DOĞU ANADOLU BÖLGESİ YÜZEY ŞEKİLLERİ

DOĞU ANADOLU BÖLGESİ
Türkiye’nin yedi coğrafî bölgesinden biri olan Doğu Anadolu Bölgesi; doğuda Ağrı Dağı’ndan, batıda Uzun- yayla’ya, kuzeyde Doğu Karadeniz Sıradağları’nın iç sı- nırlarından, güneyde Güneydoğu Torosları’na kadar u-zanır.Bir üçgeni andıran bölge yaklaşık 163.000km2’lik yüzölçümüyle Türkiye’nin en büyük coğrafî bölgesidir. Türkiye’nin %21’ini kaplar.
Kars,Ağrı,Van,Hakkari,Muş,Bingöl,Elazığ ve Tunceli illerinin tümü bölge sınırı içindedir.Bitlis ve Malatya il- lerinin bazı küçük bölümleri Güneydoğu Anadolu Bölge- si’ne, Erzurum ve Erzincan illerinin bazı bölümleri de Karadeniz Bölgesi’ne taşar.Merkezleri komşu illerde yer alan Siirt,Diyarbakır,Adıyaman,Kahramanmaraş,Kay- seri ve Sivas illerinin de bazı bölümleri Doğu Anadolu Bölgesi’nin sınırları içinde kalır.
a) YÜZEY ŞEKİLLERİ: Yerşekillerini; sıradağlar,geniş plâtolar ve ovalarla çukur alanlar oluşturur.Ovaların çoğu genç faylarla sınırlandığından deprem alanlarıdır. Doğu Anadolu yüzey şekillerinin ana çizgileri,bölgeyi batı-doğu doğrultusunda boylayan yay biçimindeki dağ sıralarıyla meydana gelir.Bu dağ sıraları,alçak ve dal-galı düzlüklerle birbirinden ayrılırlar.Bu düzlükler üze-rinde ayrıca dağ kütleleri yükselir,aralarına da çukur ovaları girer.Yüzey şekillerinin genel doğrultusuna göre, Doğu Anadolu relyefi kuzeyden güneye şöyle takip edi- lebilir:
1. Kuzeybatıda Kuzey Anadolu Dağları’nın Doğu Ana-dolu yaylasına komşu olan iç sırası:bölgenin sınırı içe- risinde uzanan Kelkit-Çoruh Dağları: Kızıldağ (3.025m), Çimen(2.700m) dağları ve daha ötede Çoruh-Oltu hav- zasındaki dağlar.
2. Bu dağların gerisinde Erzurum-Kars yaylası.Çoğu yerde lav örtüsüyle kaplı; yüksl. 1.500-2.000m. Yayla üzerinde basık dağ sıraları: Dumlu dağ (3.200m),Allahü- ekber dağı (3.111m),Kısırdağ (3.150m) gibi; yayla içine girmiş çukur ovaları; Erzincan ovası (yüksl:1.200), Er- zurum ovası (yüks: 1.800-1.900m), Pasinler ovası (1.650m), Sürmeliçukur-Iğdır ovası (800-900m).
3. Doğu Anadolu’nun ortasında Karasu (Fırat) ve Aras vadilerine güneyden paralel olarak uzanan büyük sırt: Karasu-Aras dağları.Bunlar Monzur (3.250m), Mercan (3.463m dağlarıyla başlayıp Palandöken (3.017m), Çak-mak (3.060m), Perli (3.200m) dağı üzerinden Ağrı volkan kütlesine kadar uzanır.Büyük Ağrı konisi Türkiye’nin en yüksek doruğudur (5.165m). Karasu-Aras dağları, güney- batıda Uzunyayla yöresindeki kesintiden sonra Orta To- roslar’a bağlandığı gibi, doğuda Ağrı volkan kütlesi ötesinde İran 0ortasındaki dağlara devam eder.
