How much is this ? bu ne kadar?
– Can I try it on me ?
onu deneyebilir miyim?
– Have you got smaller one?
daha küçüğü var mı?
– Could you give me anything off?
biraz ikram edebilir misiniz,düşebilir misiniz?
– I would like to buy some milk
biraz süt almak istiyorum
– I would like to buy a bottle of water
bir şişe su alabilir miyim
– I want to look anything else
başka bir şey bakmak istiyorum
– I liked that
bunu beğendim
– Shop is open / closed
mağaza açık / kapalı
LEVHA ve İŞARETLER (notice and signs)
——————————————————————————–
– No smoking sigara içilmez
– Entry giriş
– Exit çıkış
– No entry giriş yok
– Emergency exit
ilk yardım çıkışı
– pull çekiniz
– Airport hava alanı / – Arrivals gelen yolcular / – Departures giden yolcular
– Attention dikkat
– Slow down yavaşla
– Wet floor
ıslak zemin
SAAT SORMA,SÖYLEME (asking,telling time)
——————————————————————————–
– What time is it?
saat kaç?
– What is the time?
zaman ne,saat kaç?
* Bir saatin belli bölümlerini örnek verelim,aslında saat sorup söylemenin çok kolay olduğunu göreceksiniz!
– 09.00
(it is) nine o’clock
– 09.05
(it is) five past nine
– 09.15
(it is) a quarter past nine
– 09.30
(it is) half past nine
– 09.40
(it is) twenty to ten
– 09.45
(it is) a quarter to ten
– 09.55
(it is)five to ten
* İngilizce’de dakika 30 u geçtikten sonra saatler artık var diye söylenir.
* Parantez içinde verilen (it is) i isterseniz atabilirsiniz.
VAR-YOK (there is,isn’t)
——————————————————————————–
– Have you got mobile phone?
cep telefonun var mı?
– Is there anything to drink?
içecek birşey var mı?
– I have got problems with my family
ailemle problemlerim var
– There is a party this weekend
bu hafta sonu bir parti var.
– Have you got boy friend?
erkek arkadaşın var mı?
– There is no coffee
hiç kahve yok
– Have you got a car
bir araban var mı?
– I haven’t a got e-mail
bir e-mail adresim yok
– Is there anyone?
orda kimse var mı?
– Have you got cola?
kolanız var mı?-
TELEFONDA KONUŞMA (speaking on the phone)
——————————————————————————–
– Who is that? Kimsiniz,kiminle konuşuyorum?
– That is Linda
ben Linda
– Can I speak to Kaan,please?
Kaanla konuşabilir miyim,lütfen?
– How can I help you?
size nasıl yardımcı olabilirim?
– Could you wait a moment,please?
bir saniye bekleyebilir misiniz,lütfen?
– Kaan is not here now ,he has gone out
kaan burada değil,şimdi dışarı çıktı
– Could you call again later,please?
lütfen daha sonra tekrar arayabilir misiniz?
– Plesae,wait a moment,I am connecting…
lütfen bekleyin,bağlıyorum…
– Not at all,have a nice day!
Önemli değil,iyi günler!
Bu içerik internet kaynaklarından yararlanılarak sitemize eklenilmiştir
Ekleyen: Berke