UYGUR DEVRİ TÜRK EDEBİYATI
Göktürk Devleti’nin yıkılışından sonra idareyi ellerine alan Uygurlar devrinde Türk Edebiyatı, eskiye nispetle gelişme göstermiş ve birçok mevzuda eserler yazılmıştır İlk devri 745-840 yıllarından olmak üzere iki kısımda ele alınan Uygur devri dil yadigârları, bir hayli zenginlik gösterir. Bu metinler, Uygurların mensup olduğu dinlere göre; Mani, Burkan (Buda) ve İslâm muhiti eserleri olmak üzere üç kısımda ele alınabilir. Bu devirde Türk Edebiyatında; koşug, kojang “şarkı, türkü”, koşma, taşkut “beyit”, takmak “türkü, bulmaca”; ır, yır “şarkıcı”, küg “aheng”, şlok, soluka “manzume”, padak “mısra”; kavi, kavya “şiir”, baş, başik “ilâhi” gibi bir kısmı Sanskritçe’den alınmış edebî terimleri de görmek mümkündür. Bundan başka Aprınçur Tigin, Kül Tarkan, Sınku Seli Tutung, Ki-Ki, Pratyaya-Şiri, Asıg Tutung, Çisuya Tutung, Kalım Keyşi, Çuçu ve Yusuf Has Hacib gibi şairler, eserleriyle görülürler. Bunlardan son ikisi İslâmî devirdeki Türk edebiyatı içine girmektedir. Çuçu adındaki şaire, Kaşgarlı Mahmud, Dîvânü Lügâti’t-Türk adlı eserinde yer vermiştir.
9. ve 10. asırlarla 11. yüzyılın ilk yarısını içine alan Uygur Türk Edebiyatı da, yazıtlara yer vermiştir. Bunlardan ilki, Uygurların ikinci hükümdarı Moyuncur adına dikilmiştir. Moğolistan’ın Şine Usu Gölü civarında bulunan yazıt, Kutlug Bilge Kül ve Moyunçur devirlerinden bahsetmektedir. Sekizinci asra ait olan bu yazıt, daha çok Şine Usu adıyla anılmıştır. Bu kitabe de dil ve yazı bakımından Göktürk Âbidelerine benzemektedir. Eser, Ramstedt ve Hüseyin Nâmık Orkun tarafından neşredilmiştir.
Uygurların ikinci devresinde ortaya konan eserlerde, mühim değişiklikler görülür. Her şeyden önce Göktürk yazısı bırakılmış, Soğd alfabesiyle eserler verilmiştir. Bunun sebebi dindir. Manihaizm’in kabulüyle Maniheist olan Soğdların yazısı alınmış, fakat Göktürk yazısı az da olsa kullanılmıştır. İkinci bir sebep, 840 yılından sonra Uygurlar, yerleşik bir medeniyete geçmişlerdir. Dil, gerek sentaks bakımından, gerekse yabancı kelimelere açıldıkları için, bozulmuş ve açıklığını kaybetmiştir. Bu devirde Nesturiliğe ait metinler de olmakla birlikte, daha çok Budizm ve Manihaizm dinlerine ait eserler ağır basarlar. Ayrıca hukuk, tıp, tarih ve coğrafya ile ilgili kitapların bulunduğunu zikretmek gerekir. Bu eserlerin bazıları tercümedir. Belirli bölgelerde parça parça bulunan metinler, toplama olarak belirli isimlerde, eser olarak ele geçenlerse, taşıdıkları adlarla neşredilmişlerdir.
Prof. W. Bang, V. Gabain ve büyük Türk filologu Prof. Dr. Reşit Rahmeti Arat’ın birlikte çalışmalarının sonucu, on cüzden meydana gelen ve Berlin Prusya Akademisi yayınları arasında yer alan Turfan Türk Metinleri; yine Turfan’da Bulunan İki Kazık Üzerindeki Yazılar; Hoça’da Bulunan Türkçe Mani Metinleri; dört cüzden meydana gelen ilk üçü Müller, dördüncüsü Gabain tarafından hazırlanan ve Prusya Akademisince neşredilen Uygurica; Radloff’un hazırlamaya başladığı ve Prof. Malov’un 1928 yılında neşrettiği yedisi Buda, ikisi Mani ve biri Hıristiyanlığa ait olan Uygur Dili Yadigârları; Von le Cog’un 1910 yılında Berlin Akademisi yayınları içinde neşrettiği “Mani Dinine Âit Bir Metin Parçası”; Bang ve Reşit Rahmeti’nin birlikte 1932 yılında neşrettikleri “Eski Turfan Şarkıları” ve Reşit Rahmeti Arat tarafından neşredilen tıbba dâir eserler, parça parça eserlerdir.Bunlardan başka Altun Yaruk ile İki Kardeş Hikâyesi, başlı başına eser olarak Uygur Türk Edebiyatı içinde, hususî bir değere sahiptir. Altun Yaruk, 1697 yılında istinsah edilen, Budist Sarı Uygurlara ait olan bir eserdir. Prof. Malov tarafından bulunan eser, Budizm’e ait olup, bu dinin akide ve ahlâkla ilgili esaslarından bahsetmektedir.