4. Sözü geçen merkezî sırtın güneyinde Van Gölü havza- sı ve bunun batısında Murat havzası.Her iki havza da güneyde, güneydoğu Toros yayına dayanır; Ağrı-Nemrut dağları arsında sıralanan bir sönmüş volkan dizisi (Tendürek 3.542m, Süphan dağı 1.200.000 ölçekli harita- ya göre 4.434m, Nemrut dağı 2.802m) ile birbirinden ay- rılır. Van Gölü havzası, doğuda İran sınır dağlarında yüksekliği 3.000m’yi aşan tepelere dayanan yüksek bir yayla (Erk dağı 3.200m) ile batıda Van Gölü’nün kapla- dığı geniş bir çukur alandan meydana gelir.Murat hav- zasında ise Murat ırmağı boyunca uzanan sıra ovalar arasında Bingöl (3.200m) gibi dağ kütleleri göze çarpar. Doğu Beyazıt ovası (2.000m), Karaköse-Eleşkirt ovası (1.650m), Malazgirt ovası (1.500m), Muş ovası (1.200m), Elâzığ ovası veya Uluova (1.050m).
5. Güneydoğu Toroslar, Doğu Anadolu’yu güneyden sı-nırlayan bir yaydır. Batı kesiminde geniş ve orta derecede yüksek (Malatya dağları; Akdağ 2.605m),orta kesiminde dar ve az yüksek (Maden dağları; Hazarbaba dağı 2.285m), doğuya doğru gitgide geniş ve çok yüksek-tir.(Bitlis dağları 3.500, Hakkari dağları; Cilo dağının Reşko tepesi 4.168m).
b) OVALAR ve PLÂTOLAR: Bölgede dağlardan sonra en fazla alan kaplayan yerşekli plâtolardır. Plâtolar, Fırat ve Aras nehirlerinin kolları tarafından parçalan-mıştır. En büyük plâtosu ‘’Erzurum-Kars Plâtosu’’dur.
Bölgede yer alan dağ kuşakları arasındaki çöküntü oluklarında ovalar yer almaktadır.
Birinci çöküntü kuşağını; Ardahan, Göle ve Çıldır Gölü
İkinci çöküntü kuşağını; Erzurum, Erzincan, Pasinler, Horasan ve Iğdır Ovaları
Üçüncü çöküntü kuşağını ise; Malatya, Elazığ, Bingöl, Muş ve Van Gölü çanakları ve bunlar içerisinde yer alan ovalar oluşturur.
c) AKARSULAR ve GÖLLER: Doğu Anadolu Bölge-si’nda yer alan Aras ve Kura nehirleri sularını ülkemiz toprakları dışarısında Hazar Denizi’ne dökerler. Fırat, Dicle ve Zap nehirleri ise sularını yine ülkemiz dışarı-sında Basra Körfezi’ne dökerler.
Bölge akarsularının rejimi düzensizdir. Bunun nedeni; yağış rejiminin düzensizliği ve kış yağışlarının kar şek-linde düşmesidir. Kışın yağan karlar erimeden uzun süre yerde kaldığı için akarsuların debileri azalmaktadır.İlk- bahar ve yaz aylarında eriyen karlar akarsuların debile- rinin yükselmesine ve coşkun bir şekilde akmasına yol açar.
Bölge akarsularının hidroelektrik enerji potansiyeli yüksektir. Bunun nedeni; yükselti ve eğimlerinin fazla olmasıdır.
Bölgedeki fay hatları üzerinde göller oluşmuştur. Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü başta olmak üzere Çıldır, Nazik, Erçek, Hazar, Balık ve Bulanık göl-leri bölge sınırları içerisinde yer alır. Van Gölü Türkiye’- nin ikinci büyük kapalı havzasını oluşturur.
d) İKLİM: Doğu Anadolu iklimi, çok sert olarak özetle- nebilir. Mevsimler ve gündüz-gece arasındaki ısı fark- ları çok fazladır. Yazlar ova kesimlerinde gündüzleri pek sıcak olur.(Malatya en sıcak ayının ortalama sıcak-lığı 2909C, maksimum gölgede 4108C), fakat yayla ke- simlerinde daha serin geçer (ensıcak ay ortalaması 1704C ve gölgede 3406C). Kışlar her yerde çok soğuk ve sürekli, kuzeydoğuya doğru daha serttir. (En soğuk ayın ortalama sıcaklığı ile minimum sıcaklığı: Malatya
-101 e -2501, Van –306 ve –2807; Karaköse –1004 ve –4302; Erzurum –806 ve –3001; Kars –120C ve 3906C).Denizlerden uzaklığı yüzünden az yağışlı olmakla birlikte bölgenin dağlık yapısı İç Anadolu’ya göre yağış bakımından bir üstünlük sağlar. Özellikle dağların yağış getiren rüzgâr-ara açık olmayan yamaçlarında ve çukur alanlarda az (Malatya 371mm, Iğdır 255mm, Erzurum 471mm, Van 378mm); meselâ Güneydoğu Toroslar’ın güneybatıya bakan yüzeyinde pek boldur. (Sason 1.216mm, Lice 1.194 mm). Yağış rejimi bakımından Doğu Anadolu’nun büyük bir kısmında (Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz Bölgesi’-de, hatta İç Anadolu’da olduğu gibi) yaz mevsimi kurak geçer, yağışlar kış mevsiminde olur; bazende kışla bera-ber ilkbahar aylarına kayar (Gecikmiş Akdeniz rejimi). Yalnız bölgenin kuzeydoğu kesiminde (Erzurum-Kars Bölümü) bu bakımdan önemli bir değişiklik olur: yaz kuraklığı silinir, yaz en yağışlı mevsim hâline geklirken kurak mevsim kalmamakla beraber kış en az yağışlı mevsim olur.
