Ağaçların hayatımızdaki önemi (ödev)

Canlılar havadaki karbondioksitin ve havanın ısısının sürekli olarak artmasına neden olurlar. Her yıl insanların, hayvanların ve toprakta bulunan mikroorganizmaların yaptıkları solunum sonucunda yaklaşık 92 milyar ton ve bitkilerin solunumları sırasında da yaklaşık 37 milyar ton karbondioksit atmosfere karışır. Ayrıca fabrikalarda ve evlerde kaloriferler ya da soba kullanılarak tüketilen yakıtlar ile taşıtlarda kullanılan yakıtlardan atmosfere verilen karbondioksit miktarı da en az 18 milyar tonu bulmaktadır. Buna göre karalardaki karbondioksit dolaşımı sırasında atmosfere bir yılda toplam olarak yaklaşık 147 milyar ton karbondioksit verilmiş olur. Bu da bize doğadaki karbondioksit içeriğinin sürekli olarak artmakta olduğunu gösterir.
Bu artış dengelenmediği takdirde ekolojik dengelerde bozulma meydana gelebilir. Örneğin atmosferdeki oksijen çok azalabilir, yeryüzünün ısısı artabilir, bunun sonucunda da buzullarda erime meydana gelebilir. Bundan dolayı da bazı bölgeler sular altında kalırken, diğer bölgelerde çölleşmeler meydana gelebilir. Bütün bunların bir sonucu olarak da yeryüzündeki canlıların yaşamları tehlikeye girebilir. Oysa böyle bir durum söz konusu bile olmaz. Çünkü ağaçların ve tüm yeşil bitkilerin gerçekleştirdiği fotosentez işlemiyle, oksijen sürekli olarak yeniden üretilir ve denge korunur.
İşte ağaçların hayatımızdaki bu büyük önemini gören bilim adamları, ağaçların görevini yerine getirecek sentetik ağaçlar üretme yoluna gitmişlerdir. Böylece insan kontrolünde üretilecek bu ağaçlar, istenilen yerde, istenilen miktarda yetiştirilebilecek ve insanlar tarafından en fazla miktarda üretilen gaz olan karbondioksitin atmosferdeki miktarını azaltmaya yardımcı olacaklardır.
Sentetik Ağaçlar Neler Yapabiliyorlar?
Kolombiya Üniversitesi’nden Dr. Klaus Lackner’ın projesiyle geliştirilecek sentetik ağaçlar, gerçek ağaçların fotosentez sırasında yaptığı gibi havadaki karbondioksiti emecek, ancak ağaçlarda olduğu gibi oksijen üretmeyecekler.
Karbondioksiti bünyesinde depolayabilen yapay ağaç başarılı olursa, atmosferde insanların faaliyetleri yüzünden giderek artan ve küresel ısınmanın sorumlusu olarak görülen karbondioksit oranının düşmesine yardımcı olacak.
Dr. Lackner, bir sentetik ağacın her yıl 90 bin ton karbondioksiti emebileceğini iddia ediyor. Bu rakamın da 15 bin otomobilden çıkan miktara eşit olduğunu söyleyen bilim adamı, yapay ağaçların, gerçekleri kadar işlevsel olacağını ifade ediyor. Şimdilik sentetik ağaç sadece kağıt üzerinde bir fikirden ibaret. Ancak Dr. Lackner çalışan bir sentetik ağaç üretmekte kararlı.
Sentetik ağaç üretiminde en önemli konu havadaki karbondioksitin yakalanması ve ağacın bünyesinde saklanması. Bunun için karbondioksit emici maddeyle kaplanacak sentetik yapraklar, karbondioksiti ağacın içinde tutacaklar. Dr. Lackner’a göre en büyük harcama yaprakları kaplayacak bu emici materyali dönüşümlü hale getirebilmek için yapılacak.
Karbonun yakalanması teknolojisinin uzun soluklu bir çözümün parçası olması gerektiğine inandığını ve özellikle gelişmekte olan ülkelerin bu konuda alternatifler bulunana kadar bekleyemeyeceklerini söyleyen bilim adamı, “Yapılması geren birçok mühendislik işi var” diye ekliyor. Örneğin projede, dolan filtrelerin yeniden nasıl değerlendirilebileceği sorusu henüz cevaplanmış değil.
Sentetik bir ağaç her yere dikilebiliyor. Örneğin eve dikilen bir televizyon ebadındaki sentetik ağaç, aile fertlerinden yayılan karbondioksiti emebilecek.
Dünyada yıllık 22.000 ton karbondioksit üretimini yutmak için 250,000 sentetik ağaca ihtiyaç olduğu tahmin ediliyor. Ancak sentetik ağaç fikrine herkes sıcak bakmıyor. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü mühendisi Howard Herzog, Dr. Lackner’ın dizaynının öngörülen başarıyı yakalayamayacağını çünkü karbondioksiti yakalarken, çok fazla enerji harcamak gerektiğini belirtiyor ve Dr. Herzog bu konuda daha çok teknolojik araştırma gerektiğini söylüyor.
Kesin Sonuçlar için Henüz Erken
