Yanardağ Püskürtmeleri nelerdir?

YANARDAĞ PÜSKÜRMELERİ:
 
  Magmanın yerkabuğundan yükselerek yüzeye çıkmasına yanardağ püskürmesi adı verilir.Yanardağ bir kez oluştuktan sonra yeraltından magma geldiği sürece püskürmeler devam eder.İki püskürme arasında onlarca, yüzlerce, hatta binlerce yıl geçbilir.
 
   Magma Yükselişi:
  Astenosferdeki magma, ancak yeterince büyük bir “kabarcık”oluşturacak biçimde biriktiği zaman litosfere doğru yükselir.Magmanın yükselmesine yol açan süreç, bozuk bir musluktan suyun damlamasına(ancak ters yönde) benzer.Bozuk bir muslukta su sürekli biçimde musluğun ağzında birikir fakat damla halinde düşmesi ancak yeterli ağırlığa ulaşması ile gerçekleşir.Magma da yeraltında yeterli derecede biriktiğinde ve yoğunluğu çevresindeki kaya kütlelerinden daha düşük olduğunda yukarı doğru çıkmaya başlar.Çoğu yanardağın altında (yerkabuğunun içinde ya da altında) magmanın biriktiği bir magma odası vardır.
 
   Yanardağın Altı:
  Magma odası il yanardağın yüzeyi arasında kanal ya da baca olarak adlandırılan genişlemiş çatlaklar bulunur.Bunlar bir önceki patlamalardan arta kalan katılaşmış magma ile doludur.bazı yanardağlarda, magma odasından çıkan çok sayıda baca olmak ile birlikte bunların hepsi yüzeye ulaşmayabilir.Bir bacanın açıldığı yere ağız denir.Yanardağ ağızları yuvarlak ya da ince uzun biçimde olabilir.Bazı ağızlar, krater adı verilen derin çukurların içinde bulunur.Bir püskürme sırasında, magma, biriktiği magma odasından yüzeye çıkan bacalardan birinden geçerek,yanardağın tepesindeki ağıza ulaşır  ve buradan dışarı fışkırır. Bazı durumlarda ise magma ,yanardağın yamacındaki bir ağızdan çıkar.
 
   Lav:
  Püskürme sırasında  yüzeye çıkan magma lav adını alır.Yanardağın yamaçlarından, lavdan oluşan bir nehir gibi akan lav akıntısının zaman soğuyup katılaşmasıyla volkanik kayalar oluşur.Çeşitli türlerde lav bulunmakla birlikte bunların tümü nerdeyse diğer mineral elementlerinin yanı sıra bir silisyum ve oksijen karışımı olan silisyum dioksit (SiO2) içerir. Lavın yoğunluğu ,içindeki silisyum dioksit oranına göre değişir.Yoğun olmayan lav bal kıvamındadır.Yoğun lav ise şekerlenmiş bal gibi koyu ve yapışkandır.Bir patlama sırasında yanardağdan farklı yoğunlukta lavlar püskürebilir.
  Bir yanardağın biçimi, büyük oranda, lavın yoğunluna bağlıdır.Yoğun olmayan lav katılaşıncaya kadar daha geniş bir çevreye yayıldığından ,bu Tür lavdan oluşan yanar dağların yamaçları yumuşak eğimli olur.Kalkan biçimli olarak tanımlanan Bu yanardağlar, çoğu zaman sıcak noktalar ve yayılma sırtlarında bulunur.Bu yanardağların lavı çoğunlukla bazalttan oluşur.Yoğun lav,yüksek oranda silisyum dioksit içerir ve genellikle dalma-batma bölgelerinin üzerindeki yanardağlardan püskürür.Çok koyu olduğu için ağızdan fazla uzaklaşmadan katılaşan bu lavın oluşturduğu yanardağlar çoğu zaman koni biçimindedir.
 
