ROMA ŞEHRİNİN TARİHİ

ROMA’NIN TARIHI
Roma şehrinin tarihi Palatino tepesinde M.O. 8. yüzyılda köylülerin ve çobanların kurduğu ilk yerleşmelerle baslar. Buranın yerli halkı da
dillerini Latinlerden almış, Jupiter, Mars ve Quirinus gibi Latin tanrıları için şehir merkezine tapınaklar inşa etmişlerdir. Roma kelimesinin anlamı; belki “Nehrin Şehri” ya da “Ruma’nın şehri”dir. Ruma; Etrusk ailesine ait demektir. Monarşi döneminden sonra MO.509’da Cumhuriyet dönemine geçilir. Uzun suren cumhuriyet döneminde gerçek bir demokrasi Roma’ya hakim olmuştur.
Halkın elcileri mahkemeleri oluşturan halk sınıfı, toprak sahipleri ile halk arasında bir eşitlik ortamı yaratılmıştır. M.O. 4.yy’da Roma bütün Lazio bölgesini ve Italya’nın birçok bölgesini kontrol altına almıştı. Bunların arasında birçok italik toplum ve Etrusk medeniyeti de bulunmakta idi. Ayni zamanda Galliler ve Yunanlılar da silahlarını Romalılara teslim etmişlerdi. M.O.270’de Roma bütün Italya’yı kontrol altında tutuyordu. 201’de Roma Cumhuriyeti Kartaca savaşları ile bütün akdeniz’i ele geçirmişti.
Roma’nın sınırları böylece doğuda Büyük Iskenderin kralliğina kadar uzanıyordu. Batıda ise Galler ve Ispanyol toplumlarını kendine bağlıyordu. (Sezar Donemi)
Bu noktada Roma Cumhuriyetten Imparatorluğa geçiş dönemine girer. Imparatorluk ilk önceleri senato’dan gönüllü halk tarafından kontrol edilen yargı organları tarafından yönetiliyordu. Ancak bu yönetim bir sure sonra yerini dikta ve askeri rejime bırakmıştır. Sınırları çok genişlemiş olan Roma gücünü kaybetmektedir. Şehir, politik merkez olmaktan çıkmış, Senato artık Roma’da yaşamamaktadır. Barbarların işgallerinden sonra düşüş, doruk noktasına ulaşmış, ancak şehir manevi gücünü asla kaybetmemiştir. Bu bilinç onu dünyanın merkezi kılmakta idi.
Hıristiyanlık merkezi olmasıyla dünya’nın merkezi olduğu gerçeği pekişmekteydi. 4.yy’in sonunda Bizans İmparator’lugunun başkenti Ravenna’da
kurulur. 6.yy’da Roma, Papa’nın sayesinde eski önemini tekrar kazanır. Bu yıllar tarihi Franco Caralingo Imparator’lugu ile aynı yıllara rastlayacak ve Imparator Carlo Magno, Roma’da kraliyet tacını takacaktır. Bundan sonra bütün diğer Katolik imparatorlar Roma’da kutsanacaklardır. Şehir , 1144’de bağımsızlığını ilan eder. Bu donemde Papa ve yerel güçler (feodal aileler) şehre hakim olmaya çalışırlar. Aralarında çıkan savaşlar sonunda Papa 14.yy’da Avinione’ye taşınmakta ve şehir halk güçleri tarafından yönetilmektedir. 1 yy. sonra olay tam tersine döner; Papa Roma’ya dönerek şehri kontrol altına alır. Bu dönem şüphesiz şehir için önemli bir donemdir. Stato Ponificio’nun başkenti olan bu dönemde Roma’nın sanat ve kültür hayatı yeniden canlanır.
Daha sonraki dönemlerde Roma politik olarak gücünü kaybetse de sanat, kültür ve ticaret alanlarında gelişmeye devam eder. Bu durum 18.yy. fransız devrimine kadar devam eder. Daha sonra Papa gücünü yavaş yavaş kaybeder. Böylece, şehir halkın yönetimine geçer ve sonunda cumhuriyet kurulur.
Roma Anayasasi Tarihi
Roma uygarlığının, geçmişten günümüze kadar yaşamış olduğu tecrübenin en önemli ürünü insan hakları olmuştur. İnsan hakları kanunu sadece çıktığı donemde değil ayni zamanda günümüze kadar gecen sürede önemini korumuş ve bütün gelişmiş ülkelerin anayasasının temelini oluşturmuştur. Insan haklarını daha ayrıntılı anlamak için tarihi 4 bölüme ayırabiliriz.
