Türkiyede Rüzgar aşındırması nedir?

TÜRKİYE’ DE  RÜZGAR AŞINDIRMASI.
Rüzgarın tanımı:
Atmosfer  basıncı  farklarından  ve  yer  kürenin  değişik  bölgeleriarasındaki  sıcaklık  farklarındankaynaklanan  hava  hareketi.Havanın  hareket  etmesine  kara  ve  havasıcaklığındaki  değişmeler  neden  olur.Sıcaklık  farkları,  yüksek,  alçak  basınç  alanlarının  doğmasına  yol  açar.Sıcak  bölgelerde  alçak  basınç,  soğuk  blgelerde  yüksek  basınç  alanları  oluşur.Bu  iki  bölge  arasında  basınç  farkının  oluşması  sonucu  hava  yer  değiştirerek  yüksek  bölgelerinden  alçak  basınç  bölgelerine  doğru  hareket  eder.Havanın  bu  hareketinin  adı  olan  rüzgarın  hızı,  havanın  hareket  hızına  bağlıdır.
Bu  hız  saniyede  metre  ve  saatte  kilometre  olarak  açıklanır.Bir  yerde,  rüzgarın  hızlı  esmesi,  hava  olaylarının  şiddetli  bir  biçimde  geliştiğini  gösterir.Hızla  esen  rüzgarın  yıkıcı  etkisi  bu  başlangıçtan  ileri  gelir.1m/sn  hızla  esen  rüzgarın  1mkarelik  bir-yüzeyde  yaptığı  basınç  0,0756kg. dir.Hızı  anometre  ile  ölçülür.
Hızını  tahmin  edebilmek  içinse  botor  ölçeği  (Beaffort  scale)kulanılır.Rüzgar  hızları  haritalarda  knot  ölçülerine  göre  eş               
pız  izotaş  eğrileri  ile  gösterilir.Yönü  ve  hızı  çoğu  zaman  birlikte           
gösterilir.Bir  bölgenin  belirli  bir  süre  içinde  aldığı  rüzgar  ve o-
nun  şiddetini  göstermek  için,  istasyonu  gösteren  küçük  bir  daire-
nin  çevresine  her  yöndeki  rüzgar,  okun  boyu  esiş  sayısına,  ka-natçıkların  sayısıda  rüzgar  şiddetine  göre  alınmak  yoluyla  çizilir.
Bu  tip  diyagramların  çeşitleri  vardır  ve  bunlara  rüzgar  gülü  di-
yagramları  denir.Belirli  bir  yöndeki  rüzgarların  ortalama  hızları  ile  o  rüzgarların  esiş  sürelerinin  çarpılmasına  ortalama  rüzgar  hızı  bulunur.Bunlardanda  rüzgar  sürekliliği  ve  rüzgarın  akım  çizgileri  belirlenir. Rüzgarların  yönleri zaman zaman değişir . Bu  değişmeler hava  koşullları  bakımından  önemli  etkiler  yapar.Bu nedenle  hangi  yönde  ne  kadar estiği  önemlidir.  Eşiş sıklığına  o  rüzgarın frakansı  denir.Frakans adı  gecen rüzgarın esme  süresi yada sayısının  belirli  zaman  ölçülerine  göre (gün , ay , yıl) yüzde  oranı  ile  belirtilir. Rüzgar  sürekliliği ise  belirli sürelerde  belirli  rüzgarların estiğini  göstermek iç in kullanılır.Rüzgarlar  yüksek  başıçlarda esmelere  göre  onları  harakete  geçiren kuvvetin yönü  eş  basınç (izobar) eğrilerine  diktir . Bu kuvvete bara motrek gradyan denir. Barometrik  garadyanın  etkisi altında  kalan  rüzgarlara  da  barostofik  ya  da gostrofik rüzgarları  adı  verilir.
Dünyada  , dönen  bir  küre olduğu  için  rüzgarlar  eşişleri  sırasında  Kuzey  yarı  kürede sağa  Güney yarı  sola  saparlar . rüzgarları  saptıran bu güce koriyolis  etkisi  denir. 
