MUST

Must fiiilerin önüne gelerek o fiilin yapılmasının gerekli ve zorunlu olduğunu ifade eden bir yardımcı fiildir. Sadece tek şekli vardır. Bu şekli geniş zaman ve gelecek zaman anlamı verir.
Must yardımcı fiilinin anlamına yakın bir anlamı olan have to da aynı şekilde kullanılır. Have to yardımcı fiilinin geniş zaman (have to), gelecek zaman (will have to) ve geçmiş zaman (had to) şekilleri vardır.
Must yardımcı fiili Türkçeye “-meli, -malı” ekiyle çevrilebilir. Verdiği anlam, önünde bulunduğu fiilin yapılmasının zorunlu olduğudur. Kök halindeki fiilin önünde yer alır.
She must clean her table. Masasını temizlemeli.
Andrew must finish his work. Andrew işini bitirmeli.
The girls must wait in the garden. Kızlar bahçede beklemeli.
His brother must take the plates Erkek kardeşi tabakları mutfağa gö-
to the kitchen. türmeli.
We must change our clothes. Elbiselerimizi değiştirmeliyiz.
I must give you a clean towel. Sana temiz bir havlu vermeliyim.
They must keep their room clean Odalarını temiz ve tertipli tutmalılar.
and tidy.
He must get up at seven o’clock. Saat yedide kalkmalı.
Must ile ifade edilen zorunluluk sözü söyleyen tarafından ortaya konulan bir zorunluluk, kuvvetli bir istek veya öneridir.
You must bring the books. Kitapları getirmelisin.
cümlesi “Kitapları getirmeni mutlaka istiyorum. Kitapları getirmeni emre-diyorum.” gibi bir anlam taşımaktadır.
She must help her mother. Annesine yardım etmeli.
cümlesi de yine sözü söyleyenin “mutlaka yardım edilmesi” isteğini belirt-mektedir.
Sözü söyleyen bu zorunluluğu kendisi için de ifade edebilir.
I must learn English. İngilizce öğrenmeliyim.
cümlesinde sözü söyleyen İngilizce öğrenmesinin zorunlu olduğunu düşün-düğünü belirtmektedir. Bu cümlede “Bence İngilizce öğrenmem şart.” anlamı vardır.
(must) ile soru cümleleri
Must cümle başına alınarak yapılan sorularda kendisine soru sorulan kişinin böyle bir zorunluluk görüp görmediği sorulmuş olur.
Must Dora go to the party? Dora ziyafete gitmeli mi? (Gitmesini
şart görüyor musunuz? Gitmek
zorunda mı?)
Bu cümlede sorunun yöneltildiği kimsenin Dora’nın ziyafete gelmesini mutlaka isteyip istemediği veya zorunlu görüp görmediği sorulmaktadır.
Must they change the sheets? Çarşafları değiştirmeliler mi? (Mut-
laka değiştirmelerini istiyor musu-
nuz?)
Must I answer all the questions? Bütün sorulara cevap vermeli
miyim? (Cevap vermek zorunda
mıyım?)
Must we wait outside? Dışarıda mı beklemeliyiz? (Dışarıda
beklememiz zorunlu mu?)
Must the visitors leave their Ziyaretçiler fotoğraf makinelerini
cameras at the entrance of müzenin girişinde bırakmalılar mı?
the museum? (Bırakmaları zorunlu görülüyor mu?)
 
(must) ile olumsuz cümle (olumsuz zorunluluk-yasak)
Must yardımcı fiilinin not ile meydana getirdiği olumsuzluk, olumsuz bir zorunluluk, sözü söyleyenin kuvvetli bir önerisi veya ortaya konulan bir yasağı ifade eder. Must not sözcükleri birleşerek kısaltma yapılabilir: mustn’t. Must not geniş zaman ve gelecek zaman anlamında kullanılır.
You must not (mustn’t) touch Çiçeklere dokunmamalısın.
the flowers.
Bu cümlede “Çiçeklere dokunmanı yasaklıyorum. Çiçeklere dokunmamanı önemle belirtirim.” anlamında bir yasak veya kuvvetli bir öneri anlamı vardır.
He must not lie to his father. Babasına yalan söylememeli.
He must not use their tools. Onların aletlerini kullanmamalı.
She must not make a noise in Sınıfta gürültü yapmamalı.
the classroom.
People must not cross the Kırmızı ışık yanıyorken insanlar so-
street when the red light is on. kağın bir tarafından diğer tarafına
geçmemeli.
Allan must not drink too much. Allan çok fazla içmemeli.
I must not keep you. You may Sizi tutmamalıyım. Otobüsü kaçıra-
miss the bus. bilirsiniz.
She must not bring her children Çocuklarını buraya getirmemeli.
here.
We must not smoke in the Yatak odasında sigara içmemeliyiz.
bedroom.
tahmin göstermede (must)
Bir konuda verilen bilgilere göre tahmin yürütmek veya sonuç çıkarmak için must kullanılır. Bu durumda çoğunlukla must yanında be bulunur. Aynı durum Türkçede de vardır. Must’ın karşılığı olan “-meli, -malı” eki bu amaçla kullanılır.
They worked for ten hours. They On saat çalıştılar. Yorgun olmalılar.
must be tired. (yorgun olduklarını tahmin ederiz.)
She was looking for you. She Seni arıyordu. Şimdi senin büronda
must be in your office now. olmalı. (Herhalde bürondadır.)
The village is ten kilometres Köy buradan on kilometre. İki saat
from here. It must take two sürmeli. (Herhalde iki saat sürer.)
hours.
Tom wants an aspirine. He must Tom bir asprin istiyor. Başı ağrıyor
have a headache. olmalı.
Did you hear the doorbell? It Kapı zilini duydun mu? Audrey
must be Audrey. olmalı.
Geçmişteki bir olay için sonuç çıkarma must’tan sonra have ve fiilin üçüncü şeklini kullanmak suretiyle olur.
She has a diamond ring. She Bir pırlanta yüzüğü var. Onu çalmış
must have stolen it. olmalı.
Şerif’s toy was in the dustbin. Şerif’in oyuncağı çöp kutusundaydı.
He must have broken it. Onu kırmış olmalı.
Your daughter wasn’t among the Sizin kızınız kızlar arasında değildi.
girls. She must have left the Toplantıyı erken terk etmiş olmalı.
meeting early.
You are late again. You must Yine geç kaldın. Birahanedeki arka-
have visited your friends at daşlarını ziyaret etmiş olmalısın.
the pub.
Bu içerik internet kaynaklarından yararlanılarak sitemize eklenmiştir

Önceki İçerikHAVE TO
Sonraki İçerikTHE AUXILIARIES – YARDIMCI FİİLLER
PAYLAŞ
CEVAP VER
Lütfen yazınızı giriniz.
Lütfen adınızı buraya giriniz.