1) Arkaik Donem (M.O. 754 – M.O. 367): 754’de Romanın kurulmasından 367’deki Leges Liciniae Sextiae (12 levha kanunu)’nun ilanına kadar olan dönemi kapsamaktadır. Bu donemde henüz insan haklarından bahsetmek mümkün değildi. Yedi tepe üzerine yerleşmiş aileler ve liderleri olan Patres (Baba)’lar birleşerek bir rex (lider) altında toplanmaya karar verirler. Bu aileler ayni zamanda toprak sahibi olup Roma vatandaşı idiler. 367’de Plebei (yönetilen sınıf)’lere de seçme ve seçilme hakkini veren 12 levha kanunları kaleme alınmıştır.
2) Klasik Donem Öncesi (M.O. 367 – M.O. 27): Bu donem birinci Cumhuriyet donemidir. Bu donemde üç farklı meclis bulunmaktaydı:
1-Magistrature (Kanun Çıkaran Meclis),
2-Asemble Popolari (Halk Meclisi), 3-Senato.
A)- Magistrature (Kanun Çıkaran Meclis):
– Consoli (Roma’nın ilk vatandaşları soyundan gelenler),
– Pretori (Meclisin en önemli üyeleri, ayni zamanda Adaletten sorumlu kişiler),
– Edili Plebei (Çalışan Halk),
– Questori (Hazineden sorumlular)
– Tribuni della Plebe (Insan Haklarından sorumlular)
– Censori (Maliyeden sorumlular)
B)- Asemblee Popolari (Bilirli sorunların tartışıldığı ve oylandığı halk toplantıları):
– Comizi Centuriati (Farklı bölgelerin askeri komutanlarından oluşan bir grup)
– Comizi Tributi (Ayni soydan gelen kişileri temsil edenlerden oluşan grup)
– Concili della Plebe (Çalışan halkin olusturdugu grup)
3- Senato (Yasli ve tecrubeli kisilerin bulundugu ve en son kararin verildigi meclis)
Bu donemin en onemli olayi tarihte ilk defa ortaya cikmis olan insan haklari kanununun normal yasantiya gecirilmesidir.
3) Klasik Donem (M.O. 1.yy’in sonu – M.S. 3.yy’in sonu): Bu donemin en onemli olayi, Antonio Caracalla’nin M.S. 212’de Roma’da yasayan insanlarin hepsine vatandaslik belgesi vermesidir. Yine ayni donemde, yargi alaninda buyuk degisiklikler yapilmis, bu doneme kadar sedece tek olan yargic sayisi ikiye cikartilarak yabancilarin da haklari korunmaya baslanmistir. Boylelikle sivil yasamda buyuk gelismeler yasanmistir.
4) Klasik donem Sonrasi (M.S.284-305 Imp. Diocleziano donemi ile M.S.527-565 Imp. Giustiniano donemi): Bu donemde hem insan haklari, hem 12 levha kanunlari, hem de diger kanunlari bir kenara koyan Roma, yeniden, agzindan cikan sozlerin kanun olarak kabul edildigi tek bir Imparator tarafindan yonetilme bicimi olan Monarsiye geri doner.
ROMA’DA MIMARI VE SANATIN GELISIMI
Roma sanati , 1.yy’a kadar Etrusk ve Yunan sanatinin bir sentezi olup kendine ozgu bir ozellige sahip degildi. Roma’nin kendine has sanatinin ilk ornegini ancak M.S. 2.yy’da gormekteyiz. Bu donemdeki sanat eserleri, estetige onem vermeyen fakat daha cok, rahatlikla kullanilabilir eserlerdir. Cumhuriyet doneminde, daha cok ihtiyactan oturu buyuk binalar yapmaya baslamislardir. Buna en onemli ornek Tabularium’dur; Kanun ve anlasmalarin saklandigi buyuk bir arsiv binasi. Binalari yaparken ayni zamanda kullinilacak malzemenin ozelligi, dayanikliligi ve kullanisligina onem vermekteydiler. Yunanlilarin mermerinden farkli olarak Romalilar, tuf ve opus caementicium (malta ve tas karisimi bir cesit harc) kullanmislardir.
