10. sınıf coğrafya dersi tüm kitabın etkinlikleri 3. kısım cevapları sayfa 162 ye kadar Lise 2 coğrafya tüm etkinliklerin cevapları

Etkinlik Çalışması:
Fıstık Çamı: Tipik bir akdeniz ağacı olan fıstıkçamı ülkemizde batı ve güney Anadolu’da ormanlar oluşturur.15–20 m boyundadır. Gençlik döneminde yuvarlak tepesi, yaşlılık dönemimde ise şemsiye şekilli tepesi ile diğer çam türlerinden ayrılır. Tohumları iri olup çam fıstığı olarak bilinir. Batı Anadolu köylülerinin önemli bir gelir kaynağıdır.
Ihlamur: Büyümesi çabuktur. Filizlenme gücü yüksektir. Işık ağacıdır. Sıcaklık isteği nispeten fazladır. Derin, serin yumuşak, besin ve madence zengin, ılımlı humuslu toprakları sever. Kireçli topraklarda da yetişmektedir. Tuzlu topraklardan kaçınır. Donlara ve kuraklığa karşı duyarlıdır. Güçlü kazık kök yapar, sığ ve fakir topraklarda kuvvetli yan kökler geliştirir, kuvvetli kök sürgünü verir. Boyları 20–30 m.ye kadar ulaşabilen geniş yapraklı ve yaprak döken bir ağaçtır. Büyüklüğü 5–10 cm arasında değişen yaprakları genellikle yürek şeklinde ve çarpık, kenarları dişli ve uzun saplıdır. Sarkık çiçek demetleri sarımsı bir renge ve karakteristik bir kokuya sahiptir. Çok geç açan bu çiçekler (Haziran-Temmuz) kurutularak çay gibi içilir.
Güzel kokulu çiçeklerinden dolayı ve bir gölge ağacı olarak yetiştirilir. Avrupa’da eskiden köy mahkemeleri genelde bu ağaçların gölgelerinde kurulurdu. Bu yüzden ıhlamur, mahkeme ağacı ya da mahkeme ıhlamuru olarak ta bilinir. Germen ve Slav halklarında ıhlamur kutsal bir ağaçtır. Doğramacılıkta kıymetli olan beyaz ve hafif bir odun verir. Ihlamur kabuğundaki lifler ip ve kaba dokumalarda kullanılır. Çiçek durumları tıbbi olarak kullanılır.
Ihlamur çiçeği yatıştırıcı, idrar verici ve balgam söktürücü olarak çay halinde kullanılır. Ihlamur çiçeği banyosunun da yatıştırıcı bir özelliği vardır.
Türkiye’de doğal olarak 3 tür bulunur. Ülkemizde başta kıyı ve batı bölgeleri olmak üzere iç bölgelerimizde de yetiştirilmektedir. Büyük yapraklı ıhlamur, Kafkas ıhlamuru , Gümüşi ıhlamur.
Kestane, Kestane yıllık yağış toplamı 600–1200 mm olan yerlerde susuz yetişebilir. Bu nedenle yağış kestane yetiştirticiliği için önemlidir. Çiçeklenme döneminde yağan yağışlar meyve tutumunu olumsuz etkiler. Kestane kış düşük sıcaklıklarda –30 dereceye kadar dayanabilmektedir. Ancak ilkbaharın geç ve sonbaharın ilk donlarına karşı hassastır.
Kayıngiller familyasından Castanea cinsini oluşturan ağaçların ve bu ağaçların yenilebilen tohumlarına verilen ad.
Kerestesi, dayanıklılık ve dekoratif özellikleri bakımından meşe ağacının odununa benzemekle birlikte, kuruma esnasında çatlaması ve eğrilmesi nedeniyle, bu ağaçtan büyük boyutlu kereste elde edilememektedir. Ancak dayanıklılığı nedeniyle bazı ahşap bahçe işlerinde bu ağaçtan faydalanılmaktadır. İtalya’da fıçı yapımında kullanılmaktadır.
Kuzey Anadolu ve Marmara Bölgesi’nde yayılış gösterir. Türkiye’de doğal olarak yetişen tek kestane türü olan “Anadolu kestanesi” 30 m boya erişebilen, geniş tepeli bir ağaçtır. Ülkemizde 25.278 hektar koru, 3.614 hektar baltalık kestane ormanı bulunmaktadır. Gençken düzgün olan gövde kabukları yaşlandıkça çatlaklı bir görünüm alır. Mızraksı yapraklarının kenarları kaba dişlidir. Çiçekleri önemli bir bal kaynağı olan kestanenin meyvesi de ekonomik değere sahiptir..
Tohumları Güney Avrupa ile Güneybatı ve Doğu Asya’da yaygın olarak tüketilmektedir. Orta çağlarda Güney Avrupa’da yeterli buğday ununa sahip olamayan orman toplulukları temel karbonhidrat kaynağı olarak tamamen kestaneye bağlı kalmaktaydılar.
Tohumlar, ateşte közlenmiş, haşlanış veya suda kaynatılmış olarak tüketilir. İlkine çoğunlukla ‘kestane kebap’ denilmektedir, bu yöntem, kestane tohumları üst kısımları hafifçe çizildikten sonra, 200–220 °C ısıda 10–15 dakika süreyle fırına verilerek hazırlanır. Kestane aynı zamanda bazı çörek, kek ve pasta çeşitlerinde de kullanılmaktadır. Ayrıca özellikle Bursa ilimizde Kestane Şekeri adıyla bilinen bir tatlı çeşidi de çok sevilmektedir ve oldukça büyük miktarlarda üretilmektedir.
Kayın: Kışın yaprağını döken orman ağaçlarıdır. Çok sayıda pullarla örtülmüş bulunan iğ biçimindeki sivri uçlu ve büyük tomurcuklar sürgünlere yatık değil, onlarla açı yapacak şekilde dizilmiştir. Yaprak ayası dişli veya düzdür; nispeten kısa bir sapı, zamanla dökülen şerit halinde kulakçıkları vardır. Açık gri veya koyu gri renkli kabukları ağaçların hayatı boyunca çatlamadan düz ve pürüzsüz kalır. Meyvelerin tohumu yağlıdır.
Odun yapısı iri odun soluk pembe-beyaz, öz odunu ise kırmızılımtrak açık kahverengidir. Odunları sert ve ağırdır, kolay işlenir, kolay yarılabilir, şok mukavemeti genellikle yüksektir.
Kullanımı :Mobilya, kontrplak, araba, parke, ayakkabı kalıbı, ambalaj sandığı, oyuncak, sandal ve fırın kürekleri, alet sapları, iş ve marangoz tezgâhları, maden direği, yakacak odun gibi.
Ülkemizde dağılışı: Daha çok kuzey bölgelerimizde doğal yayılış göstermekle birlikte kayın ağacı güneydeki Amanoslar’da da yayılış gösterir. Saf ya da göknar, ladin, çam ve meşelerle karışık geniş ormanlar kurar. Ülkemizde 713.842 Ha. koru ve 1.555 Ha. baltalık kayın ormanı bulunmaktadır. 40 m. boya ulaşabilen kayınların düzgün ve silindirik gövdeleri vardır. 6–9 cm uzunluktaki dalgalı kenarlı elips şeklindeki yapraklarının sonbahardaki kırmızı rengi çok etkileyicidir. Yağlı meyveleri doğada yaban hayvanları için önemli bir besin kaynağıdır.
Türkiye’de doğal olarak yetişen türleri; Doğu Kayını (Fagus orientalis), Avrupa Kayını (Fagus silvatica).
Ladin: Kuzey yarıkürenin ılıman ve soğuk bölgelerinde yayılış gösteren ağaç türlerine verilen ad. Uzaktan bakıldığında köknara benzese de piramide benzer tepesi ve sarkık dalları ile ondan ayırt edilebilir. Boyu 40–50 m’ ye kadar ulaşabilir. İğne yaprakları kısa, sivri uçlu ve kesitli dört köşedir. Olgunlaşmış kozalağının pulları dağılmaz.