Rüzgarlar yere  yaklaştıkça sürtünme  etkisiy le  hızları  azalır.Buna  bağlı  olarak  koriyolis  etkisi  zayıflar.Bu  rüzgarlara  yarı  sapmış  rüzgarları  adı  verilir.Sapma  olayı  siklon alanındaki  alçalıcı  hava  hareketlerinin  burgaç  durumunu  olmasına neden olur.Bu nedenle  alçak  başınç alanlarının haritasında çevreden  merkeze  doğru  yaklaşan  havada  kuzey  yarı  kürede  saat  göstergesinin  tersine  güney  yarı  kürede  saat  göstergesinin  hareketine  uygun  bir  dönüş , yüksek  başınç alanlarının  haritasında cevreden  merkeze  doğru  uzaklaşan  havada , Kuzey  yarı  kürede saat  göstergesi  hareketine  uygun  güney  yarı  kürede  gösterge  hareketinin  tersine  bir  dönüş  görülür. siklon ve  anti  siklonlardaki  bu  dönüş  hareketi  genellikle  gözle  görülmez . Çünkü havanın hareketinin çapı  yüzlerce  km . Ancak  küçük ölçülü  siklonlarda  torna  dolar  ve  hortumlarda  görülür.
Rüzgarın  yere yüzüne  sürtünmesini  hızı  azaltır ve  sapma  azaldığından sürtünme  yoluyla  yönüde  değişir. Rüzgarların  yere yüzünde  yavaş500-600 m yükseklerde daha  hızlı esmesinin nedeni  yükseklerde sürtünme  yoluyla  rüzgarın hızının azalmaısından  meydana  gelir.
Rüzgarın bulunulan  yere doğru  geldiği yere  rüzgarın  yönü  denir. Bu  yön  coğrafi yönlerle küzey ,batı  rüzgarı vb biçiminde  belirtilir. Türkiyede  rüzgar  yönleri  dört  grupta  toplanır v harfle  ifade  edilir .Bunlar: s  güney(kıple) e doğu , n küzey (yıldız) ve w batı olarak  belitilir .Ara yönler  ise se keşişleme ,ne poyraz , nw karayel ve sw lodos dur.Rüzgar  yönleri  genellikle pusuluların ana ve ara  bölümleri  olan 16
yön boyunca açıklanır.Rüzgarın yönü ,rrüzgar gülü ile  belitilir.Rüzgar , genel olrak  adlandırıldığı  gibi yerel adlarda alırlar . Bunlar  genelde  denizçilikte  kullanılır.Karadenizde  küzeyden esen  rüzgarlar yıldız , ege  denizinden esenler etezyen adını alır. Rüzgarlar kendilerini oluştıran hava kütlelerinin  özelliklerine  göre  sıcağı  yada soğuğu getiriler.Kara dan denize  doğru esen rüzgarlar dalgalar  oluşturur .Özellikle  yönleri  a
 çık  denizden  kara ya doğru esen rüzgarlar fırtınayı  oluşturur. Hava alanlarında rüzgar yönlerini  belirlemek için rüzgar  torbaları  kullanılır .İki uçu  delik bir kumaş borudan oluşan bu torbalar rasat  amcından çok uçuş yapan pilotlara  rüzgarın yönünü  gösterir.
Atmosferi  çanlandıran hava  hareketleri  bütünü büyük çaplı olarak ele alıırsa düzenli bir görünün sergilerler.Yer yüzündeki  metoloji istasyonların her birinin yerine atmosfer basınçının ortalama  değerini koyarak elde edilen eş  başınç eğrileri  haritaları  bir  ekvator alçak  basınçlar kuşağıyla bir birinden ayrılan iki  tropikal yüksek  basınçlar kuşağının varlığını ve  kutup  bölgelerinde hiç değilse aşaı  katmanlarda  oldukça  yüksek  başınçların bulunduğunu ortaya koyarlar. Orta enlemlerde 45 60 derece bileşeni batıdan güney batıya olan rüzgarlar görünür, bular kutup bölgelerinden gelen küzey doğu rüzgarlarıyla karşılaşınca  bu bölgede  tedirginlikler  meydana getirir.Bu tedirginlikker başınç alandaki değişikliklerlke birlikte  görülür, böylece rüzgarlerın düzenide al tüst olduğundan atmosferdeki dolaşın şemasıda bozulur. Buna karşılık musonlar , büyük ana karalarda  belli aralıklarla gelişem etki  merkezinden kynakanırlar.ara karadan yazın denizden gelen nemli bir rüzgar kışın karadan gelen kuru  bir rüzgar eser.