Roma onceleri Palatino tepesi uzerinde gelisen mimari daha sonra etrafinda bulunan diger tepelere dogru genisliyor. 4.yy’da Servius Surlari daha sonra da Aurelius surlari insa ediliyor. Cumhuriyet doneminde sehir dokusu koklu ve hizli bir sekilde gelisiyor. Bu donemde Cloca Massima ve Basilica Emilia Foro Romano icerisinde insa ediliyor. Imp.luk doneminde Foro Imperiale, Basilica Giulia, Colonna Traiana, Marco Aurelio’un heykeli, Arco di Tito, Septimo Severo, Panteon, Colosseo, Neron sehir alani, Traenei Pazari, Caracalla ve Diocleziono Termali kurulur.
64 ve 80’li yillardaki yanginlardan sonra sehir tekrar imar ediliyor. 2.yy’da Roma’nin nufusu 1 milyona variyor. 3.yy ile birlikte dusus donemi basliyor. 4.yy yeralti mezarlari, Santa Pudensiana, S.S. Cosma ve Damiana mozaikleri donemin en onemli eserleridir. M.O. 5.yy’dan beri sehrin, kulturel, siyasi ve sosyal merkezi olan bolgede insa edilen Roma forumlarinin birincisi, M.O. 1.yy’da Giulius Cesare’nin yapmis oldugu Lulium Forumu’dur. Ondan sonra gelen imparatorlar da sirasiyla Foro di Augusto, Foro di Vespasiano, Foro di Traiano forumlarini insa etmislerdir. O donemin sehir ve planlama muhendisleri, tipik bir roma sehrinin ilk gelismis modelini (Il Catrum) cikartmislardir. Romalilarin bir baska mimari yapisi, Etrusk ve Yunan ornelerinden esinlenip gelistirilirek yapilmis Roma Tapinaklari (Tempio Romano)’dir.
Roma tapinaklarinin digerlerine gore en onemli farki; dini toren ve kutlamalarin rahatlikla yapilabilmesi icin tapinak girisinin onu yukseltilip cok genis bir meydan olusturlmasidir. Ayrica bu meydana degisik foksiyonlu binalar yerlestirilmistir. Bu cesit tapinaga verilebilecek en onemli ornek, bugun tamamen hasara ugramis Tempio di Giove’dir. Verilbilecek diger ornekler ise; Tempio della Fortuna Virile (Virile Sans Tapinagi), Tempio di Ercole (Herkul Tapinagi), Tempio di Pola (Pola Tapinagi), Tempio di Vesta (Vesta Tapinagi)’dir.
Roma’daki buyuk anitsal yapilarin yapilmasi, cadde ve meydanlarin insaasi ile birlikte gerceklestirilirdi. Roma’da yapilan bir baska anitsal yapi Il Teatro (Tiyatro)’dur. Roma tiyatrolarinin en onemli ozelligi, hic bir tepe veya yamac destegi kullanilmadan, duz bir alan uzerinden kemerlerin destegi ile insa edilmis olmasidir. Roma doneminde yapilan ilk tiyatro Teatro Pompeo’dir.
Daha sonra Teatro Marcello ve L’Anfiteatro Flavio insa edilmistir. Roma halk yasaminda en cok yer tutan binalardan birisi de Bazilikadir. Bazilikalar, bugunku adliye ve idari binalarin yerini alirlar. Genellikle dikdortgen biciminde yapilir, ic tarafi tek sira sutun ile cevrilmistir. Zamanla bu mimari ozellik degisiklige ugramis ve bazilikanin uzun kenarlarindan birinin tam ortasina bir apsis yerlestirilmis ve dolayisiyla ana kenarlarda da sutun sayisi azaltilmistir. En onemli Bazilikalar; La Basilica di Massenzio, La Basilica di Pompei (M.O. 2yy.)
Romalilarin yasadiklari meskenler, degisik ailelerin prestijinin bir aynasiydi. Bunun en guzel orneklerinden olan Villalar, onceleri tarim ile ugrasan insanlarin islerini yuruttugu bir yer olarak kullanilirken, zamanla, hem bir ticarethane hem de mesken olarak kullanilmislardir. Su ana kadar yapilan kazilarda ele gecen roma donemi villalarindan en onemli ornek; Ercolano kasabasindaki Villa dei Papiri’dir. Sehir merkezinin disinda kurulan villalarin en onemli ozelligi sehirdeki evlerin tam aksine oldukca buyuk alana insa edilmesi dolayisiyla istenildigi kadar hizmetli, hayvan barindirilip, her cesit meyve ve sebze yetistilebilmesidir. Iki bolumden olusan villalarin bir bolomu la pars rustica olarak adlandirilir ve hizmecilerin kaldigi, hayvanlarin barindigi, depolarin buludugu bolumdur. Ikinci bolum ise la pars urbana isminin verildigi aile bireylerinin yasadigi yerdir.