1908 yılında Kansu vilayetinde bulunan İki Kardeş Hikâyesi’nin aslı Paris’te Bibliothèque Nationale’dedir. Eser ilk önce Cl. Huart, 1914 yılında da Pelliot tarafından neşredilmiştir. Türkiye’de Hüseyin Namık Orkun, Pelliot neşrine dayanarak Prens Kalyanamkara ve Papamkara Hikâyesinin Uygurcası adıyla, Dil Kurumu yayınları arasında bastırmıştır. J.R. Hamilton ise eserin Le Conte Bourdhique adıyla son ve mükemmel neşrini yapmıştır.
Turfan Türk Metinleri adlı eserin bunlar içinde ayrı bir yeri vardır. Bilhassa 8. cüzde yer alan Sekiz Yükmek adını taşıyan metin, kelime zenginliği bakımından dikkati çeker. Ayrıca açık bir ifadenin hakim olduğu metinde yer alan mefhumların Türkçe’de karşılanışı, esere ayrı bir değer katar.
İslâmiyet’ten Önceki Türk Edebiyatının örneklerini veren Göktürk ve Uygur metinleri, şüphesiz sadece bunlar değildir. Ele geçmeyen ve geçmesi muhtemel metinlerin de olduğunu düşünmek gerekir. Zaten âbidelerde kullanılan dilin bir hayli işlenmiş edebî bir dil olması, çok öncelerde Türk dili yadigârlarının bulunması gerektiğini düşündürmektedir.Yalnız Uygurların edebiyatlarının bir devamı olarak teşekkül eden İslâmiyet’ten sonraki eserlerde, Uygur yazısı, kendisini uzun müddet korur. İslâmiyet’in kabulüyle alınan İslâmî Türk yazısıyla atbaşı yürüyen ve ikili bir alfabenin içine giren Türklük âlemi, eserlerinde her ikisine de yer verir. Uygur yazısını bilen kâtipler “bahşı” adıyla anılır ve Uygur yazısı, paralarda da görülürdü. Hakâniye (Karahanlılar) Devletinde, Moğol İmparatorluğunda, İlhanlılar zamanında, Timurlular ve Altınordu Devleti’nde İslâmî Türk yazısına yer verilmekle birlikte, resmî kitabette daima Uygur yazısı kullanılmıştır. Hattâ Anadolu Türkleri de bu yazıyı bilip kullanmışlar ve bu durum Fatih zamanına kadar kendini korumuştur. Bilindiği üzere Fatih Sultan Mehmed Han zamanında bazı yarlıklar, bu harflerle yazılmıştır.
Kaşgarlı Mahmud’un Dîvânü Lügâti’t-Türk adlı eseri bir tarafa bırakılırsa, İslâmî Türk Edebiyatının başlangıcında yer alan eserler; Kutadgu Bilig, Atabetü’l-Hakâyık, Bahtiyarnâme, Miracnâme, Tezkiretü’l-Evliyâ ve Mîr Haydar’ın Mahzenü’l-Esrâr tercümesi, Uygur yazısıyla yazılan eserlerin başında gelmektedir. Fakat bu eserlerin İslâmî Türk yazısına yer veren nüshalarını da zikretmek gerekir.
UYGUR TURKCESİ
Turk dillerinin dogu grubuna dahil olup cin’in sincan ozerk bolgesi, kazakistan, kirgizistan, ozbekistan cumhuriyetlerinde konulmaktadir. sadece sincan o.bolgesinde yaklasik 7milyon 200bin konusucusu oldugu tahmin edilip, bu bolgenin 5te 3’u bu dili konusan nufusa aittir. uygur turkce’sinin temel soz dizimi ozne nesne yuklem seklinde olup, diger altay dilleri ve japonca ile benzer ozellikler gostermektidr. ayni zamanda diger turk dillerinde’de gorunen fiil kokune ozel anlamlar iceren eklerin gelmesine imkan saglayan eklemeli bir dildir. modern uygur turkce’si eski uygur turkcesi ve orta donem uygur turkcelerinden farklilik gostermesi nedeni ile yeni uygur turkcesi olarak adlandirilsa da, genel olarak kolayliga gitme amaci ile uygur turkcesi ya da uygurca olarak adlandirilmaktadir. cince’den baski nedenleri ile, mogolca’dan tabiat nedenleri ile etkilenmis olmasina ragmen aradaki ses olaylarinin farkinda olan bir turkiye turku icin anlasilmasi o kadar da zor olmayan bir dildir. cin hukumeti son zamanlara kadar uygur dilinde liseye kadar egitim yapilmasina izin vermis olsa da son zamanlarda artik ilkokuldan itibaren egitimin tamamen cince yapilmasina karar vermesi nedeni ile konusanlarinin cesitli sıkıntılara dusmesine neden olmustur.