Bulutlu nemli, sisli ve soğuk havaları seven bir ağaçtır. Ülkemizde saf ladin ormanları ya da diğer orman ağaçları ile karışık halde bulunan ormanlar oluşturur. Ülkemizde genelde kuzey Anadolu ‘da özellikle Ordu’nun doğusundan itibaren Artvin çevresine doğru uzanır. Karadeniz dağlarında 2300 metrelere kadar çıkan ladinler. Özellikle Ardanuç ve Gümüşhane yakınlarında boyları 60 metreye varan ladinler bulunur. Yumuşak keresteli ağaçlardandır.
Sarıçam, Kuzey Anadolu’nun yüksek dağlık kesimlerinde saf ya da karışık ormanlar kurmakla birlikte, küçük adacıklar halinde iç ve güney bölgelerimize kadar ulaşır. Ülkemizde bulunan sarıçam ormanlarının kapladığı alan 757.426 hektardır.
Adını, levhalar halinde ayrılan gövde kabuğunun tilki sarısı renginden alır. Narin gövdeli, sivri tepeli ve ince dallı bir ağaçtır. Yetişkin ağaçların boyu 40 metreyi aşar. İnce yapraklarının kısalığı ve mavimsi yeşil rengi ilk bakışta diğer çam türlerinden ayırt edilecek özellikleridir. İğne yaprakları ikili, mavi-yeşil, kıvrık, sık dizilmiş, genellikle 4–5 cm uzunlukta, uçları sivri, genellikle 2–3 yıl, nadir olarak da 4–5 yıl ömrü vardır. Kozalakları mat gri-kahverengi, konik, kısa veya uzun saplı uçları aşağıya doğru yönelmiş, tek veya 2-3’ü bir arada, 3–7 cm uzunluk ve 2–4 cm genişliktedir. Tohumları gri veya siyahımsı yumurta biçimindedir.
Ekolojik özellikleri: Uygun yerlerde hızlı gelişir. Soğuk iklim ve rüzgârına karşı dayanıklı, bol güneş ister. Kumlu ve killi topraklarda gelişebilir. Nispi nemi çok düşük olan iklimlerde ve kuru topraklarda gelişemez. Kazık kökleri sayesinde fırtınalara dayanıklıdır.
Kızılağaç: Trakya, Marmara çevresi, Batı Karadeniz ve Doğu Karadeniz’de saf ve karışık olarak yayılış gösteren kızılağaç, boyu 20 m yi aşabilen, esmer kabuklu, seyrek dallı bir ağaçtır. Daha çok serin bölgelerde ve nemli dere yataklarının bulunduğu yerlerde görülür. Ülkemizde 66.357 hektar koru, 297 hektar baltalık kızılağaç ormanı bulunmaktadır. Uzunluğu 4–9 cm genişliği 3–7 cm arasında değişen ters yumurta biçimli ve testere dişli yaprakları vardır. Köklerinde bulunan, havanın serbest azotunu bağlayan yumrular nedeniyle toprakları azotça zenginleştirir.
Türkiye’de geniş bir dağılım gösteren adi kızılağacın başlıca alt türleri; Doğu kızılağacı, Sakallı kızılağaçtır.
Meşe: Ülkemizin hemen her bölgesinde türlerine bağlı olarak yayılış gösterir. 25m boya ve 2m çapa erişebilen geniş tepeli ağaçlardan, 3–5 m boya sahip çalılara kadar değişen türleri vardır. Kökler derinlere kadar gider. Yaprakları da formları gibi değişkenlik gösterebilir, loplu, dişli ya da düz kenarlıdır. Ülkemizde 747.856 hektar koru ve 4.984.149 hektar baltalık meşe ormanı bulunmaktadır.
“Palamut” adı verilen silindirik meyveleri bir kadeh içinde yer alır. Odunlarının anatomik özelliklerine göre kırmızı meşeler, ak meşeler ve her dem yeşil meşeler olmak üzere üçe ayrılan meşelerin 18 türü bulunmaktadır. Bunlardan önemli olanları; Saplı meşe, Sapsız meşe, Saçlı meşesi, Kasnak meşesi, Pırnal meşesidir.
Ardıç: Üremesi, bir başka türe bağlı bir ağaç türü. Ardıç ağacı tohumlarını yere döker ancak bu tohumlar bir ardıç kuşu (Karatavuk) tarafından yenmedikçe hiçbir işe yaramaz. Ardıç kuşunun sindirim sisteminde ardıç ağacının tohumlarının kabukları açılır. Ardıç kuşu dışkısı ile birlikte toprağa karışan tohumlar tutar.
Sürüngen çalılardan büyük ağaçlara kadar çok çeşitli türleri olan ardıç, hemen hemen bütün bölgelerimiz yüksek dağlık kesimlerinde doğal yayılış gösterir. Bazıları servi gibi pul yapraklara, bazıları da batıcı iğne yapraklara sahiptir.
Ülkemizde 1.100.492 hektar saf ardıç ormanı bulunmakta ve önemli doğal türleri; Katran ardıcı, Adi ardıç, Finike ardıcı, Kokulu ardıç, Alp ardıcı, Sabin ardıcı, Boylu ardıçtır.
Göknar: Soğuk ortamları tercih eden yaprak dökmeyen ağaç cinsidir. Doğada 25 metreye kadar büyüyebilen piramidimsi ağaçlardır. Az ışığa ihtiyaçları vardır. Soğuk iklimleri sevdikleri için fazla sıcak ortamları sevmezler ama ısıya karşı toleransları vardır.
Bunlar genel olarak ladin ağaçlarına göre soğuğa daha dayanıklı olup genelde Karadeniz Bölgesinde ladinlerle sarıçamlar arasında bulunurlar. Bazen de bunlarla karışık ormanlar oluştururlar. Bu ağaçlar soğuğa dayanıklı ve genelde dağların kuzey yamaçlarında nemli ve gölgeli ortamları seven ağaçlardır. Artvin –Pazar çevresinde saf orman oluştururlar. Yumuşak keresteli ağaçlardandır.
Kızılçam çamgiller familyasından Akdeniz’e özgü 5–20 m. boylarında hızlı büyüyen kalın dallı bir çam türü. Genç sürgünleri kalın ve kızıl renktedir. Kabuk genç bireylerde düzgün boz renkte iken yaşlılarda derince yarılır, esmer kırmızımsı renkte ve kalın kabuk durumunda görülür. İğne yapraklar 10–16 cm uzunluğunda kalın sert ve koyu yeşil renktedir. Kozalak 6–11 cm boyunda, parlak açık kahverengi olup topaç biçimindedir. Çok kısa saplı kozalak sürgünlere dik oturur ya da yan durumlu olarak çoğunlukla 2–6 adedi bir arada çevrel olarak bulunur.
Dünyadaki en geniş yayılışı Türkiye’dedir. Esas olarak Akdeniz ve Ege Bölgelerinde geniş ormanlar kurmakla birlikte, Batı ve Orta Karadeniz Bölgesi’nde de mahallî yayılış gösterir. Ülkemizde 3.729.866 hektar saf Kızılçam ormanı bulunmaktadır. Deniz seviyesinden 1000–2000 m yüksekliğe kadar ulaşan Kızılçam, ışığı seven hızlı büyüyen bir çam türüdür. 20 m’ye kadar boylanabilir. Kalın ve genellikle koyu kızıl renkteki genç sürgünlerinden dolayı bu adı alır.
Karaçam: Karaçam çamgiller familyasından bir çam türü. Gövdesinin ve dallarının kalınlığı, gri ve derin çatlaklı kabuğu, iğne yaprakları; 4–8 cm uzunluğunda koyu yeşil ve serttir. Bol reçineli tomurcuklar büyük, silindirik ve uçları sivridir. Bu özellikleri ile diğer çam türlerinden ayrılır.30–35 m. ye kadar boylanabilir.
Yazın serin ve güneşli geçen, kışın ise karlı ortamları çok sever. Kızılçam kadar kuraklığa dayanıklı olmadığı için ülkemizde yazın kurak geçen ve kışları soğuk ve kar yağışlı alanlar olan yüksek kesimlerde daha iyi yetişmektedir. Bütün kıyı bölgelerimizin dağlık kesimlerinde saf ya da karışık ormanlar kurar, hatta stepe kadar sokulur. Ülkemizde 2.527.685 hektar saf karaçam ormanı bulunmaktadır. Batı Anadolu’da Uşak, Kütahya, Manisa demirci çevresi, Biga yarımadasında Kaz dağlarında, Akdeniz de Toros dağlarının yüksek kesimlerinde, Ege Bölgesinde aydın ve Bozdağlarda, Marmara’da Uludağ çevresinde, İç ve doğu Anadolu’da yüksek kesimlerde, Karadenizde ise batı karadenizde ( Ordunun batısında) yer yer de dağların güneye bakan yamaçlarında görülür.
