Kablosuz Ağlar – Şebekeler ve Mobil İnternet

Günümüzün en hareketli ve etkileyici pazarlarından birisi olan İnternet ticari sahalarda da meyvelerini vermeye başladı. Her geçen gün daha fazla insan, İnternet’i günlük hayatlarında kullanma ihtiyacını duyuyorlar. Ancak, kullanıcıların daha büyük kapasite ihtiyaçları ortaya çıktı. Bu noktadan yola çıkarak, sizlere kablosuz (Wireless) şebekeleri (Network) ve kablosuz şebekelerin ticaret ve internet kullanımına etkilerini açıklamaya çalışacağım.
Lider şirket olmak ve daha fazla kar yapmak isteyen her kuruluş, dünyadaki teknolojik gelişmeleri güncel olarak izleyip, kendilerine daha fazla kar getirecek olanlarını günlük işlemlerine en kısa zamanda uygulamaları gerekiyor.
Şirket yöneticileri internetten kaynaklanan tozlu dumanlı karışık hava içinde işlerini yeniden toparlama ve günün şartlarına uyarlamaya çalışırken şimdide kablosuz geniş kanal şebekeler (Broadband Wireless) ve mobil Internet gündeme girdi. Mobil uygulamalar, bilinen elektronik uygulamaların haricinde, daha başka kurallarla gelişmektedir. Bundan dolayı şirket sahiplerinin ve yöneticilerinin internet teknolojilerinde olduğu gibi bir kopukluk yaşamadan işlerini devam ettirmeleri için mobil teknolojileri ve kablosuz şebekeleri planlarına almaları gerekir.
Kablosuz Şebeke ve Mobil İnternet nedir?
Kablosuz şebekeler mobil internet kullanımını mümkün kılan alt yapıdır. Veri iletişimi sağlayan kablolu iletişim sistemlerinin hepsine alternatif olabilecek RF sinyalleri ile çalışan ekonomik, basit ve güvenli sistemlerdir. Uzun zamandır kullanılmasına rağmen piyasa talebinin de etkisiyle son yıllarda hızlı bir gelişme göstermeye başlamıştır. Öyle ki Fiber optik sistemlerde dahil bütün kablolu sistemlere alternatif durumuna gelmiştir. Denilebilir ki kablolu sistemler üreten üreticiler bir şekilde kablosuz sistemlerinde üretimine girmişler, başka bir şirket kurmuşlar yada başka bir şirkete ortak olarak bu pazarda yerini almaya çalışmışlardır.
Mobil Internet ise kullanıcıların her zaman, her yerden, hareket halindeyken bile Internet’e ulaşabilmeleridir. Mobil Internet şirketlere mevcut ticari işlemlerini her zaman ve her yerde, direkt olarak müşteri ve çalışanlarının hizmetine sunabilmeleri için imkan sağlar.
Şirket sahiplerinin ve yöneticilerin, mobil uygulamalar için belirlemeleri gereken stratejiyi düşünürken, dikkat etmeleri gereken önemli noktaları şunlardır:
Mobil cihazlar üzerinden ticaret yapılmasını sağlayacak altyapı teknolojileri yani kablosuz şebeke sistemleri halen gelişmeye devam etmekte. Standartlar henüz yeni tamamlanmakta. Daha çok yakın bir zamana kadar ABD ve Avrupa’nın standartları ayrıydı. Kablosuz şebeke sistemlerindeki hızlı gelişme ve standartların yeni tamamlanması bir çok şirket beklemeyi daha uygun buluyorlardı. Fakat, pazardaki mevcut oyuncular, yani sadece İnternet üzerinden iş yürütenler ve diğer e-ticaret firmaları şimdiden mobil uygulamalar hakkında aktif bir perspektife sahip olmalı ve stratejilerini belirlemeliler ki gerekli altyapı teknolojisi tamamlanınca hazır olsunlar.
Mobil ortamda, müşterileriniz ile olan ilişkilerinizi temelden değiştirebileceğiniz bir imkana sahipsiniz.