Hava basınçının yere küre üstünde gerçek dağılımı ve da oluşumu , geçiçi rğzgarların oluşumuna  neden olur. Yer yüzünün tüm ülkelerin de  az çok belirli özellikleri bulunan  yerel rüzgarlar eser örneğin akdenizde oluşan alçak basınç alanlarından dolayı  kuzey afrika  kıyılarında  batıdan doğuya esen sıcak ve cok kurak bir güney rüzgarı olan  sriko;  yine sıcak ve kurun rüzgar olan bu tür bir alçak başınç alanın nil deltasına gelmesine yada orada uluşmasıyla esen hamsin riode la platanın  batısında yel çevrimine benzer şiddetli bir rüzgarf olan pam pero yunan takım adalarında yazları esen mevsinlik yada yıllık rüzgarlar adriya denizinde yada karadenizde kış mevsiminde esen bir rüzgar  olan bora vb. Orta avrupada  küzey alplerin isviçre  ve avuturyadaki vadilerinde çok iyi biline föhn rüzgarı da özellikle  belirtilmesi bir rüzgardır .Bu gerçekten bir rüzgarın sıra dağda her dik eşişinde ortaya çıkan olaydır.İç anadoluda Karapınar yöresindeki pek  ibce  volkanik kumların ve küllerin  bulunduğu çıplak yerlerdede rüzgarın etkisi görünmüş, bunların kenarlarındaki yerlerde kaplamakta olduğu anlaşılmış buralarda son15-20 yoldan beri ağaçlandırma yapılarak rüzgarın bu etkileri kısmen olsun önlenmiştir.
                        DENİZLERDE   HAREKET
Deniz yüzü hemen daima hareket halindedir.Bu hareketleri oluşturan iki büyük güç vardır:
1-Rüzgarların tesirleri
2-Ayın ve güneşin günlük gücünün tesirleri
a.Dalgalar,Akıntılar,Gel-Git olayı:
Dalgalar deniz yüzünün dönemli olarak biçim değiştirmesidir.Böyle bir  hareket  sırasında su bölümcükleri çember biçiminde birer yol çizercesine salınırlar.İşte buna Çemberleme  Hareket denir.Dalgada birbiri arından yer değiştiren madde deyil, harekettir.Dalgaların özelliğini ortaya koyan unsurlar vardır:
Dalga yüksekliği:1-2m. bazen daha çok olur.
Dalga boyu:dalganın sırtlarını ayıran uzaklıktır.
Dalga dönemi:  Birbiri ardından gelen iki sırtın yerinde duran bir noktanın önünden geçişleri sırasında geçen zamandır.
Dalganın yayılma hızı:Hareketin deniz veya göl üstündeki yayılış hızıdır.
              Açıklardan kıyılara  doğru ilerleyen dalgalar buralara çarparak aşındırıcı etki oluşturur.Buna dalga aşındırması denir.Kimi zaman 10-20 ton kayalar sürüklenebilir.Bunlar geçtikleri yerleri aşındırırlar.Bu dalgalara çatlayan dalga denir.Kıyı boylarında yar denilen
dik kayalıklar oluşur.
 Deniz akıntıları okyonuslarda ve denizlerde doğdukları bölgelerden uzaklara su kütlelerini sürükleyen hareketlerdir.Bunlar, deniz yüzünde iyice belli oldukları gibi dik akıntılarıda vardır.Bu akıntılar kıyı boyunca  olanları sürükleyici etkilerine bağlı olarakkıyıların işlenmesinde taşınan maddelerin yer yer birikmesinde etkili olurlar.
      GEL_GİT Olayı deniz yüzüde 12-13saatlik dönemlerle beliren deniz sularının kabarması çekilmesi şeklinde görünen olaydır.Bunu gözlemleyen kimse bir anda denizin ağır ağır kabardığını sonra durduğunu görür.Kısa bir süre sonra denizin ağır ağır çekilmeye aşladığını dipteki çamurların yüzeyde kaldığını görür.Daha sonra denizin yeniden kabarıp çekildiğini görür.
Bu böyle her gün olur.2Defa kabarma 2defa çekilme olur.Her gün 50 dk. geç olur.Kabarma ile çekilme arasında düşey seviye farkına Gel- git genliği denir.Okyanus ortasında 60-80cm. kenar denizlerde 8-10m. dir.Kabarma zamanında denizden ırmak ağızlarına doğruçekilme zamanında bunun tersi görünür.Bu harekete bağlı olarak böyle kıyılarda huni biçimli ırmak ağızları oluşmuştur ki bunlara haliç kıyıları denir.Buralardaki watt kıyısı gel git e göre deniz sularıylaörtülen sonra sular çekilince yüze çıkan kıyılardır.