Kerestesi çok değerli olup mobilya ve doğrama yapımında ( kapı, pencere) çok kullanılır.
Ders dışı etkinlik: Türkiye iklim ve bitki örtüsü haritası incelenerek; aşağıdaki soruları cevaplandırınız.
1- Türkiye’de hangi tür bitki toplulukları görülür?
Orman, Maki, Bozkır, dağ çayırları( Alpin çayır)Ayrıca ülkemizde dünya flora bölgelerinden üç tanesi yer alır. Türkiye’de Avrupa-Sibirya, İran-Turan ve Akdeniz bitki coğrafyası bölgeleri buluşuyor. Bu, bitki zenginliğimizin en önemli nedenlerinden biri
2-Ülkemizde ormanlar daha çok nerelerde yer alır?
Ormanlarımızın genel olarak ülkemizin kıyı bölgelerinde yer aldığı görülür. Ayrıca ormanlarımızın dağlık alanlarda özelliklede kıyı dağlarının denize bakan yamaçlarında yoğunlaştığı denizden uzak iç bölgelerde azaldığı ve parçalar halinde olduğu görülür.
3-Ormanların dağılışında belirleyici iklim faktörleri nelerdir?
Özellikle sıcaklık, yağış, ayrıca da güneşlenme süresi, rüzgârlar, nemlilik gibi iklim faktörleri etkiler.
Yağış: Bitki örtüsü dağılışını etkileyen en önemli faktörlerden olup, bitki dağılışı yağış dağılışına paralellik sunar. Yağışın çok olduğu yerlerde gür ormanlar, azalınca orman seyrelir, daha azalınca yerini bozkır alır. Yağışla orman azalır veya çoğalır.
Sıcaklık: Bitkilerin yetişebilmesi için ve hayati faaliyetlerinin sürmesi için sıcaklık gerekli olup, belli derecelerde olması gerekir. Sıcaklığın çok düşük olduğu veya yetersiz olduğu yerlerde veya da çok aşırı olduğu yerlerde bitkiler yetişemez. Her bitkinin de sıcaklık isteği ve soğuğa karşı dayanıklılığı farklıdır. Bu özellik bitkilerin sıcaklık kuşaklarına göre dağılımına neden olur.
Not: Ormanın alt sınırını yağış, üst sınırını sıcaklık belirler.
4- Yağışın az olduğu iç bölgelerde hangi bitkilere rastlanmaktadır?
Bu bölgelerde bozkır bitkileri görülür. Ayrıca bu alanlarda yüksek dağlık alanlarda kuraklığa dayanıklı ağaçlardan oluşan ormanlar ve akarsu boylarında kavak ve söğüt ağaçlarına rastlanır.
5-İç kesimlerde makilere niçin rastlanmaz?
Makiler yıl boyu yeşil kalan ve yaprak dökmeyen bitkilerdir. İç bölgelerde karasallık etkisiyle kışları sert ve soğuk geçmesi ve kar yağışı ve don olaylarının görülmesi nedeniyle.
TÜRKİYE’NİN BİTKİ ÖRTÜSÜ ZENGİNLİĞİ- ÜLKEMİZDEKİ DOĞAL BİTKİ ÖRTÜLERİ
Etkinlik Çalışması:
1- Çevrenizde hangi tür ağaçlar bulunmaktadır?
İğne yapraklılar: Kızılçam, Fıstıkçamı, Karaçam, göknar, Sarıçam, Ardıç, Uludağ göknarı, Servi
Geniş yapraklılar: Meşe, Söğüt, Çınar, Dut, Kayın, Akçaağaç, Kestane, Ihlamur, Gürgen, Kavak, Kızılcık, Karağaç, Uludağ göknarı, Servi,
2- Bu ağaçların ilişkilerini açıklayın.
Bunlardan bir kısmı Akdeniz iklimi ne ait ağaçlar olup sıcaklığı güneşi seven ve yaz kuraklığına dayanıklı ağaçlardır. Bir kısmı ise nem ve yağışı seven gölgeli ortamları seven bitkilerdir. Genelde sıcaklığın yeterli yağışın az olduğu alanlarda meşeler, kayın, gürgen, kestane, ıhlamur kızılcık, vb ağaçlar yer alırken, yüksek kesimlerde soğuğa dayanıklı ve yağışı seven bitkiler olan iğne yapraklı ağaçlar, Sarıçam, göknar, Karaçam gibi bitkiler yetişmektedir.
Etkinlik Çalışması:
Ülkemizde yetişen 12000 çeşit bitkiden yarısı Karadenizde yetişmektedir. Neden?
Nem ve yağış fazla olması ve yağış rejiminin düzenli olmasından dolayı çeşitlilik fazla ve bitki örtüsü gürdür. Bu bölgede yer şekilleri çeşitlilik gösterir. Yükseklik, bakı özellikleri ile hem dikey yönde hem de yatay yönde yerel iklim özelliğine sahip alanlar oluşur. Bu bölgeye ayrıca soğuk iklim döneminde gelen Sibirya kökenli, sıcak iklim döneminde ise Akdeniz kökenli bitkiler yerleşmiştir. Bunların hepsi bitki çeşitliliğini artıran nedenlerdir.
Etkinlik Çalışması:
Makilerin farklı bölgelerde farklı yüksekliklerde bulunması ile ilgili olarak;
1- Makiler niçin farklı bölgelerde farklı yüksekliklere kadar çıkabilmektedir?
Sıcaklık değerlerinin enleme bağlı olarak ülkemiz kıyılarında kuzeye doğru azalması ile ilgilidir.
2- Makilerin Akdeniz ikliminin özelliğine uyduğunu gösteren özellikleri nelerdir?
Maki bitkileri Akdeniz ikliminin kurak koşullarına yani ortamdaki yetersiz sudan olabildiğince yararlanmaya uyarlanmış derinlere kadar inen kökleri, ufak, sert ve kalın( meşin) yaprakları, yaprak uçları sivri ve dikenli ağaçlık ve çalılardır. Bu ufak yaprakların yüzeyi genellikle su kaybını önlemek için mumsu ya da reçineli bir katmanla kaplanmıştır ve yaprakların güneşe dönük yüzleri parlaktır. Yapraklarda terlemeyi azaltacak şekilde stomaları küçük ve sayıları azdır.
Özüyle makiler yaz kuraklığını suyu iktisatlı kullanarak atlatırlar.
Etkinlik Çalışması:
Dağ çayırları ile bozkırların yetişme şartlarını karşılaştırınız.
Bozkırlar genel olarak ülkemizde denizden uzak etrafı dağlarla çevrilmiş ve genelde de çevresinden alçakta kalan yağışların genelde az, ayrıca yazları kurak ve sıcak alanlarda yetişen bitkilerdir.
Dağ çayırları ise genel olarak ülkemizde 2000 metreden yüksek dağların üstünde veya platolarda yetişmektedir. Bir başka özellikte dağ çayırları yetişen alanlarda yaz kuraklığı etkili olmadığı gibi yazlar serin ve nispeten yağışlı geçmektedir. Kışlar çok soğuk tur. Bozkır alanlarda ağaç yetişmeme nedeni yağış azlığı iken, çayır alanlarında sıcaklık yetersizliğidir.
1- Giresun – Mersin kesitinde etkili olan faktörleri açıklayınız.
İklim şartları( yağış, sıcaklık, güneşlenme süresi vb.), yeryüzü şekilleri( bakı, yükselti), denize yakınlık uzaklık durumu, toprak yapısı,
2- Ayancık – Antalya hattında bitkileri yerleştiriniz.
3-Türkiye hartasındaki illerin bitkilerini söyleyiniz.
Bartın- Karışık orman, Erzurum- dağ çayırı
Bolu- orman, Ağrı- Çayır
İzmir- maki, orman, Aksaray- Bozkır
Antalya- maki, orman Edirne- Bozkır
TÜRKİYE’NİN SU VARLIĞI
Ders dışı Etkinlik:
1- Tuz gölüne dökülen Çarşamba yazın niçin tamamen kurumaktadır?