Genel olarak İnternet’te sunulan servisler müşterilere, herhangi bilgiye istedikleri zaman kendi kendilerine ulaşma imkanı vermektedir (Ürün hakkında bilgi ve fiyat almak, sipariş vermek gibi…) Müşterilerin bu durumdan oldukça memnun olduklarını ve İnternet’in doğasındaki self-servis anlayışını benimsediklerini görebilmek mümkün. Diğer yandan firmalar da, İnternet’in kendilerine sağladıkları müşteri hizmetlerini geliştirme, işletme ve pazarlama masraflarını azaltma gibi faydalarından oldukça memnunlar.
Mobil teknolojiler bizi müşteri hizmetlerinin yönetimi için yeni ve çok farklı bir kavram ile tanıştırdı: “Her yerde sürekli devam eden ilişki”. Mobil ortamda firmalar, müşterileri ile ilişki kurabilmek için, şimdiye kadar hiç karşılaşmadıkları bir imkana sahipler. Onlara sürekli olarak ürün tavsiyelerinde bulunup, ihtiyaç duyduklarında yardımda bulunabiliyorlar. Mobil Internet ile firmalar, gerçek-zamanlı olarak müşterilerine veri gönderebilirler, çünkü müşteriler sahip oldukları mobil cihazlar (cep telefonu, cep asistanı gibi) ile her zaman ulaşılabilecek durumdadırlar. Ancak firmaların bilgi iletimini, müşteri isteği dışında ve rahatsızlık verecek şekilde yapmaktan kaçınmaları gerektiği de unutulmamalıdır.
Mobil teknolojileri sadece müşteri hizmeti amacı ile değil, organizasyon dahili bir araç olarak kullanmak gerekir.
Bu imkanlar gelir getirmeyecektir ama, mobil uygulamaların verimliliği nedeni ile, işletim masraflarınız büyük ölçüde bir azalma gösterecektir. Öte yandan, mobil teknolojileri için oluşturduğunuz strateji, çalışanlarınızın işine son verme amacında olmamalı; ancak, onların iş verimliliğini arttıracak ve organizasyonunuza kattıkları değeri yükseltecek yönde olmalıdır.
Mobil cihaz ve ekran özelliklerinin getirdiği sınırlamalar firmaları, çok-yönlü mobil uygulama stratejileri geliştirmeye zorlamaktadır.
Genel olarak, bilgi gösterimi ve takası için, İnternet browser kullanır. Stratejiyi belirleyecek olan kişinin, piyasada kullanılan değişik iletişim yöntemlerini analiz ederek, hedef kitleye en uygun olan standardı seçmesi gerekir.
Gerçekten de başarılı olabilecek bir mobil uygulama, tüm cihazlarda ve tabanlarda çalışabilecek olanıdır. Bu çoklu uyumluluk olmadığı zaman, firmalar, hazır olan yada potansiyel konumdaki müşterileri kaybetme riski ile karşı karşıya kalırlar.
Ayrıca mobil ortamın bir diğer karmaşıklığı da, cihazların küçük ebatlarda olmaları ve kullanıcıların bu olumsuzluktan nasıl etkilendiklerinden kaynaklanmaktadır. Mobil ortamda yürütülen ticari uygulamalar, müşteriler tarafından, maalesef, PC browser’ında olduğu gibi düşünülüyor. Mobil stratejinin başarısı için, müşterilerin bu konuda bilgilendirilmeleri gerekiyor.
Kablosuz ?ebeke ve Mobil İnternet sunduğu imkanlar
Ülke sınırları ve ofis kavramları hiç bu kadar esnetilmemişti. Kablosuz şebekeler gündeme gelenden sonra bütün ülkeler hukuki yapılarını düzenlemek zorunda kaldılar. Henüz kanuni düzenlemeler tamamlanabilmiş değildir.