Aşağıdaki cetvelde yağışların bazı Doğu Anadolu is-tasyonlarında mevsimlere dağılışını görüyoruz (Yüzde ile).
İSTASYONLAR KIŞ İLKBAHAR YAZ SONBAHAR
MALATYA 35,5 37,5 5,5 21,5
VAN 28 38 7 27
IĞDIR 19 35 21 25
ERZURUM 18 36 22 24
KARS 15 31 36 18
İklimin bu durumu, tabiî bitki örtüsünde ormanların neden az yer tuttuğunu (alçak yerlerde yazların kuru ve çok sıcak geçmesi, yüksek kesimlerde yazların kısa ve serin geçmesi) aydınlatır.
e) BİTKİ ÖRTÜSÜ: Bölgenin doğal bitki örtüsü bozkır-dır. İlkbahar yağışlarıyla yeşeren bozkırlar yaz yağışla-rıyla sararırlar. Yüksek kesimlerde (Erzurum-Kars yay-lası) uzun boylu dağ çayırları görülür. Bölgede sarıçam ormanarıda bulunur. Yağışların fazla olduğu dağ etekle-rinde meşe ormalarına rastlanır. Bölge Türkiye orman-larının %11’ine sahip olup, orman alanları bakımında 5. sırada yer alır.
f) NÜFUS ve YERLEŞME: Doğu Anadolu Bölgesi en az nüfuslu ikinci bölgemizdir. Yaklaşık 5 milyon nüfusu ile km2’ye 34 kişi düşer. Nüfus yoğunluğu en az olan bölge-mizdir. Bunun nedeni; nüfus miktarının az, bölge yüzöl-çümünün fazla olmasıdır.
Bölgede kırsal nüfus şehir nüfusundan fazladır. Diğer bölglere sürakli göç verir. Bunun nedeni; iş imkânlarının sınırlı olmasıdır.
Nüfus, bölgenin kuzey ve güneyindeki çöküntü ova-larında toplanmıştır. Erzurum, Erzincan, Malatya, Ela-zığ, Ağrı, Iğdır, Kars, Van, Bitlis, Bingöl, Tunceli, Hak-kâri, Şırnak, Ardahan bölgedeki başlıca il merkezleridir.
Bölgenin kırsak kesimlerinde hayvancılığın yoğun olarak yapıldığı kom ve mezra yerleşmeleri vardır. Kır-sal yerleşim alanları küçük ve dağınık birimler hâlinde dağ etekleri ve vadi boylarına dağılmıştır.
BÖLGENİN BÖLÜMLERİ
1) Yukarı Fırat Bölümü
a) Fizikî Özellikleri:
· Doğu Anadolu Bölgesi’nin batısını oluşturur. Fı-rat Nehri havzasını içine alır. Yüzölçümü en bü-yük olan bölümdür. Genel olarak dağlık olmakla birlikte geniş çöküntü ovaları da yer alır.
· Önemli dağları; Güneydoğu Toroslar ve Mercan Dağları’dır. Nurhak, Malatya, Maden, Genç, Sa-son ve Bitlis dağları ile çökme sonucu oluşmuş tektonik kökenli Hazar Gölü yer alır. Afşin, Elbis-tan, Malatya, Elazığ, Bingöl, Erzincan ve Uluova bölümünde yer alan önemli ovalardır.