   Püskürme Tipleri:    
  Yanardağın püskürmeleri, lavın çıkış biçimine göre sınıflandırılır.Bu da lavın yoğunluğuna ve lavın içerdiği gazların ne kadar kolaylıkla kurtulabilmelerine bağlıdır.Yoğun olmayan lavdan kolayca kurtulabilen gazlar, yoğun lavdan ancak büyük patlamalarla kurtulabilirler.
Magma, yüzeye yaklaştıkça üzerindeki basınç azalır ve tıpkı bir gazoz şişesinin kapağı açıldığı zaman basıncın azalması sonucu gazozun içinde hava kabarcıklarının oluşması gibi volkanik gazlar magmanın içinde küçük kabarcıklar oluşturur.
 
 
    Farklı püskürme tipleri:
*Hawaii tipi püskürmeler genellikle hafif şiddetedir.lavın çok akışkan olduğu ve içinde gazların kolayca kurtulduğu durumlarda bu tür püskürmeler olur.Kimi zaman magma, yanardağdan dışarı, bir fıskiyeden fışkıran su gibi çıkar.
*Stromboli tipi püskürmeler, lavın biraz daha yoğun olması durumunda görülür.Sıkışmış gazlar, yanardağ ağzının çevresine sıvı halde lav kütlerinin fışkırmasına neden olan, küçük patlamalarla açığa çıkar. 
*Vulkona tipi püskürmeler, lavın daha yoğun olduğu durumlarda görülür.Sıkışmış gazlar gürültülü patlamalarla açığa çıkar ve yanardağın   ağzına iri kaya parçaları ile çok miktarlarda volkanik kül püskürür.                                                                                                                      
 Pilinius tipi püskürmeler, lavın çok yoğun olması durumunda görülür.Sıkışmış gazlar, çok büyük patlamalarla kurtulur.Yanardağın püskürmeleri sırasında büyük miktarlarda volkanik kül gökyüzüne  fırlatılır.
 
    LAVAKINTILARI ,BLOKLAR VE BOMBALAR:
  Püsküren bir yanardağdan akan lavlar ,yolları yakıp yıkmasın karşın ,çok ender olarak ölüm yada yaralanmalara yol açar.Bunun nedeni, lav akıntısının yavaş ilerlemesi ve insanların ondan kaçma olağanı bulabilmeleridir.
  “Pahoehoe” ve “aa” , iki farklı lav akınsına Hawaii dilinde verilen adlardır.Bunlar birbirlerinden , volkanik gazların lavdan çıkış biçimiyle ayrılır.
 
  *Pahoehoe lav akıntıları:
  Pahoehoe lav akıntılarının yüzeyi genellikle düz ya da hafif kırışık olur.Bu tür akıntıların koyu kıvamı değildir yani akışkandır.Lav soğumaya başladığında yüzeyinde düzgün kabuk oluşur.Lav akıntısının iç kısmı ergimiş durumda kalarak akmayı sürdürürken soğumakta olan yüzeyde zaman zaman  halat benzeri kıvrımlar oluşturabilir.
 
   *Aa lav akıntıları:
   Aa lav akıntılarında  pürüzlü ve çatlaklı bir yüzeyi vardır.Bu akıntılar, daha yoğun lavdan oluşur ve pahoehoe lava kıyasla daha yavaş akar.Lav akarken ,yüzeyi iri parçalar biçiminde kırılır ve içindeki gazlar açığa çıkar.Kırılan parçalar ,sıvı durumu koruyan lav akıntısının iç kısmı ile birlikte sürüklenir.
  Bir aa akıntısısın kenarları ve önü tank paletlerine benzer bir biçimde ilerler:Akıntının önündeki soğumuş parçalar dönerek lavın altına girer, ilerlemekte olan lav bunların üstünden geçer.Katılaşmış aa lavının yüzeyi pürüzlüdür ve yanmış kömür yığınlarını hatırlatır.
Bu içerik internet kaynaklarından yararlanılarak sitemize eklenmiştir

CEVAP VER
Lütfen yazınızı giriniz.
Lütfen adınızı buraya giriniz.