1. Telefonların, PDA ile veri alış verişi için, bir tuşla bağlantı haline geçirilebilmesi
2. Birden fazla cihazın kişisel network (LAN) içerisinde entegrasyonu
3. Dijital el cihazlarındaki kablo gereksinimlerinin ortadan kaldırılması
4. El kullanımını gerektirmeyen telefon cihazları
5. Cep telefonları ile diz üstü bilgisayarlar arası bağlantılarda kabloların ortadan kaldırılması
6. Web Tarama
7. Yerel içeriğin el cihazlarına sunumu
8. Büyük kapasite gerektiren LAN uygulamaları
9. Daha geniş kapsama alanı gerektiren uygulamalar
10. Güvenlilik gerektiren uygulamalar
11. Mevcut ekipmandan faydalanmak
12. E-mail alma gönderme
13. Web Tarama
14. Görüntülü 85km görüntüsüz 15 km mesafeden bağlanabilme
15. Dosya Paylaşımı
16. Hızlı ve Ethernet Uyumlu
17. 2 mb/s ile 56 mb/s arasında kapasite
Bu yazımızın konusuyla ilgili Avrupa ve ABD şirketlerinin yanında uzak doğu şirketleri de epey mesafe almış durumdular. Mesela Hindistan’da bir şirket kurulduğu yıl 200 tane Access Point (dağıtım noktası) kurmak zorunda kalmıştır. Talebin getirdiği bir sonuç olarak değerlendiriliyor. Tahmini kapasitenin 10 katı gibi bir yatırıma zorlanmışlar. Kablosuz şebekeleri gündemine almış ve uygulayan devletler arasında Brezilya, Kenya, Fiji, Yemen, Nijerya, Tunus, Iran ve Angola gibi devletler var. Görüldüğü üzere biz bu konularda daha hızlı hareket etmek zorundayız. 2001 yılının en büyük haberleşme projesi kablosuz sistemler üzerine gerçekleşmiştir. Avrupa’nın radyo ve televizyonları broadband teknolojisine o kadar çok yer veriyor ki bizde hiç gündemde olmaması insana garip geliyor.
Yüksek frekansta çalışan kablosuz ürünler insan sağlığına ve ekolojiye de zarar vermiyor. Uluslar arası anlaşmalar gereği bazı frekanslar izin gerektirmeyen serbest frekanslardır. Kablosuz ürün üreticileri de serbest frekansları kullanarak daha çok pazara daha hızlı girmeyi istiyorlar.

8-9 yazıdan oluşacak bir seri ile konuyu sizlere sunmayı düşünüyorum. Bu arada kısa bir bilgilendirme yapayım. Azerbaycan ve diğer bölge ülkelerinde proje takibi yapabilecek, teknolojik ve stratejik destek verebilecek bir ekip kurmuştuk. İki yıldır yerel alan ağları ve geniş alan ağları üzerine ArGe faaliyetlerimiz var. Genel olarak kablosuz şebekeler üzerine yoğunlaşıyoruz. ArGe grubumuz içinde Wireless Network ekibimiz var. Bu yazı dizimiz Wireless Network ekibi üyesi Evlin Naqıyev’in çalışmalarından uyarlanmıştır. Bol istifadeler diliyorum.

Kablosuz Bilgisayar Ağları (Wireless Network)
Kullanım Yelpazesi
Radyo frekansları için istek dünyanın her yerinde çok yüksektir. Bunun sonucu olarak kısıtlı frekans yelpazenin kullanımı için bir kontrol sistemi zorunludur. Tüm dünyada RF kullanımında uygulanan belirli kurallar vardır ve tüm radyo servisleri lisanslıdır. Frekans bantlarının kullanımında en önemli nokta frekansların birbirlerine karışmasının engellenmesidir.
Kontroller
WARC(The World Administrative Radio Confrence) tüm dünyada radyo frekanslarının kullanımı, uluslararası işlemlerin koordinasyonu, yeni servislerin belirlenmesi, en son radyo teknolojisindeki gelişmeleri gözden geçirmek üzere, dört yılda bir toplanır. Burada alınan kararlar çerçevesinde ilgili devlet yetkili kurumları radyo frekanslarının kullanımını denetlerler. Bu kurumlar çok dağılımlı radyo, TV, yeni gelişen servisler ve amatör radyoların özel kullanımları için uygun frekanslar atarlar.
Amerikada; FCC (Federal Communications Commission)
Avrupada; CEPT(Confrence of European Post Telecommunication) tarafından denetlenmektedir.
Hücre Servisleri
İlk mobil telefon servisleri 40 MHz, 150 MHz ve 450 Mhz frekans bandını kullandılar. Ancak kullanıcılar başlangıçta çok kısıtlı bir alanda bu servisi alabildiler. Hücre servisleri 1984 yılında ticari olarak piyasaya sunuldu.
Analog Hücreler(AMPS ve TACS)
AMPS (Advanced Mobile Phone Services), ATCT ve Motorola tarafından geliştirilmiş bir standarttır. UHF televizyon endüstrisinin ortadan kalkışından sonra ABD de 800 MHz frekans bandında kullanılmaya başlanmıştır.