· Bölümün önemli akarsularını Fırat Nehri ve kol-ları (Karasu, Murat suyu) oluşturur. Bölümdeki fay hatları üzerinde zaman zaman depremler oluşmaktadır (1993 Erzincan depremi).
· Yukarı Fırat Bölümü’nde kış mevsimi bölgenin diğer bölümlerine göredaha ılık, yazlar ise daha sıcaktır. Sert karasal iklim şartları bu bölgede et-kisini kaybetmiştir. Bunun nedeni; yükseltinin az olması ve baraj göllerinin ılımanlaştırıcı etkisi-dir.
· Yıllık yağış miktarı 400-600mm olup, çöküntü ovalarında bu miktar azalır (Malatya Ovası 350mm). Yağışlar ilkbahar mevsiminde daha fazla düşer.kış yağışları kar şeklindedir.
· Yukarı Fırat Bölümü’nün bitki örtüsü bozkırdır. Yer yer meşe ormanları da görülür. Ormanların sürekli tahrip edilmesi sonucunda toprak örtüsü aşırı erezyona mağruz kalmaktadır.
b) Beşerî ve Ekonomik Özellikleri:
· Doğu Anadolu Bölgesi’nde toplam nüfusun ve nü-fus yoğunluğunun en fazla olduğu bölümdür. Bu-nun nedeni; iklimin ılıman, tarım alanlarının geniş ve ulaşımın yaygın olmasıdır. Şehirleşme oranı en fazla bu bölümdedir. Erzincan, Malatya, Elazığ, Tunceli ve Bingöl önemli yerleşim alanlarıdır.
· Bölgede tarım alanlarının en fazla olduğu bölüm Yukarı Fırat Bölümü’dür. İklim şartlarının diğer bölümlerden daha elverişli olması tarım ürünleri-nin diğer bölümlerinden fazla yetişmesine neden olmuştur. Afşin, Elbistan, Malatya, Elazığ, Bingöl ovalarında yoğun olarak tarım yapılır. Ovalarda-ki tarımsal nüfus yoğunluğu Türkiye ortalaması-nın üzerindedir.
· Yukarı Fırat Bölümü’nde yetiştirilen başlıca tarım ürünleri; buğday, arpa, pamuk, tütün, şeker panca-rı, baklagiller ve çeşitli sebze ve meyvelerdir. Bö-lümün en önemli tarım ürünü Malatya çevresinde gelişen kayısıdır.
· Bu bölümde ovalar çevresinde ve plâtolarda kü-çükbaş hayvancılık yapılır.
· Ülkemizde maden çeşitliliğin en fazla olduğu bö-lüm, Yukarı Fırat Bölümü’dür. Bu bölümde krom (Guleman, Polu-Elazığ), demir (Hekimhan-Malat-ya, Divriği-Sivas), bakır (Maden-Elazığ), linyit (Elbistan-K.Maraş), kayatuzu (Erzincan ve Ter-can), kurşun ve çinko (Keban-Elazığ) ve kalay (Elazığ) madenleri çıkarılmaktadır.
· Yukarı Fırat Doğu Anadolu Bölgesi’nde endüs- trinin en fazla geliştiği bölümdür. Termik santral (Afşin, Elbistan, Kahraman Maraş), bakır işletme-leri (Maden-Eklazığ), şeker (Elazığ, Erzincan, Ma-latya), sigara (Malatya, Bitlis), pamuklu dokuma (Elazığ-Malatya) ve termik santral (Ergani,Diyar-bakır) bölümde yer alan endüstri kuruluşlarıdır. Ayrıca Malatya’da un, yem, süt ve et kombinası, Elazığ’da çimento, ferro-krom ve plastik boru fabrikası vardır.
· Fırat Nehri üzerinde Keban (Elazığ),Karakaya (Malatya) ve Murat Nehri üzerinde Hazar 1-2 (Elazığ) hidroelektrik santralleri yer alır.
· Doğu Anadolu Bömlgesi’nde ticaretin en fazla geliştiği bölüm Yukarı Fırat’tır. Bölümde Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait tarihî eserler yer alır. Ayrıca baraj gölleri ve Hazar Gölü çevresinde me-sire yerleri bulunur. Munzur Irmağı havzasındaki Mercan Vadisi Millî Parkı da bu bölümdedir.