Bu arada Dr. Lackner karbon stoklama üzerinde çalışmalarına devam ediyor. Energy’s Los Alamos National Laboratuvarı Amerikan Departmanı’ndayken ekibi ile doğal kimyasal süreçle depolama üzerinde çalışmalar gerçekleştiren Lackner, karbondioksitin magnezyumla birleşince, karbonu güvenle ve düzenli olarak depolayabilen karbon kayaları oluşturduğunu belirtiyor. Şimdilik bu süreci geniş bir zemine yayarak gerçekleştirmenin çok pahalı olduğunu da belirten bilim adamı, kesin sonuçlar için henüz erken olduğunu ancak karbon yakalama ve depolama bedelinin düşeceği konusunda iyimser olduğunu söylüyor.
Ya Gerçek Ağaç Neler Başarıyor?
Eğer başarılı olunabilirse, sentetik bir ağaç sadece atmosferdeki karbondioksidi emmeye yarayacak. Diğer taraftan gerçek bir ağaca baktığımızda, atmosferdeki karbondioksiti emmek yanında, ağacın daha birçok mucizevi işlemi gerçekleştirdiğini görürüz.
Öncelikle gerçek bir ağaç fotosentez adlı mucizeyi gerçekleştirir. Yani atmosferdeki karbondioksidi ve ısıyı alarak besin üretir, yerine doğaya oksijen verir ve yeryüzündeki dengeyi sağlar. Bir cümlede özetlediğimiz fotosentez işlemi başlı başına bir mucize, bir tasarım harikasıdır. Bitkilerin kendi besinlerini kendilerinin üretmesi olarak da özetlenebilecek olan fotosentez işlemi, bitki hücresinde bulunan, insan ve hayvan hücrelerinden farklı olarak güneş enerjisini direkt olarak kullanabilen yapılar sayesinde gerçekleşir. Bu yapıların yardımıyla, bitki hücreleri güneşten gelen enerjiyi insanlar ve hayvanlar tarafından besin yoluyla alınacak enerjiye çevirirler ve yine çok özel yollarla depolarlar. İşte bu şekilde fotosentez işlemi tamamlanmış olur. Fotosentez olayınınsa atmosferdeki karbondioksit oranını düşürmesinden başka daha birçok sonucu vardır.
Herşeyden önemlisi, emilen karbondioksit yerine atmosfere oksijen verilir. Böylece karbondioksit ve oksijen dengesi sağlanarak yeryüzündeki ısının dengesi korunur. Atmosferdeki oksijen miktarının korunması içinse başka bir doğal kaynak yoktur. Bu yüzden tüm canlı sistemlerdeki dengelerin korunması için ağaçların ve tüm yeşil bitkilerin varlığı şarttır.
Bu mükemmel sentezin hayati önem taşıyan bir diğer ürünü de canlıların besin kaynaklarıdır. Fotosentez sonucunda ortaya çıkan bu besin kaynakları “karbonhidratlar” olarak adlandırılır. Glukoz, nişasta, selüloz ve sakkaroz karbonhidratların en bilinenleri ve en hayati olanlarıdır. Fotosentez sonucunda üretilen bu maddeler hem bitkilerin kendileri, hem de diğer canlılar için çok önemlidir. Gerek hayvanlar gerekse insanlar, bitkilerin üretmiş olduğu bu besinleri tüketerek hayatlarını sürdürebilecek enerjiyi elde ederler. Hayvansal besinler de ancak bitkilerden elde edilen ürünler sayesinde var olabilmektedir.
Diğer taraftan ağaç yaprakları aynı zamanda son derece gelişmiş bir arıtma ve temizleme cihazı gibi faaliyet gösterirler. Günlük yaşamımızda sıkça kullandığımız temizlik cihazları, konunun uzmanları tarafından uzun süren çalışmalar sonucunda, yoğun emek ve para harcanarak üretilirler ve faaliyete geçirilirler. Oysa bu cihazlarla aynı işi yapan bitkiler sadece su ve güneş ışığı karşılığında, aynı temizleme hizmetini daha kaliteli ve garantili bir biçimde verirler. Üstelik atık madde diye bir sorunları da yoktur, çünkü onların havayı temizledikten sonra ürettikleri atık maddeler, tüm canlıların temel ihtiyacı olan oksijendir! Ağaçların yaprakları, havadaki kirletici maddeleri yakalayan mini filtrelere sahiptir. Yaprak üzerinde gözle görülmeyen binlerce tüy ve gözenek vardır. Gözenekler havayı kirleten tanecikler halindeki maddeleri tutarlar ve sindirilmek üzere bitkinin diğer bölümlerine gönderirler. Ağaçlar mevcut yaprak ağırlıklarının 5-10 katına kadar toz tutabilirler, ağaçlı bir alandaki bakteri oranı ile ağaçsız bir alandaki bakteri miktarları oldukça büyük bir farklılık gösterir.
Gerçek bir ağacın başardıklarıyla ilgili burada kısaca özetlediğimiz bilgiler, aslında her biri hakkında kitaplar yazılabilecek özelliklerdir.
İşte bütün bu özelikleriyle, minicik bir tahta parçası görünümündeki tohumun toprağa atılmasıyla hayat bulan, çoğu zaman hiç kimsenin eli değmeden büyüyen, yeşillenen ve birçok mucizeyi gerçekleştiren bir ağacın, insanların üretmeye çalıştıkları sentetik ağaçlar yanında, mükemmelliğine ulaşılması çok zor bir tasarım harikası olduğu çok açıktır.
Kaynak: internet kaynaklarından değerlendirilmiştir

1 YORUM

CEVAP VER
Lütfen yazınızı giriniz.
Lütfen adınızı buraya giriniz.