Akarsu güçlü kaynaklarla beslenmediği için fazla suyu yoktur. Genelde yağmur ve kar sularıyla beslenmektedir. Yazın yağışlar kesilmekte ve kurak havalar hüküm sürmekte ayrıca, yazın aşırı sıcak ve buharlaşma ile suyunu kaybetmektedir.( Yağış ve sıcaklık rejimi)
2-Bazı akarsuların akış hızının fazla olmasının nedenlerini nelerdir?
Ülkemizin bazı bölgelerinin çok yüksek dağlık engebeli ve eğimli yapıda olması ve Akarsularımızın genelde dar derin vadiler içinde akmaları akarsuların akış hızını artırmıştır. ( Doğu Anadolu, Karadeniz, Akdeniz Bölgeleri gibi.)ne Ortalama yükseltisinin fazla olması, akarsularımızın hızlı akmaları, Dağların geniş yer kaplaması, içinde akması)
3-Hangi bölgelerdeki akarsuların hidroelektrik potansiyeli fazladır?
Doğu Anadolu, Karadeniz, Akdeniz Bölgelerindeki akarsuların.
4-Akarsu ağı ile yer şekilleri arasında nasıl bir ilişki vardır?
a-) Kıyıya paralel uzanan dağlar:
— İç kesimlerden kaynak alan akarsuların dışarı çıkmasını engellemişlerdir.( Kapalı havzaları oluşturmuşlardır.)
— Kıyı dağlarından doğan akarsuların kısa boylu olmalarını sağlamışlardır.
b-) Doğu- batı uzanışlı dağlar: Akarsulara yön vermişlerdir. Buna uygun akış yönü oluşmuştur.
c-) Denize dik uzanan dağlar: Akarsu akışlarını etkilememiş, yön vermişlerdir.
d-) Yükseklik ve engebe: Akış hızlarını, beslenmelerini, aşındırma ve biriktirme faaliyetlerini etkilemişlerdir.
5-Burdur gölünün suları acı iken Beyşehir gölünün suları tatlıdır. Neden?
Beyşehir Göllünün gideğeni vardır. Fazla sularını denize ulaştırdıkları için suları tatlıdır. Tuz, Van, Burdur gölünün dışarıyla bağlantısı olmadığı için suları tatlı değildir.( acıdır)
6-Tuz gölünde belli mevsimlerde meydana gelen seviye düşmelerinin nedenleri nelerdir?
Gölü besleyen akarsuların genelde kuruyup göle su getirmemesi sonucu beslenmemektedir. Ayrıca bu mevsim sıcaklık ve buharlaşma fazladır. Buda göldeki su kaybına yol açmaktadır. Gölün derinliğinin az olması da seviye değişmelerinin çok olması da başka bir nedendir.
7-Ülkemiz akarsularında niçin taşımacılık yapılamaz?
Ülkemiz akarsularının yatakları çok eğimlidir, denge profiline ulaşamamışlardır. Akarsularımız genel olarak rejim yönünden düzensizdirler.
8-Antalya’da deniz turizmi gelişmişken Rize’de gelişmemiştir. Neden?
Antalya’da a- Akdeniz iklimi etkisinde olup yazları sıcak ve kurak geçer, bulunduğu enleminde etkisiyle denize girme süresi 7–8 ayı bulması. b- Deniz kıyıları uzun, denizleri temiz, altın gibi kumsalları vardır. c- Deniz suyu sıcaklığı 7–8 ay 20 °C ‘nin üzerindedir.
Rize’de a-dağlar kıyıya paralel olup boyuna kıyıları oluşturmuştur, bu kıyılar plaj yönünden fakirdir. b-Her mevsim yağışlı iklim özelliği ile kapalı – bulutlu havaları ile denize girme süresi en kısa bölgemizdir.
9- Karadeniz tuzluluk % 1,8 iken Akdeniz de neden % 3,9 dur?
Karadeniz enlem olarak daha kuzeydedir. Bu nedenle enlem etkisiyle daha az sıcak ve buharlaşma daha azdır. Ayrıca çok sayıda tatlı nehirle beslenir. İklim olarak bol yağışlı bulutlu ve kapılı bir özellikte olmasının da etkisi vardır.
Akdeniz daha güneyde ve daha sıcak ve buharlaşma azdır. Bu nedenle daha tuzludur.
10-Bazı göllerimizden sulama amaçlı faydalanılamamasının nedenleri nelerdir?
Göllerimizden kapalı havza durumunda olan ve suları tuzlu veya sodalı olan göllerden faydalanılmamaktadır.
11- Van gölü ve Tuz gölünü kullanım açısından karşılaştırınız.
Van Gölü: Suları sodalıdır ve bu gölden soda elde edilir. Ülkemizi en büyük ve en derin gölüdür. Ulaşım Tatvan ve Van arasında yapılır. Balık avlanır.( göle dökülen akarsu ağızlarında inci kefali). Tuz Gölünden (tuzlu) tuz elde edilir. Ülkemizin önemli bir tuz kaynağıdır. Suları tuzlu olduğu için balıkçılık yapılmaz.
12- Ülkemizde yeraltı sularından hangi alanlarda yararlanılmaktadır?
1- İçme ve kullanma suyu temininde, 2- Yarı kurak ülkemizde yaz kuraklığında tarım alanlarının sulanması, 3- Sağlık ve turizm açısından önemli yeri vardır. 4- Kültür balıkçılığında, 5- Son yıllarda paketlenip ihracatta önemli yer tutar.
Ders Dışı Etkinlik: GAP yapılması sonucu oluşan değişmeleri yansıtan fotoğraf veya resimlerle ilgili yorum ve karşılaştırmalar.
1. Kutu. Tarımda sulama ile başlayan sanayi ürünleri yetiştiriciliğindeki artış.
2. Kutu: Boşa akıp giden nehir sularının yapılan barajlar sayesinde sulama ve elektrik üretiminde kullanılması.
3. Kutu: Önceden nehirlerde ilkel bir şekilde çocukların yıkandıkları ve eğlendikleri bir ortam iken yapılan barajlarla modern su sporlarının yapılmaya başlanması.
4. Kutu: GAP yapılmadan önce eski köhne ve bakımsız şehir yapısından modern şehir yapısına geçiş ve kentleşmenin artması.
İlk sıradaki resimler projenin yapılmadan önceki halini, alt sıradaki resimler yapıldıktan sonraki halini yansıtmaktadır.
TÜRKİYE’NİN SU VARLIĞININ EKONOMİK SOSYAL VE KÜLTÜREL ETKİLERİ
DERS DIŞI ETKİNLİK: Ülkemizdeki sulardan faydalanma ile ilgili ekonomik faaliyetlere ait resimlerin incelenmesi ve yorumlanması:
1- Resimlerde faaliyetleri açıklayınız.
A- Balıkçılık, B-Tarımda sulama, C- sanayide kullanım- elektrik üretimi, D- Su sporlarında kullanım, E-Tuz üretiminde yararlanma, F- Deniz turizminde kullanımı.
2-Bu faaliyetler dışında ülkemizde sulardan hangi alanlarda yararlanılmaktadır.?
Bununla ilgili ayrıntılı açıklama ileride yapılacak.
3-Çevrenizdeki sulardan hangi alanlarda faydalanılmaktadır?
1-Tarımda sulama, 2- İçme ve kullanma suyu elde etmede, 3-Turizm etkinliklerinde, 4-Su ürünleri yetiştirmede faydalanılır.5- Sıcak sulardan sağlık alanında, 6- Su sporlarında, 7- Yakındaki denizlerde ulaşımda yararlanılmaktadır. 8- sanayi tesislerinin su ihtiyaçlarını sağlamada faydalanılmaktadır.
Etkinlik Çalışması: Samsun’dan 1000 ton fındık İzmir limanına götürülecektir.
1-Hangi ulaşım türünü seçerdiniz? Neden?
Deniz yolarını seçerdik. Çünkü ağır yüklerin uzun mesafelerde taşınmasında en ekonomik taşıma sistemidir.
2-Tercih edilen yolun avantaj ve dezavantajları nelerdir?
Avantajı tek seferde yükün hepsi daha ucuz maliyette nakledilebilmesi. Dezavantajı ise yol süresinin uzun olması, iç bölgelere dağıtımda diğer ulaşım sistemlerine bağlı kalması gibi.
