Most Commonly Used English Words 201-250 (En çok kullanılan İngilizce kelimeler ve Türkçe karşılıkları nedir 201-250)

200           adv          off           uzak, uzağa, uzakta, çıkmış, kopuk, geçersiz, kesik, kapalı, tamamen, izinli
201           adv          always    her zaman, daima, hep, defalarca, tekrar tekrar, boyuna
202           det            next        daha sonra, bir sonra, ardından
203           v              follow     izlemek, takip etmek, uymak, dinlemek, sürdürmek, sonra gelmek, sonucu olmak, dolayı olmak www.teknolojiweb.net
204           prep          without olmadan, siz, sız, meden, dışında
205           v              turn        çark etmek, döndürmek, çevirmek, yöneltmek, vazgeçirmek, dönüştürmek
206           n              end         son, bitim; bitis noktasi, son nokta, uç nokta, bitim
207           prep          within     içinde, zarfında, kapsamında, dahilinde
208           a              local       kısmi, lokal, bölgesel, yerel, yerli, şehir içi, ekspres olmayan
209           conj          where     dığı yere, diği yerde
210           prep          during    iken, esnasında, boyunca, sırasında, süresince
211           v              bring      getirmek; vermek (ceza), kazandırmak, neden olmak; razı etmek, ikna
                                   etmek
212           det            most       en fazla
213           n              word       kelime, sözcük, söz, tabir, iki çift lâf, emir, laf, parola, bilgi
214           v              begin      başlamak, girişmek, koyulmak, başlatmak, meydana gelmek, doğmak
215           conj          although karşın, ise de, rağmen, olduğu halde, gerçi
216           n              example örnek, misal, ibret, ders
217           adv          next        daha sonra, bir sonra, ardından
218           n              family     aile; soy, familya; çocuklar
219           adv          rather     tercihen, iyisimi, daha iyisi, daha doğrusu, oldukça, bayağı, az çok, aksine
220           n              fact         gerçek, hakikat, olgu, unsur, durum, olay, eylem
221           v              like          hoşuna gitmek, hoşlanmak, sevmek, beğenmek, istemek
222           a              social     sosyal, toplumsal, toplu halde yaşayan, toplumcul
223           v              write       yazmak, kaleme almak, kâğıda dökmek, yazı yazmak; bestelemek
224           n              state       devlet, eyalet, durum, hal, alem, şart, koşul
225           n              percent   yüzde, kâr payı, hisse, faiz getiren değerli kâğıt
226           adv          quite       tamamen, tam olarak, bütünüyle, iyice, oldukça, epey, bayağı, su katılmadık,
pek, gerçekten, büsbütün, elbette
227           det            both       her iki
228           v              start        başlamak, koyulmak, yola çıkmak, kalkmak, hareket etmek
229           v              run          koşmak, kaçmak, tabanları yağlamak, geçip gitmek, yarışmak
230           a              long        uzun, uzun vadeli, büyük
231           adv          right       doğru, düzgün, yolunda, sağa, sağda, sağdan, dosdoğru, doğrudan doğruya,
tam olarak, tam, gayet, cidden
232           v              set          koymak; yerleştirmek, takmak, kurmak, hazırlamak; düzenlemek;
ayarlamak, belirlemek; batmak (güneş), batmak
233           v              help        yardım etmek, yardımcı olmak, yararı olmak, imdadına yetişmek,
kurtarmak, el
234           det            every      her, bütün
235           n              home      ev, yuva, aile ocağı, yurt, vatan
236           n              month    ay
237           n              side        yan, taraf, kenar, kıy
238           n              night      gece, akşam, karanlık, cehalet
239           a              important önemli, mühim, nüfuzlu, okkalı, sözü geçer, saygın, ciddi
240           n              eye          göz, bakış, nazar, görüş, bakış açısı
241           n              head       ana, baş, kafa, akıl, kelle, reis, başkan, şef, lider, müdür, yönetici
242           n              information bilgi, haber, istihbarat, danışma, enformasyon, bilgi edinme, bildirme,
iddia, malumat, şikâyet
243           n              question soru, sorun, mesele, problem, söz konusu, kuşku, şüphe
244           n              business faaliyet, iş, görev, alım satım, ticaret, ticarethane, firma, işyeri, konu, m
245           v              play        oynamak, kımıldamak, hareket etmek, oynaşmak; canlandırmak [tiy.], rol
almak; çalmak (müzik); numarası yapmak; bahis yapmak
246           n              power     güç, kuvvet, enerji, yetenek, iktidar, otorite, üs [mat.], yetki, derman,
takât
247           n              money    para
248           n              change   değiştirmek, aktarmak, değişmek, takas etmek, değiş tokuş etmek,
bozdurmak, bozmak
249           v              move      hareket etmek, taşınmak, kımıldamak, kıpırdamak, kıpırdatmak
250           n              interest  ilgi, merak, önem, faiz, alâka
 
Kaynak: www.englishpage.blogcu.com

CEVAP VER
Lütfen yazınızı giriniz.
Lütfen adınızı buraya giriniz.