2)Erzurum-Kars Bölümü
a) Fizikî Özellikleri:
· Doğu Anadolu Bölgesi’nin kuzeydoğusunda yer alır. Türkiye’nin en yüksek bölümüdür. Ortalama yükseltisi 2000m olan bölümün kuzeyinde Arda-han Platosu yer alır. Güneye doğru Allahuekber dağları ve Erzurum-Kars platosu sıralanmakta-dır.
· Erzurum-Kars Platosunun güneyindeki Aras Neh-ri bölümün sularını Hazar Denizi’ne boşaltır. A-karsuların debileriilkbahar ve yaz aylarında yük-selir.
· Bölümün en doğusunda Iğdır Ovası yer alır. Yük-seltisi 800m civarında olan bu ova Aras Nehri ta-rafından sulanmaktadır.
· Aras Nehri’nin güneyinde Karasu-Aras dağları ve Palandöken dağları bulunur. Daha güneyde ise Bingöl dağları yer alır. Van Gölü’nün kuzeyinde volkanik dağların en büyüğü olan Ağrı Dağı (5137m) bu bölümde yer alır. Türkiye’nin en yük-sek dağıdır. Yükseltisi fazla olduğu için zirvesinde daimî karlar ve buzullar yer alır.
· Bu bölümün kuzeyinde lav akıntısının gerisinde suların toplanmasıyla oluşan Çıldır Gölü bulu-nur.
· Erzurum-Kars Bölümü’nde Iğdır yöresi hariç şid-detli karasal iklim hâkimdir. Kışlar çok soğuk, uzun ve kar yağışlıdır. Kar uzun süre yerde kalır. (5-6 ay), sıcaklık –400C’ye kadar düşer.
· Iğdır Yöresi’nin yüksekliği az olduğu için sıcaklık değerleri daha yüksektir. Yıllı yağış miktarı Iğdır çevresinde 300mm iken,yükseklerde 600mm’ye ka-dar çıkmaktadır.
· Bölümün doğal bitki örtüsü bozkırdır. Platolarda yaz yağışlarıyla gelişen uzun boylu çayırlar yeti-şir. Bölümde düşük sıcaklığa dayanıklı sarıçam ormanları da yer alır.
b) Beşerî ve Ekonomik Özellikleri:
· Tarıma bağlı olarak nüfus daha çok ova çevrele-rinde toplanmıştır. Bölümde kırsal nüfus fazladır. Toplu yerleşmelerde tek katlı meskenler yaygın-dır. Bölümün en önemli kentleri; Erzurum, Kars, Iğdır ve Ardahan’dır.
· Bölüm yüksek ve engebeli olduğu için tarım alan-ları sınırlıdır. Tarım en fazla Iğdır Ovası’nda ge-lişmiştir. Iğdır’da yazların sıcak ve kurak geçmesi pamuk tarımının yayılmasına imkân sağlamıştır. İklimin etkisiyle arpa, buğday gibi tahıllar ve şe-ker pancarı tarımı da yapılır.
· Bölümün en önemli ekonomik faaliyeti hayvancı-lıktır. Tarım alanlaının sınırlı olması kırsal ke-simde halkı çayır ve meralarda büyükbaş havan-cılıkla uğraşmaya yöneltmiştir. Ayrıca yazın geli-şip çiçek açan otlar arıcılığın gelişmesine neden olmuştur.
· Bölümden çıkarılan madenler linyit (Erzurum), kayatuzu (Kağızman-Kars) ve oltu taşı (Oltu-Elazığ)dır.
· Endüstri faaliyetleri sınırlı olan bölümde daha çok tarımsal ve hayvansal ürünleri değerlendiren tesisler bulunur. Şeker (Erzurum), et kombinası, çimento, deri, süt ürünleri (Erzurum-Kars), dokuma (Erzurum, Iğdır) ve el sanatları (Kars) bölümünde yer alan başlıca endüstri kuruluşları-dır.
· Bölümde canlı hayvan ticareti yaygındır. Turizm sınırlı olup Palandöken ve Sarıkamış’ta kayak te-sisleri vardır.
3) YUKARI MURAT-VAN BÖL
a) Fizikî Özellikleri :
· Bu bölüm bölgenin doğusunu oluşturur. Bölümün en yüksek yerlerini Van Gölü’nün kuzeyinde ku-zeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan volkanikdağlar oluşturur. Bu dağlar; Nemrut, Süp-han, Tendürek ve Ağrı Dağları’dır. Murat Nehri, sularını bu bölümden toplar.
