Hz. Muhammed'in bir günü

Bir peygamberin bir günü nasıl geçer hiç düşündünüz mü? İşte Hz. Muhammed’in bir güne sığdırdıkları..
Hazreti Muhammed’in bir günü nasıl geçiyordu merak ediyor musunuz? Bugün Gazetesi’nden Ali İhsan Er o bilgileri derlemiş.
İşte Hz. Muhammed’in bir günü;
GÜNEŞ DOĞANA KADAR SECCADE ÜZERİNDE
“Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) sabah namazını kıldıktan sonra seccadenin üzerine diz çökerek oturur, güneş iyice doğuncaya kadar beklerdi. Bu zaman diliminde sahabiler O’nun etrafında oturarak nasihatlerini dinlerdi. Efendimiz, genellikle rüya gören olup olmadığını sorar, görmüşlerse onları yorumlardı. Bazen de kendi gördüğü rüyaları anlatır ve yorumlardı. Sonra normal sohbete geçilirdi.
YATSI NAMAZINDAN SONRA KONUŞMAYI SEVMEZDİ
Zaman zaman Hz. Peygamber güneş biraz yükselince kuşluk namazı olarak bazen dört, bazen de sekiz rekât namaz kılardı. Daha sonra evine gider, evdeki işlerle meşgul olurdu. Öğle namazını kıldıktan sonra kaylule yapar, ikindi namazını kıldıktan sonra da eşlerini ziyaret ederdi. Yatsı namazı için mescide gider, namazdan sonra odasına döner, eşleri de kendi odalarına gitmek üzere ayrılınca uykuya çekilir, yatsı namazından sonra konuşmayı sevmezdi.
SAĞ ELİNİN ÜZERİNDE UYURDU
Allah Resûlü yatsı namazını erkenden kılardı. Uyumadan önce Kur’ân-ı Kerim’den İsrâ, Zümer, Hadîd, Haşr, Saf, Tegâbün ve Cuma gibi sûreleri okurdu. Her zaman sağ tarafına yatar ve sağ elini yanağının altına koyarak uyurdu. Bazen basit bir döşek üzerinde, bazen bir deri üzerinde, bazen hasır üzerinde, bazen de çıplak toprak üzerinde uyurdu.
TEMİZLİĞE ÖNEM VERİRDİ
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yatarken abdest suyunu ve misvakını başucuna koyar, uyanınca önce dişlerini misvaklar, sonra abdest alır ve seccadesinin üzerinde namaz kılardı. Sabah ezanı ile birlikte kalkar, abdestini aldıktan sonra sabah namazının iki rekât sünnetini kılardı.
HASTALARI ZİYARET EDERDİ
Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), hastaları mutlaka ziyaret eder, hâl ve hatırlarını sorar, teselli ederdi. Ölmeden önce hastanın yanına gider, onun bağışlanması için dua eder, son nefesine kadar yanında otururdu.
TOKALAŞIRKEN ELİNİ ÇEKMEZDİ
Biriyle görüşeceği zaman daima önce selam verir ve tokalaşırdı. Eğer biri eğilerek kulağına bir şeyler söylerse o kişi ağzını, kulağından çekinceye kadar onun tarafına yüzünü çevirmezdi. Tokalaşırken de âdeti böyleydi. Yani birinin elini tutunca, o kişi elini kendiliğinden çekmediği sürece onun elini bırakmazdı. Bir toplantıda otururken dizleri hiçbir zaman yanında oturanlardan daha önde olmazdı.
KADINLAR İÇİN DE TOPLANTI GÜNÜ BELİRLEMİŞTİ
Allah Resûlü hiç kimsenin sözünü keserek konuşmazdı. Hoşuna gitmeyen sözü duymazlıktan gelir ve geçiştirirdi. Toplantısında ne gibi bir konu ortaya çıkarsa ona katılırdı. Gülüşmeye de nezaketle katılırdı. Kendisi de latife yapardı.
Toplantı ve sohbetler genellikle peygamber mescidinde yapılırdı. Peygamber mescidinde küçük bir avlu vardı. Allah Resulü bazen oraya otururdu. Bu toplantılara gelenler için herhangi bir engel yoktu. Bütün bu sadelik, alçak gönüllülük ve tevazuya rağmen bu toplantılar, ciddiyet, vakar ve peygamberlik adabının tesirleriyle dolu olurdu.
Bu meclislerin feyzi sadece erkeklerle sınırlı değildi. Kadınlar, kendileri için daha az fırsat düştüğünden onlar için de özel bir toplantı günü belirlenmesi yönünde bir istekte bulunmuşlardı. Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem), bu isteği kabul etti ve onlara da vaaz u nasihatte bulunmak için özel bir gün belirledi.
 Kaynak: www.internethaber.com

CEVAP VER
Lütfen yazınızı giriniz.
Lütfen adınızı buraya giriniz.