b-Türkiye   Denizlerindeki    Akıntılar:
       Türkiye denizleri iç denizler özelliğindedir.Bu denizleri birbirine bağlayan boğazlarda ve çevrelerinde seviye ve yoğunluk farkından ileri gelen akıntılar vardır.Bunlar bir çeşit boşalma akıntılarıdır.İstanbul ve çanakkale boğazlarındaki akıntılar tuzluluğu az olan suların üst akıntılar şeklinde   karadenizden marmaraya  oradan ege denizine geçmesi şeklindedir.Tuzluluğu az olan sular ise ters doğrultuda dip akıntısı olarak hareketn ederler.Ege denizinde doğu tarafta kuzeye doğru, batı tarafta güneye doğru iki akıntı vardır.Doğudaki akıntı Akdenizin sıcak ve yuzlu sularını çanakkale boğazına getirir.Ege denizinin batısındaki akıntı Çanakkale boğazından üst akıntı olarak gelen az tuzlu suların güneye doğru ilerlemesi sonucu oluşur.
           Ege denizinin batı bölümündeki etkisi altında bulunduran akıntının başlangıç yeri karadenizdir.Buradaki akıntı sisteminin oluşması türlü sebeblere dayanır.Bunların bşlıcaları Laradeniz ile marmara suları arasındaki yoğunluk farkı İstanbul boğazının bir boşaltıcı durumunda olması nehirlerin bol miktarda su getirmasi.
           Karadenizdeki akıntılar kıyı boyunca dolaşan büyük bir akıntı ile bundan ayrılan ve denizin ortalarını tesiri altında tutan devirli su hareketleridir.İstanbul boğazında Karadenizden marmaraya doğru kuvvetli bir üst akıntı vardır.Bunun hızı boğazın en dar yeri olan hisarlar arasında saatte 10 km. yi bulur.Bu akıntı karadenizdeki az tuzlu suların Marmaraya boşalmasından olmuştur.Boğazın dibinde Marmaranın daha tuzlu sularını karadenize taşıyan bir alt akıntı vardır.Kıyılarda kırılan dalgalar böyle akıntıları oluşturur.Kıyıya köşeleme olarak gelen ve kırılan dalgalar kumsal üzerinde kırılmanın sonucu olan bir ilerleme yaparak geriye döner.Böyle bir kırılma ve çekilmeler kumsal boyunca bir akıntı oluşturur.Böylece kıyı akıntıları oluşur.
c-Türkiyede  dalga ve  akıntıların oluştırduğu  kıyı  şekilleri
         Türkiyede çeşitli kıyı şekilleri vardır.Bunların biçimlenmesinde dalgalar ve akıntıların tesirleri vardır.Dalgaların karaya dik çarpması ile yarlar oluşmuştur.Buradan kopan maddeler az ilerde birikerek kumsalı oluşturur. Anadolunun Karadeniz boyu çuk yerinde yüksek kıyılar şeklindedir.Burada denizi pek yakından takip eden dağ sıraları ve bunların kıvrımlı kıvrımlı kıyı çizgilerine çok yerde paralel uzanır.Bunlar uzunlama kıyılardır.Bu sebeble girinti ve çıkıntılar azdır.Sadece dalganın aşıdırıcı etkisi ile yarlı kıyılar birbiri ardına sıralanır,aralarında kumsallar, dere ağızlarında küçük deltalar, ırmak ağızlarında büyük deltalar oluşur.Deltaların ve geniş kumsalların bulunduğu yerlerde alçak ve yatık kıyılar yer tutmuştur.                      
Karadeniz kıyılarının başlıca koyları şunlardır:Sinop limanı,Samsun, Amasra, ereğli, Ordu ile ünye arasındaki koylar, Trabzon ve Vakfıkebir koyları.Koyların azlığı bir kısmınında rğzgarlara karşı yeterince koruyucu olmaması sebebiyle bu kıyı boylarındaki iskeleler  
rüzgarlara açık olmuştur.Bu nedenle buralarda liman tesisleri kurmak gerekmiştir:Samsun, Trabzon, Zonguldak limanları.
          Akdeniz kıyımızda Karadenizinkileri andırır.Buradada uzunlama kıyılar ve kumsallar oluşmuşyur.Burada iki büyük yarımada uzanır:Taşeli ve tekeli yarımadası.Teke yarımadasının güney kıyılarında ”Dalmaçya tipi kıyılar oluşmuştur.Burada kıyıya paralel uzanan sırtlar ile uzun çukurlukların bulunduğu yerlerde deniz sularının basmasıyla oluşmuştur:Sular çukurlukları doldurmuş  sırtlar ise adalar ve kısmen yarımada olarak kalmıştır.Akdeniz kıyımızda üç geniş körfez uzanır:Batıda antalya, doğuda mersin, en doğuda iskenderun körfezleri.Bunlarda rüzgarlara açıktır bu nedenle limanlar kurulmuştur:Mersin, İskenderun, Antalya.