Acik alanlarin bolugu pazar (mercato)fikrinin dogmasina sebep olmustur. Onceleri, Forum’un bir parcasi olan mercato yani pazar yeri, M.S. 117’de Imparator Traiano tarafindan, ortasindan gecen uzun bir cadde ile ayrilan dort katli iki bina insa edilerek otonom yani sadece ticaret yapilan bir yer haline getirilmistir.
L’Aqcuadotto (su kemeri), romalilarin hayatinda cok onemli yer tutan en onemli mimari yapilarindan birisidir. Dagdaki su kaynagindan sehir merkezine, daha sonra da her bir eve ulastirmak icin yapilan su kemerlerinin ilk ornegi M.O. 312’de yapilan l’Aqcua Appia’dir. Romali muhendislerin bir baska dehasi ise kullanilan suyun sehir disina aktarilmasi icin yapmis olduklari Cloaca Maxima olarak adlandirdiklari lagim sistemidir.
Roma mimarisinin onuru diyebilecegimiz Anitsal Kemerler veya Zafer Taklari, unlu aileleri veya kisileri anma torenleri icin yapilmis anitlardir. Bunlarin ilk ornekleri M.O. 2.yy’da yapilmasina ragman cumhuriyet doneminde ve hatta imparatorluk doneminde de belirli meydanlara dikilmistir. En unlu Anitsal Kemerler; Tito, Settimio Severo ve Costantino’ninkilerdir.
Heykeltraslik alaninda yunan sanatini taklit ederek gelistiren Romalilar hem rolyef hem de heykel alninda bir cok eser birakmislardir. En unlu rolyefli anitlar; M.O. 1yy’da yapilan l’Ara Pacis Augutae, 35m yuksekliginde, 6m temel kaidesi olan Colonna Traiano (Traiano sutunu)’dir.
Gotik donemde (Orta cag) nufusu 50.000’e dusen Roma’da sanat buyuk bir krize giriyor. Palecristiana doneminde Santa Maria Maggiore,
Santa Sabine ve San Clemente ilk olarak insa edilir. 9.yy’da sehri Saraceniler, 1084’de de Nomandiya’li barbarlar ele geciriyorlar. 10.-11 ve 12.yy’larda sehir kulturel alanlarda uyanmaya basliyor. (San Clemente, Santa Maria in Trastevere ve San Crisogono insa ediliyor.) (Roma donemi mimarisi ; basit, sade, satafatsiz, mistik mimari). Roma stili zamanla yerini gotik stiline birakiyor (Santa Maria Sopra Minerva, San Paolo, Santa Cecilia kiliseleri insa edliyor)(Gotik mimari ; o donemin kaotik ruh halini ifade eden gizemli ve karmasik mimari).
Monte Ficoi’nun Avinio’dan donusu ile birlikte Roma tekrar sanat ve ticaret merkezi oluyor. 1400’den sonra ronesans doneminden sonra bir cok unlu sanatci Vatican ile birlikte calismaktadir. (San Pietro, Vatikan Sapel’inin Kubbesi, 4.Sisto ve 4. Innocenzo’nun bronz mezarlari Antonio del Paladio tarafindan yapiliyor,Venedik ve Cancelleria Saraylari insa ediliyor). 1500 ile birlikte Roma antik kaput mondo kimligini tekrar buluyor. Ronesansin bas aktorleri , Raffaello, Michelangelo, Bramante, Giulio Romano, Baldasorre Peruzzi, San Gallo gibi sanatcilar bir cok sanat eseri olarak kiliseler, meydanlar saraylar, yollar yaratiyorlar. 1600 ve 1700 yillarda bu mutlu donem devam ediyor; Coracci (Galeria Farnese),Guido Regni, Il Guercino ancak oncelikle Baromini ve Bernini Roma icin calisirlar.
Bu içerik internet kaynaklarından yararlanılarak sitemize eklenmiştir
Ekleyen: Berke

Önceki İçerikMISIR'IN TARİHİ
Sonraki İçerikANKARA'NIN TARİHİ
PAYLAŞ
CEVAP VER
Lütfen yazınızı giriniz.
Lütfen adınızı buraya giriniz.