· Bölümün doğusunda Van Gölü Kapalı Havzası bu-lunur. Van Gölü Türkiye’nin en büyük gölüdür. Su-ları sodalıdır. Nemrut yanardağının vadi önünü kapatması sonucu olmuştur. Van Gölü’nün çevre-sinde Nemrut, Nazik, Bulanık ve Erçek gölleri bu-lunur.
· Murat Irmağı boyunca uzanan çöküntü hendeği boyunca Muş, Bulanık, Malazgirt, Ağrı ve Eleşkirt ovaları yer alır.
· Bölümde karasal iklim şartları etkilidir. Van Gölü çevresinde karasal iklimin etkisi, ılımanlaştırıcı etkisine bağlı olarak azalır. Yıllık ortalama yağış, alçak kesimlerde 400mm (Van 381mm), yüksekler-de 600mm (Muş 871mm) civarındadır.
· Bölümün doğal bitki örtüsü bozkırdır. Yüksek ke-simlerde dağ çayırları yer alır.
b) Beşerî ve Ekonomik Özellikleri:
· Bu bölümde kırsal nüfus çok fazladır. Ancak son yıllarda şehirlere göç artmıştır. Bölümün en büyük şehri Van’dır. Diğerleri Muş ve Ağrı’dır. Tatvan-Van arasında feribot seferleri yapılır.
· Yukarı Murat-Van Bölümü engebeli olduğundan tarım alanları sınırlıdır. Muş Ovası tarım yapılan en önemli alandır. Bölümde en fazla tahıl ürünleri, özellikle arpa yetiştirilir.
· Küçükbaş hayvancılık en önemli ekonomik uğraş-tır.
· Bölümde endüstri az gelişmiştir. Şeker (Muş, Ağrı, Erciş, Van), çimento, iplik, et kombinası (Van) bö-lümdeki önemli endüstri tesisleridir. Bölümde can-lı hayvan ticareti yaygındır.
· Bölümde Ağrı dağı, Van kedisi, tarihî ve doğal gü-zellikleri önemli turistik varlıklarıdır.
4) HAKKÂRİ BÖLÜMÜ
a)Fizikî Özellikleri:
· Hakkâri Bölümü bölgenin güneydoğusunu olutu-rur. Türkiye’nin en dağlık ve engebeli bölümüdür. Bölümde Hakkâri ve Buzul (Cilo) dağı bulunur. Buzul Dağı’nın zirvesinde Uludoruk Tepesi 4135m’lik yükseltisi ile Türkiye’nin ikinci en bü-yük noktasıdır. Zirvesinde kalıcı kar ve buzullar yer alır.
· Bu bölümün tek ovası Yüksekova’dır (2200m).
· Önemli akarsuları Botan ve Zap Suyu’dur.
· Yaz mevsimi genellikle sıcak ve kurak, kışlar çok soğuk ve kar yağışlıdır. Doğu Anadolu Bölgesi’nin en yağışlı bölümüdür. Yükseltisinden dolayı yağış miktarı artmıştır. Ortalama yağış 600-800mm’dir. En fazla yağış kış ve ilkbaharda, en az yağış ise yaz mevsiminde düşer.
b) Beşerî ve Ekonomik Özellikleri:
· Hâkim bitki örtüsü bozkırlar ve dağ çayırları ol-makla birlikte yağışın fazla olduğu yerlerde meşe ormanları görülür.
· Türkiye’de nüfus yoğunluğunun en az olduğu bö-lümdür. Bunun nedeni; yerşekillerinin engebeli ve tarım alanlarının dar olmasıdır. Hakkâri ve Şır-nak önemli yerleşim merkezleridir. Bölüm sürekli olarak dışarıya göç verir.
· Bölümün en geniş tarım alanı Yüksekova’dır. Da-ha çok tahıl tarımı yapılır. Akarsu boylarında çeltik, sebze ve meyve yetiştirilir.
· Yaygın olarak yapılan ekonomik uğraş hayvancı-lıktır. Büyükbaş ve küçükbaş hayvancılığın ya-nında arıcılık da oldukça gelişmiştir.