   Ege denizi kıyılarına gelince kıyı şekilleri ve uzanışları farklıdır.Kıyılar enine kıyılarrdır.Geniş çöküntü hendekleri vardır ve deniz suları içine girmiş ve körfezler oluşmuştur.Bu nedenle kıyılar girintili çıkıntılıdır.Gökova, güllük, kuşadası, izmir, çandarlı,dikili ve edremit körfezleri derin girintilerdir.Kıyının bazı kıyıları düzleşmeye başlamıştır:Büyük menderes nehrinin yolu boyunda ve ağzında.Bu sıralarda bafa gölünün yerindeki körfezin ağzı alüvyonlarla dolarak geniş bir alüvyon setle kapanmış ve eski körfez şimdi göl durumuna gelmiştir.19.yy.nin sonlarına doğru Gediz nehri izmir körfezine dökülerek burada delta oluşturmuştur.Ancak bu oluşma izmir körfezini kapama gibi tehlike yaratmış ve bundan kurtulmak için nehrin ağzı körfezin açıklarına çevrilmiştir.
              Marmara denizinin kıyılarına gelince kıyıların ana çizgileri yeni yerkabuğu hareketleriyle oluşmuştur.İzmit ve gemlik körfeziderin bir çöküntü hendeği olarak meydana gelmiş ve doğuya doğru sokulmuştur.Derin ve büyük ırmak dökülmemesinden dolayı dolma durumu meydana gelmemiştir.Buna rağmen sapanca batısında yakın dağlardan inen sürünyü maddeleri ile bir alüvyonlu ova olmuştur.Sapanca gölü meydana gelmiştir.
        Bu denizde Erdek ve bandırma körfezi ise yakın zamanda eski Kapıdağı adasının iki yandan kıyı dilleri ile karaya bitişmesi sonucu bir yarımada durumuna gelmiş bu dolgu yerlerinin iki yanında iki körfez oluşmuştur:Erdek, bandırma körfezi.Marmara denizinin kuzey kıyılarında pek yakın ir geçmişin iki körfezinin ağızları kıyı dilleri ile kapanarak burada iki göl oluşmuştur:Büyük çekmece ve küçük çekmece gölü.
                 İstanbul ve çanakkale boğazların kıyıları ”Rias”tipindedir.
Rias tipi kıyılar okyonus sularının yükselmesi yüzünden vadilerin aşağı kesimlerinin deniz sularının basmasıyla oluşmuş kıyılardır.İstanbul boğazı eski bir akarsu vadisine tekabul etmektedir.Bu vadi eski zamanlarda deniz çekilmesi sırasında suların 90-100m.çekildiği dönemde akarsuyun bu derin vadiyi kazması şeklinde olmuş daha sonraki deniz yükselmesi suların basmasıyla boğaz durumunu almıştır.Haliçte bunun bir koludur.Çanakkale boğazıda benzer bir olay göstermiştir.
                 Bu denizde başlıca ada toplulukları iki yerdedir:
 1-İstanbul yakınındaki adalar:Başlıcaları büyükada, Heybeli ada, Burgaz ve kınalı adaları.Bunlar yer kabuğu hareketleri ile çöküntüye uğramış bir yerde oluşmuşlardır.
2-Marmara adaları topluluğu:Başlıcaları(marmara, paşalimanı, türkeli,ekinci adaları).
                 Bunların dışında bir de gemlik körfezi açıklarında imralı adası vardır.İstanbul ve Çanakkale boğazlarının her iki kıyısıda çok yerinde dik kıyılardır.Eski birer akar su vadisi olarak meydana gelmiş bulunan bu boğazlar, yeni devirlerde deniz suları altında kalmışlardır.
İstanbul Boğazının başlıca büyük girintisi Haliçtir.Boğazın kıyıları rias tipindendir.Bunlar akarsularla açılmış derin vadinin, deniz suları altın-
da kalmasıyla oluşmuşlardır.
Bu içerik internet kaynaklarından yararlanılarak sitemize eklenmiştir

CEVAP VER
Lütfen yazınızı giriniz.
Lütfen adınızı buraya giriniz.