Etkinlik Çalışması: Sularda yapılan etkinlikleri gösteren resimlerden faydalanarak;
1-Hangi ekonomik faaliyetler gösterilmektedir?
Balıkçılık, Deniz yoları ulaşımı, Deniz ve Yat turizmi,
2-Çevrenizde bu faaliyetlerden hangisi yaygındır?
Balıkçılık, deniz yolları taşımacılığı,
3-Ege ve Karadeniz kıyılarını bu faaliyetler yönünden değerlendiriniz.
Anadolu en güzel manzaralarını Ege kıyılarında sunar,”Dünyanın en güzel gökyüzüne ve en iyi iklimine sahip” Ege kıyıları boyunca körfezler ve yarımadalar, koylar ve plajlar peş peşe sıralanır. Bu nedenle yat ve deniz turizmi Ege kıyılarında gelişmiştir.
Her mevsim yağışlı Karadeniz kıyılarında ise deniz turizmi ( kıyı) gelişmemiştir. Balık bakımından en verimli denizimiz Karadeniz’dir. Sularındaki oksijen miktarının fazla olması, bu denize dökülen çok sayıda büyük akarsuyun denize balık besini olan planktonlar taşıması nedeniyle Karadeniz zengindir. Bu nedenle bu kıyılarda balıkçılık gelişmiştir.
4.Bu faaliyetlerin yaygın olduğu alanlar ekonomik yönden nasıl etkilenirler?
Balıkçığın geliştiği alanlar, turizm ve ulaştırmanın geliştiği anlalar bölgelerin ekonomilerine olumlu katkı yapmakta hem bir gelir kaynağı olurken hem de insanlara istihdam sağlayarak ekonomiyi olumlu etkiler.
TÜRKİYE’DE YERLEŞME VE NÜFUS DAĞILIŞINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Etkinlik Çalışması: Trabzon ve Gümüşhane illerine ait gayri Safi Yurt içi hasıla değerleri incelenerek,
Aynı bölgede yar alan illerin nüfus ve ekonomik gelişmişlik düzeyleri niçin farklıdır?
Trabzon- İran transit yolunun başlangıcı bir limana sahiptir. Ayrıca bu ilimiz Karadeniz kıyı şeridini bağlayan ve Gürcistan’a uzanan sahil yolu üzerindedir. Kıyıda nemli ve bol yağışa sahip olup bol yağış isteyen fındık, çay, mısır, kivi gibi ürünlerin bol yetiştiği bir alandır. Ayrıca ülkemizin en zengin balık potansiyeli olan Karadeniz kıyısıdır. Trabzon üniversiteye sahip bir şehirdir. İl eskiden beri önemli bir ticaret şehridir. Turizm açısından potansiyeli yüksektir.
Gümüşhane ise dağlık engebeli ve tarım alanları dardır. Sert bir karasal iklime sahiptir. Tarım ürünleri sınırlıdır. İl ulaşım imkânları sınırlıdır. Sanayisi gelişmemiştir. Dış ülkelerle bağlantı yapan yol ve limanlara sahip değildir. Yurt dışına satabilecek ürünleri yoktur.
DERS DIŞI ETKİNLİK: Türkiye illere göre Nüfus yoğunluğunun dağılış haritası incelenerek:
1-Nüfusun yoğun olduğu illeri tespit ediniz.
İstanbul, İzmir, Ankara, Konya, Antalya, Mersin, Adana, Manisa, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Antakya Kahramanmaraş, Bursa, Balıkesir, Kayseri, Samsun,
2-Ülkemizde nüfus dağılışını iklim, yer şekilleri, konum gibi faktörleri dikkate alarak açıklayınız.
Türkiye’de nüfusun dağılımında, iklim, yer şekilleri, ulaşım, tarım olanakları, endüstri, madenler gibi doğal ve ekonomik koşulların etkisi vardır. Arazinin dağlık ve engebeli olduğu, tarım alanlarının az bulunduğu, önemli yolların uzağında kalan, endüstri ve ticaretin gelişmediği yerler ise seyrek nüfuslanmıştır.
1- Yer şekilleri: A- Yükselti: Ülkemiz fiziki haritasında koyu kahve renkli yüksek dağlık alanlar nüfus haritasında seyrek nüfuslu ( boş alanları) alanları oluşturur. Genel olarak yükselti arttıkça nüfus yoğunluğu azalır. Ülkemizin %85inden fazlası kıyı ovaları, iç ovaları ve alçak platolarda toplanmıştır. Buna karşılık dağlık alanlarda nüfus az ve dağınıktır. Yüksek dağ ve platolarda 1500 m ‘den sonrası yaklaşık olarak boştur. Bunun nedeni, kışların uzun yazların kısa sürmesi, tarımsal etkinliklerin kısıtlanmasıdır. Ulaşım güçlükleri de nüfuslanmanın az olmasında etkilidir.
B-Eğim ve Bakı: Ülkemizin düz ve az eğimli alanları sık nüfusludur. Çünkü buralardaki iklim ve arazi şartları Tarıma müsait, ulaşım imkânları da gelişmiştir. Eğimin fazla olduğu engebeli sahalar seyrek nüfusludur. Ülkemiz K.Y. K ’de yer aldığı için güney yamaçlar güneye dönüktür. Daha fazla ısınır. Bu yüzden ülkemizde güney yamaçlar, kuzey yamaçlara göre daha sık nüfuslanmıştır.
C-Dağların Uzanış doğrultusu: Ülkemizde dağlar genelde Doğu-Batı doğrultuludur. Karadeniz ve Akdeniz Bölgelerinde kıyıya paralel uzanan dağlar iç kesimlerle ulaşımı zorlaştırır. İç bölgelerin daha az yağış almasına neden olur ve iç bölgelerdeki iklimi karasallaştırır.
Bu nedenle kıyı bölgelerde denize bakan yamaçlar sık nüfusludur. Dağların denize dik uzandığı Ege kıyılarında çöküntü ovaları sık nüfuslu olup denizin etkisinin azaldığı iç kesimlere doğru nüfus seyrelir.
2- İklim şartları: İklim elemanlarından SICAKLIK ve YAĞIŞ nüfus dağılışında en etkili olanlardır. Ilıman ve yeterli yağış alan yerler sık nüfusludur. Denizin ılıtıcı etkisiyle ılıman iklim özellikleri görülen Marmara, Ege, Karadeniz ve Akdeniz kıyıları sık nüfusludur. Karasal iklimin görüldüğü yerlerde nüfus seyrektir.
Ülkemiz nüfus haritası ile yağış haritası birbirine çakışır. Yağışın çok olduğu alanlar sık nüfuslu alanlar olup,
3- Konum: Genel olarak kıyıda yer alan, önemli yol güzergâhlarında bulunan, özellikle de ülkemizi dış ülkelere bağlayan önemli kara, demir, deniz, hava yolları ve ticaret yolları üzerinde bulunan alanların sık nüfuslu alanla olduğu görülür.
Ülkemiz Nüfus haritasından çıkarılacak sonuçlar:
1- Ülkemizde nüfus dağılışı düzensizdir.2- Ülkemiz nüfusunun çoğu kıyılarda yaşar, içerilerde nüfus azdır.
3-Ülkemizde sık nüfuslu alanlar kadar, seyrek nüfuslu alanlarda vardır.
3- Ülkemizde yerleşmenin yükselti sınırı bölgelere göre farklılık göstermektedir. Neden?
Yerleşmelerin sona erdiği sınıra da yerleşmenin yükselti sınır denir. Tarımın ve yerleşmenin yükselti sınırı enleme ve yer şekillerine göre değişir. Yerleşmenin yükselti sınırı kutup bölgelerinde deniz seviyesinden başlar, ekvatora gidildikçe artar. Dönenceler çevresindeki sıcak ve kurak alanda yükselti sınırı en üst seviyeye çıkar. Ülkemizde yerleşmelerin yükselti sınırının en yüksek olduğu yerler enlem etkisiyle güneyde yer alan Akdeniz kıyılarıdır. Bu bölgede 2500m’ye kadar yerleşmelere rastlanır. Yerleşmenin yükselti sınırının ülkemizde en düşük olduğu bölgemiz karasallığın etkisiyle Doğu Anadolu Bölgemizdir.