Uygur turkcesinin yapisina donecek olursak soyle ornek cumlelerle gunumuz turkcesi ile karsilastirabiliriz.
Örneğin;
duz etken cumle…
muallim dars-ni başli-di
(ogretmen ders-acc başla-dı) turkce’den farki uygurca’da belirtili nesne eki kullanilirken turkce’de datif eki kullanilmasi dogrudur yani gunumuz turkcesinde derse basladi deriz, uygurlalar ders-i basladi diyor gibi… sanki
edilgen cumle
dars başla-n-di
(ders başlandı)
duz etken cumle
muallim ali-ni mahti-di
(ogretmen ali-yi öv-dü)
edilgen cumle
ali muallim taripidin mahta-l-di
ali öğretmen tarafindan öv-ül-dü (iki dilde de edilgen yapi kuruluslari hemen hemen aynidir, elbette farkliliklar olacaktir ancak daha sonradan arapcadan turkceye girmis olan “tarafından” yine ayni zamanlarda uygur turkce’sine de “taripidin” seklinde girmistir ve iki dilde de bu yardimci edilgenlik sozcugunun kullanimi gunluk konusma dilinde pek yaygin degildir… ne kadar benziyor degil mi? devam…
galatasaray komanda fenerbahce komandi-ğa yen-il-di
gs takimi fb takimi-na yenildi (fazla soze hacet yok)
man u-nin-ğa alda-n-di-m
ben o-na aldandim
( bu cumle biraz turkceden farklidir, bunu farkli kilanda u-nin-ğa kismidir, zira u turkce’deki ucuncu kisi zamiri “o” ile aynidir. ancak biz’de zamirden sonra hemen datif eki gelirken uygur turkcesinde nedeni hala bilinmeyen bir sekilde datif eki ile zamir arasina iyelik eki gelmektedir. ancak “u” yerine bir isim koyarsak mesela “man ali-ğa aldandim” olmaktadir…
ornek:
” bilig biling ya begim,
bilig sana es olir.
bilig bilen olerke,
bir gun devlet yar olur. ”
tercumesi:
” bilgi bilin ya beyim,
bilgi sana es olur.
bilgi bilen o ere,
bir gun devlet yar olur. ”
UYGURCA
Sincan’daki Uygur halkı tarafından konuşulan ayak/tağlık grubundan bir Türkî dildir.
Ses Bilgisi
Uygur Türkçesinde 8 vokal, 24 konsonant vardır. Uygur Türkçesinde iki türlü e sesi vardır. Bunlardan ə Türkiye Türkçesindekinden daha açık, e ise daha kapalı telaffuz edilir. Kalın olan k sesleri yanında i’ler ı okunabilir, diğer yerlerde ise i okunduğu kabul edilir. k sesleri Türkçedekinden daha kalındır. Bu sesler gırtlağa daha yakın olarak telaffuz edilir. h sesi sert olarak telaffuz edilen bir gırtlak sesidir. Ng genizsi n sesidir.
Alfabe
Uygurca 10. yüzyıldan beri Arap alfabesi ile yazılmaktadır. 1969-1983 yılları arasında Çin hükümetinin hazırlattığı Uygur Latin alfabesi ile yazılmış fakat sonra Uygurca sesleri gösteren ek işaretler ile Arap alfabesine dönülmüştür.
Aşağıdaki tablo Arap ve Latin harflerinin bir karşılaştırılmasıdır:
(Kullandığınız web tarayıcınıza bağlı olarak bazı karakterleri göremeyebilirsiniz
Uygur Harflerinin Karşılaştırması
Arap Latin Türk UFA Arap Latin Türk UFA
ئا A a A a /a/ ق K̡ k̡ K k /q/
ئە Ə ə E e /æ/ ك K k K k /k/
ب B b B b /b/ ڭ -ng -ng /ŋ/
پ P p P p /p/ گ G g G g /g/
ت T t T t /t/ ل L l L l /l/
ج J j C c /ʤ/ م M m M m /m/
چ Q q Ç ç /ʧ/ ن N n N n /n/
خ H h H h /x/ ه H̡ h̡ H h /h/
د D d D d /d/ ئو O o O o /o/
ر R r R r /r/ ئۇ U u U u /u/
ز Z z Z z /z/ ئۆ Ɵɵ Ö ö /ø/
ژ Z̡ z̡ J j /ʒ/ ئۈ Ü ü Ü ü /y/
س S s S s /s/ ۋ V v V v /v/
ش X x Ş ş /ʃ/ ئې E e É é /e/
غ Ƣƣ Ğ ğ /ɣ/ ئى I i İ i/I ı /i/ or /ɨ/
ف F f F f /f/ ي Y y Y y /j/
Kaynak: Bu içerik internet kaynaklarından yararlanırak sitemize eklenmiştir.