· Bölüm yeraltı kaynakları bakımından oldukça fa-kirdir.
g) EKONOMİ: Sanayi kuruluşları yetersiz olan Do-ğu Anadolu Bölgesi halkı geçimini, başta hayvan-cılık olmak üzere tarımdan sağlar. Bölgenin hay-vancılığa çok elverişli olan Erzurum-Kars Bölümü’-nde yüksek nitelikli sığırlar yetiştirilir. Çok sayıda küçükbaş hayvan besleyen göçer aşiretler yazın sü-rülerini bölgenin öteki kesimlerindeki yüksek yayla-larda otlatır.
Bitkisel üretime elverişli alanlar, bölge yüzölçü-münün ancak %10’unu kaplar. Bu alanın büyük bö-lümünde tahıl ekimi yapılır. Tahıldan başka bakla-giller, şeker pancarı, meyve, sebze, pamuk ve az miktarda da tütün yetiştirilir. Pamuk yetiştirilen kuytu Iğdır, Malatya ve Elazığ ovalarını yanı sıra Erzincan Ovası ile Van Gölü çevresinde meyve bah-çeleri çok yer tutar.
Yalnızca büyük kentler çevresinde kurulan sana-yilerin başlıcaları pamuklu dokuma, iplik, şeker, süttozu, un, peynir, yem, sigara ve çimento fabrika-ları ile et kombinalarıdır.
Yeraltı kaynakları bakımından oldukça zengin sayılan Doğu Anadolu Bölgesi’nde Afşin ve Elbis-tan’da linyit, Hekimhan ve Divriği yörelerinde ba-kır, Guleman yöresinde krom, Maden yöresinde ba-kır, Keban ve Baskil yöresinde de gümüşlü kurşun yatakları vardır. Keban ve Karakaya hidroelektrik, Afşin-Elbistan termik santralları bölgenin başlıca enerji üretim kuruluşlarıdır.
Tarımsal alanları kısıtlı, sanayi işyerleri yeter-siz olan bölge halkının artan nüfusu içinde işsiz kalan kesimi, ülkenin ekonomikolanakları daha ge-lişmiş olan yörelerine göç etmek zorunda kalmakta-dır.
g) Bölgenin Türkiye Ekonomisindeki Yeri:
Doğu Anadolu yurdun en geniş ama en tenha ve en geri kalmış bölgesidir.
Bu bölgenin yurt ekonomisine en büyük katkısı canlı hayvan ve hayvan ürünleri ihracatı alanında-dır. Yurdumuzdaki küçükbaş hayvanların %21’si, sı-ğırların %25’i bu bölgede yetiştirilir.
Toprak ürünleri bakımından yurt ekonomisine katkısı azdır.
Madencilik alanında yurt ekonomisine katkısı önemlidir: Tüm yurtta çıkarılan bakırın %50’si, kro-mun %70’i, demirin %75’i, mabünganezin %35’i, ba-ritin %75’i, çinko ve kayatuzunun önemli bir kısmı bu bölgeden elde edilir. Bölgenin maden yatakları zengindir.
Bölgenin elektrik enerjisi üretimindeki payı bü-yüktür. Sadece Keban santrali tüm Türkiye üretimi-nin %25’ini gerçekleştirmektedir. Yapımı devam e-den yeni hidroelektrik santralleri bittiğinde, bölge bu yönüyle çok daha büyük bir önem kazanacaktır. Türkiye’de hidroelektrik üretimine elverişli akarsu potansiyelinin üçte biri bu bölgede bulunmaktadır.
h) TURİZM: Doğu Anadolu Bölgesi’nin turizm kay-naklarını tarihî eserler ve doğal güzellikler oluştu-rur. Ulaşım yetersizliği,iklimin elverişsizliği turizm-in gelişmesini engellemiştir. Doğu Anadolu Bölgesi’-nde turitlerin en çok ilgisini çeken yerler, İshak Paşa Sarayı’nın bulunduğu Doğu Beyazıt, Ağrı Dağı, Kommage Krallığı dönemine ait kalıntıların bulun-duğu Nemrut Dağı, Muradiye ve Gürlevik Çağlayanı ile Van Gölün’deki Akdamar Adası’dır. Ama, bura-larda turizm, henüz bir geçim kaynağı hâline gelme-miştir.
Bu içerik internet kaynaklarından yararlanılarak sitemize eklenmiştir
Ekleyen: Berke

1 YORUM

CEVAP VER
Lütfen yazınızı giriniz.
Lütfen adınızı buraya giriniz.