Ders Dışı Etkinlik: Sıcaklık ve kuraklık dağılışını gösteren haritalar ile nüfus dağılışı haritasını karşılaştınız.
Ülkemizde genel olarak nüfus dağılışı ile sıcaklık dağılışı haritaları birbirine uyar. Sıcaklık değerlerinin yüksek olduğu kıyı bölgeler ile alçak ovalık alanlar sık nüfuslanmıştır. Ancak bu duruma uymayan yerlerde bulunduğu belirtilmişti. Denizin ılıtıcı etkisiyle ılıman iklim özellikleri görülen Marmara, Ege, Karadeniz ve Akdeniz kıyıları sık nüfusludur. Buna karşılık denizden uzak ve yükseltinin çok olduğu ve sıcaklığın düşük olduğu bölgeler ve yüksek alanlarda nüfus çok seyrektir. Yüksek dağ ve platolarda 1500 m ‘den sonrası yaklaşık olarak boştur. Bunun nedeni, kışların uzun yazların kısa sürmesi, tarımsal etkinliklerin kısıtlanmasıdır. Ulaşım güçlükleri de nüfuslanmanın az olmasında etkilidir.
Ülkemizde genel olarak kuraklık dağılışı ile nüfus dağılışı haritalarında da bağlantı vardır. Genel olarak denizde uzak yağış ve nemim düşük olduğu iç bölgelerde nüfus daha seyrek bulunmaktadır. Genelde nüfusu yağışın fazla olduğu kıyılarda toplanması bunun kanıtıdır.
Buna karşılık bazı alanlar ise yağış çok olmasına rağmen yüksek engebeli olması, tarım alanları olmaması ulaşım sıkıntıları ve yükseltinin tarım, orman ve yerleşme üst sınırına ulaştığı yerlerde ise yağış bol olmasına karşılık nüfus seyrek hatta boştur.
Ders dışı Etkinlik: Manisa Ve Afyonkarahisar’ın coğrafi özellikleri karşılaştırılarak;( S-145)
Manisa Afyonkarahisar
Nüfus 1.260.169 812.416
İklim Akdeniz- karasal geçiş Karasal
Sıcaklık ortalaması 16,8 ºC 11,2 ºC
Yıllık yağış miktarı 726,5 mm 455 mm
En soğuk ay ortalaması 6,7 ºC 0,3 ºC
En sıcak ay ortalaması 27,8 ºC 22,1 ºC
Donlu gün sayısı 30 94
Ürün çeşidi Çok Az
Ortalama yükselti 43- 750 m 1000- 1500 m
Nadas ( hektar) 16,590 119. 644
İki ilden birincisi Manisa’da iklim şartları uygun (sıcaklık, yağış, sıcaklık farkı, yükselti, donlu gün sayısı) bu tarımsal üretimin çok ve çeşitli olması ve bunların işleyen sanayilerin kurulması, tarımsal ürün ticaretinin artması, işgücüne ihtiyacının çoğalmasına ve nüfusu çekici etkiye yol açarak nüfusu kendine çekmiştir.
İkinci il Afyonkarahisar’ın özellikleri ise Manisa’nın özelliklerinden daha kötü ve durumdadır. Bu nedenle nüfus daha azdır.
* Bu durum illerin ekonomilerine etkilemiştir. Manisa illinde sanayi, ticaret, tarım gelişmiş daha yüksek gelire sahip bir ekonomi oluşmuştur.
Bursa ve Çanakkale’nin gelişmişlik düzeyi verilerine göre:
Çanakkale Bursa
Nüfus 464.975 2.125.140
Çalışan Nüfus 390.216 1.375. 868
Gelişme hızı 30,7 42,1
İhracat( milyon dolar) 387 5.206
İthalat( milyon dolar) 337 6.646
Sanayide elektrik tüketimi 826.053 5.729.634
1- Sanayileşme hangisinde fazladır?
Bursa’da fazladır. Çünkü Bursa’nın hem ithalat ve ihracat rakamları, hem de sanayide kullanılan elektrik miktarı Çanakkale’den katlarca fazladır. Ayrıca çalışan nüfusu da oldukça çoktur.
2- Bunun nedenleri nelerdir?
Bursa daha düz ve verimli tarım alanlarına sahiptir. İklim açısından daha uygun koşullar daha fazladır. Bu üretilen tarım ürünü miktarı ve çeşidini artırmıştır. Ayrıca Bursa konum itibari ile sanayileşmeye daha uygundur. Sanaiyisi gelişen illere daha yakındır. Bu ilimizde sermaye sahibi insan daha fazladır. Bursa çok eskiden beri başkentlik yapmış ve önemli bir ticaret merkezidir. Nüfus sayısı ve işgücü daha fazladır.
3- Bu durum kentetlerin nüfusun nasıl etkilemiştir?
Bursa’nın daha fazla nüfuslanmasına yol açmıştır.
4-Hangi il daha fazla göç almaktadır?
Bursa ili daha fazla çekici özelliğe sahi olduğu için göç alma oranı daha fazladır.
Ders Dışı etkinlik(S–145)
1- Yaşadığınız çevrede iş imkânları yeterli midir?
İş imkânları ülkemiz geneline göre daha fazladır. Ancak ülkemizde nüfusun hızlı artması ve genç nüfusun fazla olmasından dolayı işsizlik sıkıntısı büyüktür. Bu yaşadığımız bölgede de görülür. Ancak gelişen sanayisi, konumu ve uygun iklim şartları ve geniş tarım imkânları ile daha şanslı bir konumdadır.
2-Ülkemizde çok önemli bir boyutta göç yaşanmaktadır. Ülkemizde en fazla göç alan iller ve veren illeri tespit ediniz.
En çok göç alan il İstanbul olup bu ilden sonra İzmir, Bursa, Ankara, İçel, Antalya nüfusu göçlerle sürekli artmaktadır.
Her merkez farklı özelliği ile göç almaktadır. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi kentler sanayinin gelişmesi nedeniyle göç çekmektedir. Zonguldak, Karabük, Ereğli, İskenderun, Batman madencilik ve sanayi nedeniyle, Antalya, Çeşme, Alanya, Kuşadası, Marmaris, Bodrum turizm nedeniyle göç almaktadır.
En çok göç veren il Tunceli’dir. Bu ilden sonra Kars, Erzurum, Gümüşhane, Sivas, Artvin, Ağrı, Ardahan, Bingöl, Bitlis, Hakkâri gibi iller nüfusu verdiği göçler nedeniyle azalmaktadır.
3-Bu illerin göç alma ve verme nedenleri nelerdir?
Göç veren yerlerin ortak özellikleri; Göç veren illerin ortak özelliği; doğum oranının çok yüksek, iş imkânlarının kısıtlı olmasıdır.
1- Nüfus artışının çok fazla olması, 2- Kırsal nüfus fazladır. 3-Toprakların miras yoluyla parçalanması ve toprak yetersizliği, 4- Kırsal alanda tarımda kullanılan yeni teknolojilerin insan gücüne ihtiyacı azaltması
5-Yağış azlığı ve düzensizliği, erozyon vb nedenlerle toprağın verimsizleşmesi, 6- Sanayi ve ticaretin gelişmemiş olması, 7- Arazisi dağlık ve engebeli alanlardır. 8- İklim şartları olumsuz alanlar ( karasal sert – soğuk ya da kurak alanlar) 8- Ulaşım imkânları kısıtlı önemli yollardan uzak alanlar.
Ülkemizde çok göç alan alanların ortak özellikleri:
1- Arazisi düz ve verimli alanlardır. 2-İklim şartlarının uygun olduğu alanlardır.
3- Endüstrinin geliştiği alanlardır. 4- Ulaşımın kolay olduğu ve önemli ulaşım yolları üzerindeki alanlardır.
5-Yeraltı ve yer üstü kaynakları bol olan alanlardır. 6- Ticaret, turizm, eğitim, sağlık hizmetlerinin geliştiği alanlardır.
4-Ülkemizdeki göçlerin nüfus dağılışını nasıl etkilemektedir?
Ülkemizde nüfus dağılışı dengesizleşmekte, nüfus kentlere, ülkemizin kıyı kesimleri ve batı bölgelerimize yığılmakta, buna karşın kırsal alanlar, ülkemizin doğu yarısı iç kısımlar nüfus kaybetmekte özellikle de doğu yarısı boşalmaktadır.
