CAUSATIVE
Ettirgenlik kipidir. Inglizce dışında diğer dillerde yapısı basittir ama Inglizcede biraz karmaşıktır. Ettirgenlik, “bir eylemi başkasına yaptırmak demektir.” Türkçe’de bu “tir” eki ile sağlanır, ayrı bir fiil yapısı yoktur. “kestirdim, diktirdim, sildirdim…” gibi.
Inglizcede ise “Have, Make, Get “ olmak üzere ettirgenliği sağlayan üç fiil vardır. Bu fiiller, modallar gibi çalışarak belli bir kurala göre temel fiillerden önce yazılarak ettirgenlik sağlamış olurlar. Ettirgenlik, “bir eylemi başkasına yaptırmaktır” demiştik. Peki, birine yaptırılacak eylem para ile yaptırılabilir, rica ile yaptırılabilir, zorla yaptırılabilir. Türkçe’de bunu sağlayan artı bir ek veya fiil yoktur. Cümlenin anlamına göre rica ile mi, zorla mı veya para ile mi yaptırıldığı anlaşılır.
Inglizce’de ise bu nüans farkının kullanımı, bazı istisnalar hariç şöyledir:
Have: Birine “rica” ile bir şey yaptırmak.
Make: Birine “zor” ile bir şey yaptırmak
Get: Birine “para” ile bir şey yaptırmak
Başkasına bir eylemi yaptırırken bu eyleme maruz kalan bir nesne vardır. Örneğin “arabamı tamir ettirdim” derken, yaptırdığınız tamir etme eylemine maruz kalan “araba”dır. Bu nesneyi herhangi bir nesne olarak Something ile gösterirsek;
Have
Make + Sth + V3
Get
Causative’in Inglizce’deki bu yapısında, yaptırılan eylemin kime yaptırıldığı belli değildir. Örneğin, “Saçımı kestirdim” dediğinizde, saç kesme eylemini kimin yaptığı belli değildir. İşte İnglizce’de yukarıdaki kullanım böyledir.
I have my hair cut. (Ben saçımı kestiririm)
Sth V3
I had my hair cut. (……kestirdim.)
Men have their ears pierced. (Erkekler kulaklarını deldirirler.)
I will have my hair cut. (……kestireceğim.)
I have had my hair cut. (……kestirmişim.)
I had had my hair cut. (……kestirmiştim.)
I am having my hair cut. (……kestiriyorum.)
I was having my hair cut. (……kestiriyordum.)
I will have had my house repaired. (………tamir ettirmiş olacağaım.)
You could got your tyres changed. (Tekerleklerinizi değiştirebilirdiniz.)
He will have the patient operated. (O hastayı ameliyat ettirecek.)
We can not make our voice heard. (Sesimizi duyuramıyoruz.)
Kaynak: www.englishpage.blogcu.com