiilinin ardından olumsuzluk eki olan not getirilir.
        have
ÖZNE         NOT    FİİL (Past Participle)    NESNE
has
I haven’t washed my hands.        Ellerimi yıkamadım.
You haven’t closed the door.        Kapıyı kapatmadınız.
Ayşe hasn’t visited my uncle.        Ayşe amcamı ziyaret etmedi.
He hasn’t filled the bottle.        0 şişeyi doldurmadı.
They haven’t played football.        Onlar futbol oynamadılar.   
Present Perfect Tense cümleleri SORU yapabilmek için to have  yardımcı fiilini cümlenin başına getirmek gerekir.
HAVE
    ÖZNE +    FİİL (Past Participle)  + NESNE ?
HAS
Have I played basketball ?       
          Basketbol oynadım mı ?
Have we learned English ?        İngilizce öğrendik mi ?
Has she asked a question ?       
             Bir soru sordu mu ?
Has he opened the door ?
Bu içerik internet kaynaklarından yararlanılarak sitemize eklenmiştir
Ekleyen: Berke

CEVAP VER
Lütfen yazınızı giriniz.
Lütfen adınızı buraya giriniz.