TÜRKİYE’DE YERLEŞMELER (ÜLKEMİZDE KIR YERLEŞMELERİ)
Etkinlik Çalışması:
1- Yukarıdaki fonksiyonların yerleşmelerin farklılaşmasına etkileri nelerdir?
Yerleşmeler değişik fonksiyonlara sahiptir. Genel olarak tarım hayvancılık faaliyetlerinin olduğu yerleşmeleri kır yerleşmeleri olduğu görülmektedir. Buna karşılık tarım ve hayvancılığın dışındaki sektörlerden yani sanayi, ticaret, turizm, ulaştırma vb. sektörlerin ağırlık kazandığı büyük nüfuslu ve alanlı yerleşmelerin şehirler olduğu görülür. Ayrıca şehirler sayılan fonksiyonlardan bazen birinde bazı şehirlerde bu fonksiyonların birçoğunu bünyesinde taşımakta çok işlevli hale gelmektedir. Bu fonksiyonları yanında askeri, idari ve kültürel özellikler ile de yerleşmeler farklılaşmaktadır.
2- Şehir ve kır yerleşmeleri kavramlarını açıklayınız.
Kır yerleşmesi: Genel olarak nüfusları küçük nüfusu 10.000’in altında olan ve geçimlerin kaynaklarında tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin birlikte yapıldığı ya da ön plana çıktığı yerleşmelerdir.
Kır kelimesinin sözlük anlamı’’şehir ve beldelerin dışında kalan, çoğu boş ve geniş yer demektir’’Kırsal yerleşmelerin bazılarında yerleşik hayat tarzı (köy gibi), bazılarında konar – göçerlik veya yaylacılık gibi yarı yerleşik tarz görülür.
Şehir yerleşmesi: Az çok bir plan dâhilinde kurulmuş, nüfusu 10.000’nin üzerinde olan ekonomisi tarım ve hayvancılık sektörleri dışında başta ticaret, sanayi, hizmetlere dayalı büyük alanlara yayılan, yönetim ve eğitim olmak üzere çeşitli görevleri bir araya toplayan, hayat tarzı ve çevresine etkileri bakımından farklı olan büyük yerleşme birimidir.
3- Şehir ve kır yerleşmelerinin özelliklerini gösteren kavram haritası hazırlayınız.
4- Sadece tarımla uğraşan yerleşmeler hangi gruba girere.
Kır yerleşmeleri.
Etkinlik Çalışması: ( S–149)
Bulunduğu yer Yağış rejimi Su kaynakları Arazi şekli, tarım alanı Yükselti Yerleşme şekli
Konya ovası Düzensiz Yetersiz Düz arazi, tarım alanı geniş 800-900m. Toplu
Kıyı Ege Düzensiz Yeterli Çöküntü ovaları ve dağlar, tarım alanı geniş 0- 50 m. Toplu
Doğu Karadeniz Düzenli Yeterli Dağlık ve engebeli arazi, tarım alanları dar ve parçalı 250 m. üstü Dağınık
1- Kır yerleşmelerinin toplu ve dağınık olmasında etkili olan faktörler nelerdir?
1-Yer şekilleri( yükselti, eğim, engebe durumu, dağların uzanışı gibi),
2-İklim (Yağış özellikleri- miktarı ve rejimi, kuraklık),
3-Su kaynaklarının durumu,
4-Beşeri faktörler(Toprak verimi, uygulanan tarım yöntemleri, nüfus miktarı, mülkiyet durumu ve ekonomik faaliyetlerin şekli, Ayrıca emniyet tedbirleri köyleri toplu hale getirir.)
2-Yaşadığınız yerdeki köyleri tablodaki ölçülerle karşılaştırınız.
Yaşadığımız yerde yağış rejimi düzensiz, su kaynakları yeterli, Arazi düz ve tarım alanları geniş ancak yer yer dağlarda yer almaktadır. Yükselti- 100- 300 m arası yerleşmeler toplu.
3-Konya Ovasında toplu yerleşmelerin olmasının nedenleri nelerdir?
Yer şekilleri yönünde düz ve arazinin tarıma uygun olması. Yağışın az olduğu yer olması, Su kaynaklarının kıt olması, genelde tarla tarımı yapılıyor olması.
4-Doğu Karadeniz’de dağınık yerleşmelerin olmasının nedenleri nelerdir?
Yer şekilleri yönünde dağlık ve engebeli olması, tarım alanlarının dar ve parçalı olması. Yağışın çok olduğu yer olması, Su kaynaklarının bol olması, genelde bahçe tarımı yapılıyor olması.
5- Ege kıyılarında toplu yerleşmelerin olmasının nedenleri nelerdir?
Yer şekilleri yönünde düz ve arazinin tarıma uygun olması. Yağışın yeterli olması, Su kaynaklarının yeterli olması, genelde tarla tarımı yapılıyor olması.
6-Yerleşmenin dağınık veya toplu olmasının olumlu ve olumsuz yanlarını tartışınız.
Dağınık yerleşmelerin olumsuz etkide oldukları söylenebilir. Çünkü bunlara yol, su elektrik, telefon, eğitim, sağlık vb hizmetleri götürmek hem arazi yapısı nedeniyle zor olmakta, hem de pahalıya mal olmaktadır.
Etkinlik Çalışması:
1- Köy altı yerleşmeleri oluşturan başlıca sebepler nelerdir?
1.Kalabalık ailelerden kaçarak bağımsız yaşama isteği
2.Aileler arasında çıkan anlaşmazlıklar
3.Tarım arazilerinin yetersiz ve birbirinden uzakta olması
4.Hayvanlarına otlak ve barınak temini
5.Devlete ait arazilerin özellikle orman alanlarının toprak kazanmak amacıyla yerleşme yapılması.
2-Yaylalar bağlı bulundukları yerleşmelere hangi ekonomik ve sosyal faydalar sağlar?
Yaylalarda hayvanlar beslenir, hem süt, yün vb. hayvansal ürünler elde edilir, Yaylalar ayrıca dinlenme ve eğlenme yerleridir. Birçok yayla turistik önem kazanmıştır. Giresun, Rize, Ordu’daki yaylalarda panayırlar kurularak buralara birer Pazaryeri haline dönüşür. Karadeniz bölgesindeki yaylalarda son yıllarda turistik etkinlikler çoğaldı her yıl pek çok şenlik düzenlenmektedir. Akdeniz Bölgesindeki yaylacılıkta klasik yaylacılıktan farklı olarak son yıllarda bunaltıcı yaz sıcaklıklarından uzaklaşarak serin bir yaz geçirme imkânı sağlayan yerleşmeler olmuşlardır.
Etkinlik Çalışması( S–152)
1- A- Noktalarına dokularına göre hangi tip kır yerleşmeleri kurulabilir?
A-dağınık yerleşme, B toplu yerleşmeler.
2- Bu kırsal yerleşmelerin kuruluş nedenleri neler olabilir?
A- Yerleşmesi ormancılık, hayvancılık faaliyetleri yapmak üzere kurulabilir. Çünkü arazi engebeli ve ormanlık, yükseltisi B ye göre fazla yağış miktarı ve su kaynakları daha fazla ve hava daha serindir.
3-A ve B noktalarında hangi doğal faktörler etkilidir?
A- Yer şekilleri( arazi yüksek ve engebeli ), İklim şartları ( Yüksek olduğu için serin ve daha yağışlı)
B- ise daha alçak, arazi düz ve tarım alanları geniş, su kaynakları var ( Akarsu boyunda).
4-Siz hangi yerleşme tipinde yaşardınız? Neden?
B yerleşmesinde yaşardık. Toplu yerleşmeye uygun düz ve verimli tarım alanları vardır. Ayrıca tarımda sulama imkânı vardır. Ayrıca her türlü altyapı ve üst yapı hizmetlerini alma ve gelişme imkânı vardır.
Kır yerleşme Birimi Dokusuna göre yerleşme tipi Nedenleri
A Dağınık yerleşme Arazi yüksek ve engebeli, Yüksek olduğu için serin ve daha yağışlı, bitki örtüsü orman.
B Toplu yerleşme Daha alçak, arazi düz ve tarım alanları geniş, su kaynakları var, yağış miktarı az.