Avrupa’da ise 900 MHz frekans bant’ı hücresel servislerde kullanılıyordu. Bu nedenle Amerika farklı bir band olarak 800 MHz seçti.
İngiltere’de ise British Telecom TACS (Total Access Control System) adıyla bir servis geliştirdi ve bu servis daha sonra pek çok Avrupa ve Asya ülkesi tarafından kendi ülkelerine uyarlandı.
AMPS ve TACS çok kaliteli ses iletişimi sağlarken, veri iletişiminde çok kısıtlı işlemler gerçekleştiriyorlardı. Ayrıca sık sık gecikmeler, bağlantı kopuklukları yaşanmasına ek olarak ücretler de çok yüksekti. Bu nedenle kullanıcılar servislerden devamlı şikayetçi oldular.
Sayısal hücrelere geçinceye kadar problemleri biraz olsun azaltmak üzere Motorola NAMPS(Darbant-AMPS) si geliştirdi.
Sayısal Hücreler
Hücresel ağlarda sayısal uygulamaların devreye girmesi ile birlikte çok büyük bir gelişme başladı. Yeni standartlar aynı frekans üzerinde çoklu çağırmayı desteklerken, güvenliği de belirli ölçüde arttırdı.
Kişisel İletişim Servisleri(PCS)
En son servis ise, son kullanıcı için servisleri kişiselleştirildiği ve kişisel iletişim diye anılan yeni bir yapı oluşturdu. PCS 1900 MHz ve 1800 MHz de tüm sayısal servisleri kullanmaktadır. PCS ses, veri ve mesaj servislerini kombine ettiği gibi tüm dünyada kullanılan bir standart haline geldi.
UMTS(Universal Mobile Telephone Systems)
Tüm dünyada kullanılması planlanan ve pek çok yeni olanaklar getirecek olan bu servis 3200 MHz frekans bant’ında çalışacaktır. Bu konu hakkında daha ileride ayrıntılı bilgi aktaracağız.
Modülasyon Teknikleri
Genel Tanıtım
Evvelce değindiğimiz gibi, modülasyon tekniği radyo haberleşmesinde mesajların uygun form ve biçimde (formatta) gönderilmesi için gerekli değişikliği yapma tekniğidir.
Bu iş için 4 temel form kullanılır.

Amplitude Modulation : AM ve ASK
Frequency Modulation : FM veya FSK
Phase Modulation : PM veya PSK
Quadrature and Amplitude Modulation : QAM veya QPSK
Modulayon geri döndürülebilir işlemlerdir; alıcı taşıyıcı dalgaları de-modüle ederek üzerinde gelen bilgileri ortaya çıkarır. Böylece bizler modüle ve de-modüle edicileri kullanarak bilgi transferini gerçekleştiririz.
Modüle Edilmiş Sinyal Zarfları
Radyo temelli sistemleri bilgi(ses,veri ve video) taşımada kullandığımızda temel taşıyıcı olarak radyo sistemleri kullanılır. Bu modüle edilmemiş bir taşıyıcıdır. Burada noktadan-noktaya sabit taşıyıcı tonları gönderilir. Bunlara bizim bilgilerimizi ekleriz, yani modülatör aracılığı ile sinyaller bilgi ile birlikte modüle edilir(temel taşıyıcı frekansına değiştirilir). Daha sonra taşıyıcı frekansı radyo dalgaları üzerinde örneğin ses taşıyan modüle edilmiş zarflara dönüştürülür. Bu zarflar alıcı istasyona iletilir ve orada gerekli değişikliğe uğratılarak sesin iletilmesi sağlanır.
Dalga Boyu (Applitude) Modülasyonu
Radyo frekans aktarımda ilk kullanılan analog sistemler Dalga Boyu Modülasyon (DBM) sistemleri idi. DBM’de, bilgiler sinyalin dalga boyunu değiştirerek sinyaller üzerine modüle edilirdi. Bu uygulamada frekans sabit tutulurdu. ?ekil-16’da bu modülasyon tekniği görünmektedir.
Dalga Boyu Modülasyonu Uygulanışı
kaynak: mutasyon.net

CEVAP VER
Lütfen yazınızı giriniz.
Lütfen adınızı buraya giriniz.