TÜRKİYE’DE ŞEHİR YERLEŞMELERİ
Fonksiyonlarına göre şehirler Özellikleri
İdari şehirler Gelişmesinde yönetim merkezi olma özelliği ön planda olan şehirler.
Kültürel şehirler Üniversite ve yüksek okulların bulunduğu, çeşitli bilim, sanat, kongre etkinliklerinin düzenlendiği, festivallerin yapıldığı, tarihi zenginliklerin bulunduğu şehirlerdir.
Askeri şehirler Gelişmesinde askeri birliklerin varlığının ön planda olan şehirler.
Ekonomik fonksiyonlarına göre şehirler Gelişmesinde tarım, sanayi, hizmetler( Ulaşım), ticaret, turizm sektörlerinin biri veya birden fazlasının etkili olduğu şehirlerdir.
Etkinlik Çalışması:
1- Yukarıdaki sınıflandırmada hangi özellikler ortaya çıkmaktadır?
Şehirlerin büyüyüp gelişmesinde etkili olan faktörler. Bu faktörlerin yoğunlaşıp o şehrin gelişmesinde aktif rol üstlenen ekonomik, kültürel, askeri ve idari özellikler ön plana çıkmıştır.
2-Bu fonksiyonların ön plana çıktığı şehirler için örnekler yazınız.
İdari şehirler: Anakara, İstanbul, Konya, Kayseri, Edirne, Bursa gibi.
Askeri şehirler; Gölcük, Sarıkamış, Çorlu, Polatlı, Kırıkkale, Kars.
Kültürel şehirler(Dini şehirler Mekke, Medine, Cidde, Kudüs, İstanbul,(Üniversite şehirleri) İstanbul, Ankara, İzmir, Erzurum, Eskişehir.
Turizm şehirleri; Antalya, Alanya, Marmaris, Bodrum, Datça, Kuşadası, Çeşme, Ürgüp, Fethiye vb.
Askeri şehirler; Gölcük, Sarıkamış, Çorlu, Polatlı, Kırıkkale, Kars.
Tarım Şehirleri: Karadeniz bölgesindeki, Rize, Çorum, Amasya, Düzce, Marmara Bölgesindeki İnegöl, Yalova, Bilecik, Ege Bölgesindeki Ödemiş, Tire, Akhisar, Salihli, Nazilli, Turgutlu, GD. Anadolu’daki Ş.Urfa, Mardin, D.Bakır, Doğu Anadolu’daki Ağrı, Muş, Iğdır, Kars, İç Anadolu’daki Karaman, Kırşehir, Nevşehir, Yozgat sadece bazılarıdır.
Ticaret şehirleri: İstanbul, İzmir, Kayseri, Samsun, G.Antep, Erzurum, Sivas, Mersin, Bursa, Trabzon, Gaziantep, Diyarbakır v.b.
Sanayi şehirleri: İstanbul, İzmir, Ankara, İzmit, Adapazarı, G.Antep, E.Şehir ve Bursa’dır. Ayrıca Batman, Kırıkkale, Ergani, Murgul, Karabük, Ereğli, İskenderun, Seydişehir vb.
Turizm şehirleri; Antalya, Alanya, Marmaris, Bodrum, Datça, Kuşadası, Çeşme, Ürgüp, Fethiye vb.
3-Yaşadığınız şehir hangi gruba girer?
Sanayi, ticaret, kültürel, idari, turizm şehri gruplarına hitap eden Bursa il merkezi yanında, İlçemiz Orhangazi ise Tarım ve sanayi şehirleri grubuna girer.
4-Hangi tür bir şehirde yaşamak isterdiniz?
Sessiz sakin temiz küçük bir tarım şehri veya birçok fonksiyon barındıran ve imkânı çok olan bir sanayi veya ticaret şehri gibi.
Etkinlik Çalışması( S- 153)
1-Deniz kıyısı olan bir şehirle iç kesimlerde yer alan bir şehrin fonksiyonları aynı olabilir mi?
Bazı fonksiyonları aynı olabilir. Sanayi, ticaret, tarım, idari şehir olma özellikleri aynı olabilir. Ancak liman şehri olması, deniz turizminin gelişmesi özellikleri uymayabilir.
2- Tabloda verilen Antalya ve Eskişehir fonksiyonları incelenerek, Bu şehirlerde hangi fonksiyonlar gelişmiştir?
Eskişehir; Hizmetler( Ulaşım), Kültürel fonksiyonlar (Üniversite), Sanayi, ticaret vb.
Antalya; Turizm, Tarım, Ticaret ve hizmetler( Ulaşım) fonksiyonları gelişmiştir.
3- Her iki şehirde de gelişen hâkim fonksiyon hangisidir? Ulaşımdır. Çünkü irisi önemli yolların kavşağındadır. Diğeri deniz kıyısında liman şehridir.
Etkinlik Çalışması( S- 154)
1-Tarım şehirleri ve sanayi şehirlerini ekonomik fonksiyonlarına göre karşılaştırınız.
Tarım şehirlerinde büyük ölçüde tarım ürünleri yetiştirilmekle birlikte orman ürünleri ya da balıkçılık, hayvancılık faaliyetleri de yürütülmektedir. Buralarda yaşayan nüfusun %70-80i geçimini tarımla sağlar. Bu şehirlerin gelişebilmesi kurulduğu alanın verimine, Yetişen ürünün çeşidine, Uygulanan tarım metoduna, makineleşme, ulaşım durumuna bağlıdır. Tarım şehirleri genellikle çevrede yetiştirilen ürünlerin ihtiyaç fazlasının toplanıp basit sanayi kuruluşlarında yarı işlenmiş hale getirildiği merkezlerdir.
Sanayi şehirleri önemli kavşak noktalarında veya bütün ulaşım yollarına yakın bir konumdadır.( Kara, deniz, demir, hava yolu). Bir ya da birçok gelişmiş sanayi dalının kurulup geliştiği şehirlerdir. Maden, enerji kaynağı ve hammaddeye yakın ya da kolay ulaşılabilir bir konumdadır. Yoğun işçi nüfusu barındırırlar. Ticaret gelişmiş, yoğun ihracat ve ithalat faaliyetleri bulunur. Bu şehirlerde elde edilen gelir ve katma değer çok yüksektir.
2-Zonguldak ve Nevşehir’i ekonomik fonksiyonlarına göre karşılaştırınız.
Zonguldak bir maden şehri olup, madene ve ormana dayalı sanayilerin geliştiği deniz kıyısında yer alan bir liman kentidir.
Eskişehir ise ekonomisi tarıma dayanan bir şehir olup, sahip olduğu doğal ve tarihi güzellikleri ile bir turizm şehridir.
3-Turizm şehirlerinde öne çıkan önemli doğal özellikleri söyleyiniz.
Ulaşıma uygun bir doğal yapı, Kıyılarda yer alma uygun kıyı ve plaj özelliği, El verişli iklim özellikleri, görülmeye değer doğal güzellikler.
4- İstanbul’un gelişmesinde hangi fonksiyonlar etkilidir?
Kültürel, İdari, ulaşım, sanayi, ticaret, liman, turizm etkili olmuştur.
5-İstanbul’un ulaşım bakımından gelişmiş olması hangi fonksiyonları kazandırmıştır.
Sanayi, Ticaret, İdari, Turizm,
Etkinlik Çalışması( S- 155)
1- İzmir, Gaziantep, Manisa, Bursa şehirlerinden birini seçip hangi fonksiyona sahip olduğunu araştırınız.
Bursa: Sanayi, ticaret, kültür, turizm, – Gaziantep: Ticaret, sanayi, – Manisa: Tarım, sanayi,
İzmir: Sanayi, ticaret, Kültür, turizm, ulaşım,
2-Yaşadığınız şehrin öne plana çıkan fonksiyonları ve bunun nedenlerini açıklayınız.
Tarım: Düzlük ve verimli arazisi, yükseltisi az, denize yakın ve ılıman iklim şartları ve gelişmiş tarım metotları ve araçları nedeniyle.
Sanayi: Sahip olduğu konumu ve ulaşım kolaylığı, büyük sanayi devi şehirleri ve limanlara yakın oluşu, hammaddenin bol olması, sanayi için elverişli alt yapıya sahip olması.
Kaynak: www.englishpage.blogcu.com

1 YORUM

CEVAP VER
Lütfen yazınızı giriniz.
Lütfen adınızı buraya giriniz.